Vali Elban mesajında şu görüşlere yer verdi;


"Türk halkı, asırlardan beri hür ve bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı hayatın şartı kabul etmiş bir millettir. Binlerce yıllık tarihi boyunca başka güçlerin kendi iradesi üzerindeki tasallutunu asla kabul etmeyen ve varlığını daima bağımsız bir devlet uğruna adayan aziz milletimiz, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından da topraklarını işgale gelen düşmanlarına karşı, Adana’mızda da şanlı tarihine yakışır bir direniş ortaya koymuş ve 5 Ocak 1922’de düşmanını dize getirmeyi başarmıştır.
Bu yüzden 5 Ocak, bizim için yalnızca bir tarih değil tarihten öte; şanlı kurtuluşumuzun ve işgal güçlerine karşı yazdığımız destanın adıdır. Aziz milletimizin, kentimizin kurtuluş kaderini bin bir zorluk içinde tayin ettiği gündür 5 Ocak. Bugün bu kutlu günün 100. yıl dönümünü kutluyor, Adana’mızın kurtuluş hissinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'te zuhur ettiği ilk şehir olarak tarihe geçmiş olmasından onur duyuyorum.
Adana ve çevresi Fransız güçlerince işgal edildiğinde ecdadımız; gördükleri zulüm karşısında çok zor günler geçirse de bağımsızlık sevdasından hiçbir zaman ödün vermemiş, esareti kabullenmeyerek birlik ve beraberlik içinde istiklal ve istikbalimiz uğruna cansiparane mücadele etmiştir. Yöre halkı kurtuluşumuz için Kilikya Millî Kuvvetler Teşkilatı etrafında örgütlenmiş ve milis kuvvetlerimiz düşmana karşı zafer kazanmaya başlamıştır. Elde edilen her başarı millî güçlerimizi hırslandırmış, büyük zafere odaklanmalarını sağlamıştır. Şanlı kurtuluş tarihimizin yazıldığı bugünlerde yöremizde “Karboğazı Olayı”, “Kaç Kaç” olayı, Pozantı Kongresi gerçekleşmiş ve sonrasındaki büyük direnişin ardından aziz milletimiz, kurtuluş mücadelesinde başarıya ulaşmıştır. Ağır yenilgiye uğrayan Fransızlar, 5 Ocak 1922'de Çukurova'dan tamamen çekilmiş, ecdadımız bu tarihte kurtuluşumuzun destanını yazmıştır. Bu destanda payı olan Saim Bey’i, Tufan Paşa’yı, Ramazanoğlu Suphi Paşa’yı, Millî Kuvvetler Komutanı Sinan Tekelioğlu’nu, Yüreğir müfreze komutanlarından Molla Nasrullah’ı, Karboğazı Olayı’nın kahramanı Gülekli Hatice’yi, ilk kadın şehidimiz Rahime Hatun’u, Kara Fatma’yı, İbo Osman’ı, adını dahi sayamadığımız kahramanımızı ve Kurtuluş Mücadelesi’nin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü minnetle yad ediyorum.
Millî Mücadele’de başarıya giden yolda yaşanan hadiseler tarihimize birer iz bırakırken, bizlere de unutulmaz bir öğreti miras kalmıştır. Bizler bu mirasın yolunda vatan, millet, bayrak, devlet aşkıyla ülkemizin bugünü ve yarını için daima çalışacak, gelecek nesillerimize durmaksızın Millî Mücadele tarihimizi aktaracak ve genç dimağlarımızda güçlü bir ulus bilinci oluşturacağız; çünkü dününü bilmeyen bir nesil, geleceğini göremez. Millî Mücadele azminden ve kararlılığından aldığımız güçle, devletimizin bekası ve ulusumuzun bağımsızlığı için daima çalışarak milli ve manevi değerlerimize, aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin hatıralarına sahip çıkacağız. Bu hedef doğrultusunda ilimizin kurtuluşunun 100. yıl dönümü anısına ilimiz genelinde 100 etkinlik gerçekleştiriyoruz. Amacımız, gerçekleştirilen her etkinlikle kurtuluş mücadelemizin aziz hatırasını yâd ederek atalarımızdan bize emanet kalan en değerli varlığımız, vatanımıza sahip çıkmak.
İşgallere karşı Anadolu’muzun dört bir yanında verilen kurtuluş mücadelesinin, birçok cephede olduğu gibi Güney Cephesi’nde de aziz milletimizin zaferiyle sonuçlanmış olmasının haklı gururunu yaşıyor, bu duygu ve düşüncelerle Adanalı hemşehrilerimin 5 Ocak Kurtuluş Günü’nü tebrik ediyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Adana’mızın kurtuluş mücadelesinde büyük payı olan tüm kahramanlarımızı bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum."