Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Ahmet Uncu; 5 Haziran Dünya Çevre Gününde yaptığı açıklamada; artan çevre felaketleri karşısında etkin bir mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.

1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında alınan kararla 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün kabul edildiğini belirten Uncu; amacın artan nüfus ve sanayileşmenin getirdiği çevresel sorunlara dikkat çekmek, geçici çözümler yerine kalıcı bütünsel çözümler sunmak olduğunu ifade etti.

Ranta dayalı politikaların egemen olduğu dünyamızda; Konferansın üzerinden geçen 50 yılda güç sahiplerinin, çevreyi kendi çıkarları için kullanmaya devam ettiğini söyleyen Uncu,  çevre sorunlarının alarm verdiği noktaya ulaşıldığını sözlerine ekledi.

Pek çok duyarlı çevre kuruluşunun rakamlarla, bilimsel ve görsel verilerle gösterdikleri gerçeklere rağmen gezegenimizin, açgözlüler yüzünden zarar gördüğünü ifade eden Uncu; açıklamasına şöyle devam etti:

“Kuraklık, çölleşme,  biyolojik çeşitliliğin azalması, ozon tabakasının incelmesi, doğal kaynakların kirlenmesi, temiz su kaynaklarının azalması, küresel ısınma, bitmek bilmeyen ve bitmesi de istenmeyen savaşlar tüm canlıların ortak değerlerini tahribata uğratmaktadır. Bugün biliyoruz ki çevre sorunlarının tırmanmasındaki en büyük etken insan davranışlarıdır.

Ülkemizde, çevreyi rant aracı olarak gören anlayışların ürünü olarak hazırlanan yasa ve yönetmeliklerle, uygulamalarla çevre tahribatının boyutları daha da arttırılmıştır.

Ülkemizin birçok yerinde yerel halkın itirazlarına, isyanına rağmen ve doğal ortamın yok olması pahasına hidroelektrik santraller (HES`ler), termik santral projeleri, nükleer santral projeleri, plansızca “ben yaptım oldu” mantığıyla kentlerimizi beton yığınına döndüren, belli çevrelerin verilen projelerle ülke toprakları sermaye çevrelerinin kullanıma açılmaktadır. Açgözlülük öyle noktaya gelmiştir ki doğal değerlerimiz fütursuzca yok edilmektedir.

Kentimiz açısından da başta anız yakmadan, ithal çöplerin gelişi güzel topraklarımıza atılıp yakılması,  parkların yapılaşmaya açılması, evsel ve sanayi atıkların ayrıştırılması ve geri dönüştürülmesi konusundaki yetersizlik, tarım alanlarının yapılaşmaya açılması, var olan ve devam eden kömürlü termik santralleri olmak üzere çok sayıda çevre sorunu bulunmaktadır.  Devam edecek olursak iletim hatlarındaki su kayıpları (ASKİ 2021 Su Kayıpları Yıllık Raporuna göre, 2021 su kaybı % 34,63), tarımda vahşi sulamanın devam etmesi su kaynaklarımıza zarar vermektedir.

Tüm bu çevre felaketleri karşısında görevimiz etkin bir mücadeleyi kararlılıkla sürdürmektir. Etkimizin daha fazla olması için çevreyle ilgili çalışmalarımızın kapsamını genişletmemiz, taviz vermeden duyarlılığı artırmak ve önlem alınması yolunda her çabayı göstermeliyiz.

Bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak amacımız gelecek kuşaklara sağlıklı, yaşanabilir bir çevre bırakabilmektir. Geldiğimiz noktada bunun zorluğunun farkındayız. Ama atılan attırılan her adımın çok değerli olduğunu biliyoruz. Tüm gücümüzle, tüm imkanlarımızla yaşadığımız toplumu ileriye taşıyacak her türlü çalışmaya destek vermeyi kamusal görev olarak addettiğimizi bir kez daha belirtiriz.”