Başkanımız Av. Veli Küçük yazılı açıklamasında şu görüş ve düşünceleri paylaştı.

“Toplumun geniş kitlesinde haklı olarak bu sözlerin, Ayasofya’nın müze olmasını sağlayan 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının altındaki imza ve karar sahibi Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik olduğu kanaati oluşmuştur. 24 Temmuz 2020 tarihinin Ayasofya’nın ibadete açılması ile birlikte Lozan Antlaşmasının 97. Yıldönümüne rastlaması manidar olduğu gibi ülkemiz topraklarının adeta tapu senedi olan Lozan Antlaşmasından bahsedilmemesi de kabul edilemez. Bu durum yurttaşımız nezdinde haklı olarak açılışa rövanşist duyguların yansıdığı algısına yol açmıştır.

Ayasofya’nın müzeye dönüştürüldüğü 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve dönemin Bakanlarının imzası da bulunmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın başındaki kişi dün Ayasofya’nın ibadete açılışında elinde kılıç ile fetva verdi. Fetva verirken de ne yazık ki açıkça bu ülkeyi kuran, sayesinde özgürce yaşadığımız Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve onun dava arkadaşlarına lanet okuyabilme pervasızlığı göstermiştir.

Her sıkıntıya ve zora düşüldüğünde sarılınan, yalanlar ortaya çıkınca arkasına saklanılan dinimiz sadece bir kesimin değil ülkemizin ve hepimizindir.

“O OLMASA BUGÜN İSTANBUL’A VİZEYLE GİRİP, AYASOFYA ÜSTÜNDE ÇAN GÖRECEK OLANLAR ATATÜRK’E LANET OKUYORLAR; UTANIN”

Bütün dinler sevgi, barış ve hoşgörü üzerine inşa edilmiştir. Bu unsurlar esas alınmadan dinimize sahip çıkıyor gibi görünmek akıl tutulmasından başka birşey değildir. Yapılan saygısızlık, terbiyesizlik ve vefasızlıktır. İslam dinine inanan milyonlarca ülke ve Atatürk sevdalısına hakaret ve ayrıştırmadır.

Şunu da hatırlatırız ki; Bugün geçerli olan tek hukuk, Cumhuriyet hukukudur. “Vakıf malı dokunulmazdır dokunanı yakar. Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar.” diyenlerin Cumhuriyetimizin kurucusuna karşı kürsülerden ad vermeden lanet okunmasını esefle be şiddetle kınıyoruz.

Eğer sözleriniz bu şekilde yorumlandığı ve algılandığı gibi değilse, başka saik ve gerekçeye dayanıyorsa açıklama yapınız.

Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün yok sayılmasına ve hakaret edilmesine hiçbir zaman izin vermeyeceğimiz bilinmelidir. Daha evvel bir çok konuda yaptığınız gerçeğe aykırı sözler, Cumhuriyet değerleri karıştı tutumlar ve kabul edilemez bu son sözlerinizden dolayı derhal istifa etmeniz ve de özür dilemeniz gereklidir. Her halükarda hukuksal süreç de işlemeli, bu sözler karşılıksız kalmamalıdır.

Bugün minberden isim vermeden Atatürk'ün kurduğu devletin bir memuru, onun kurduğu Diyanetin Başkanı olduğunuzu, ülkemizin değerlerine, kurucusuna saygı göstermek zorunda olduğunuzu bir kez daha hatırlatıyoruz.

O olmasaydı bugün İstanbul’a vize ile grip Ayasofya üstünde çan çan görecek olanlar, Atatürk’e lanet okuyorlar.

Tarih ibatede açılış programında elinde kılıçla hutbe verenleri değil,
3 kırık kaburga, delik bir karaciğer ile cepheden cepheye savaşıp yoktan bir ülke kuranları yazar.. “