Ankara Barosu’nun instagram sayfası üzerinden canlı yayınlanan etkinlikte konuşan Av. Veli Küçük , “Biz savunma görevi yapıyoruz. Bu görevimizin de kutsal olduğuna inanıyoruz. “ dedi

17 Nisan 2015 tarihinde baromuz mensubu meslektaşlarımızın Adliye girişinde x-ray cihazından geçmeden içeriye girmek istedikleri esnada polislerin aldıkları talimat gereği bu şekilde almayacaklarını söylemeleri sonrasında yaşanan arbedeyi dile getirdi.

Kendisi de dahil olmak üzere 10 meslektaşıyla birlikte 16 Ekim 2017 Pazartesi günü “ görevi yaptırmamak için direnme ve kamu malına zarar vermek” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasında beraat ettiklerini hatırlattı.

Başkanımız Av. Veli Küçük, şöyle devam etti;

“Bizler bu kanunsuz ve hukuksuz uygulamaya karşı cesur, ilkeli ve dik bir duruş sergiledik. Bu büyük bir kazanımdır ve emsal teşkil edecek bir karardır. Avukatlar, yapılmak istenen uygulamanın tek kişinin iki dudağının arasından çıkan, yerelde bunu emir telakki edenlerin başlattığı parti devleti uygulaması ve korku imparatorluğu yaratma çabası olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Biz bu duruşumuzu her platformda göstermeye devam edeceğiz.

Halkın hak arama özgürlüğünün ve savunmanın temsilcisi konumunda bulunan avukatların görevlerini yapmaktan uzaklaştırılması, halka karşı girişilen bir eylem niteliği taşır.

Ve bu kutsal meslek yurttaşın adalete erişimin en önemli unsurudur. Yargının kurucu unsuru olan mesleğimiz her zaman iktidara, hükümranlara, dönemin güçlerine karşı ne şartta olursa olsun evrensel hukuk kurallarını savunan meslektir.

Uluslararası Sözleşmeler, Havana Kuralları, Turin İlkeleri avukatları yaşadıkları dönemin ve toplumun tanıkları olarak nitelemektedir. İyi bir hukukçu insanını, vatanını, ülkesini severek bu unsurları mutlak suretle dikkate alan kişidir.

Geçtiğimiz yıl Avukatlık Kanununda Barolar ve seçim sistemlerine yönelik değişiklik girişimlerini doğru bulmadığımızı, bu girişimlerin durdurularak, geri çekilmesini her platformda dile getirdik. Ancak yeterli olmadı. Ardından avukatın bağımsız ve özgür yanının koruyucusu, milyonlarca yurttaşın temel hak ve özgürlüklerinin yılmaz savunucuları gücünü ve kamu kurumu niteliğini Anayasa’dan alan bir Cumhuriyet kurumu olan Barolar için baro başkanları olarak Ankara’ya doğru yollara düştük. Başkent Ankara’nın girişinde hepinizin bildiği gibi hayret verici bir durumla karşılaştık.

Baro başkanları olarak bizler Anayasa ve yasalardan kaynaklanan protesto hakkını kullanmak isterken, yüzlerce polisle insanlık dışı bir muamelede karşı karşıya geldik.

Yaşımıza, güneşe, yağmura ve virüse rağmen ülkemizin dört bir yanından Ankara’ya yürümemizin ve başkentimizin girişinde tarafımıza uygulanan insanlık dışı muameleye rağmen direnmemizin ve kararlı duruşumuzun nedeni; Baroların yapılarının değiştirilmesi adı altında parçalanma, niteliksizleştirme ve susturulma tehdidine karşı bir tepki ama aslında bu tehdidin yurttaşın sesinin kesilmesi, temel hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılması karşısında savunmasız bırakılması anlamına gelmesiydi.

Bizlerin barışı, insan haklarını, demokrasiyi ve özgürlükleri kazanmak ve kullanmak adına bu baskılara ve hukuksuzluklara boyun eğmeyeceğinin bilinmesini istiyorum. Tüm bu hukuksuzluk saldırılara karşı dimdik ayakta duracağız. “ ifadelerine yer verdi.