YARGISAL KARAR MERCİLERİ ‘TARAFLI’ ALGISI YARATMAMALI!”

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, açıklamasında şu görüşleri paylaştı.

04/04/2021 tarihinde ‘104 amiralden Montrö bildirisi’ başlığı altında yayınlanan açıklamayı yapan emekli amirallerin muvazzaf, görev başında ve askeri güce sahip olmadıklarını, denizci ve bu alanda uzman nitelikleri hasebiyle ‘Montrö Antlaşması’ konusunda fikir beyan etmelerinin hukuki açıdan suç teşkil etmediği çok açıktır. Anayasamızın 26. Maddesi ‘Herkes düşünce ve kanaatlerini tek başına veya toplu olarak açıklama hakkına sahiptir’ demektedir.

“YARGI MENSUPLARI SİYASET ÜSTÜ VE HUKUK İNSANLARIDIR; İHSA-I REY İÇERİKLİ AÇIKLAMAYLA BU ÇİZGİYE AYKIRI DAVRANIŞ İÇİNDE BULUNULMUŞTUR”

Güçler ayrılığına dayalı demokratik siyasal sistemin yapı dinamiği açısından insan hakları ve özgürlüklerinin güvencesini bağımsız yargı erki oluşturmaktadır. Yargı erkinin bağımsızlığı hukuku yorumlama ve uygulama yetkisinin dışarıdan ya da içeriden herhangi bir müdahilliğin mutlak biçimde reddini ifade etmektedir. Emekli amiraller hakkında yasal süreç başlatılmasından sonra aralarında kimi kamu, kurum ve kuruluşlarının da olduğu birçok çevreden açıklamayı eleştiren olumlu ya da olumsuz tepkiler geldi. Eleştirel açıklamalarda bulunanlar arasında kimi yargı kurumları ve yargı mensuplarının da olduğu görülmüştür.

Yargıtay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Anayasal ve yasal yetkiye dayanmayan ve milletin iradesini hedef alan hiçbir güç ve oluşum kabul edilemez" denilmiştir.Danıştay Başkanlığı'nın açıklamasında ise hukuk ve demokrasiye aykırı girişimleri çağrıştıran ifade ve üslup ile devlet organlarının egemenlik yetkisine müdahale edilmesinin, demokrasiye ve hukuk devletine zarar verdiği belirtilmiştir.

Bu söylemler ve düşünceler başlı başına paylaşıldığında tartışmasız doğru ve önemlidir. Ancak; sıcak gündemde yargısal süreç ve karar noktasındaki Yüksek Yargı kurumlarının bu tarz açıklamaları ilk derece yargı mensupları üzerinde yönlendirme ve baskı oluşturacaktır. Suç oluşturduğu iddiasıyla açıklamada imzası bulunan kişilerin gözaltına alınması üzerine, siyasetçilerin tepkileri yanında, Yargıtay ve Danıştay’ın da yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını ihlal ederek, yasal süreçler sonrası önlerine gelebilecek dosya veya dava olabilecek bir konu hakkında ihsas-ı rey niteliğinde açıklama yayımlaması, bazı mensupların televizyon programlarında bu görüşleri paylaşmaları etik ve demokratik değildir.

YARGI MENSUPLARI SİYASET ÜSTÜDÜR

Bizzat Yüksek Yargı ve mensupları vicdani, kanuni ve hukuki sınırları ihlâl etmemelidir. Yargı mensupları siyaset üstü ve hukuk insanlarıdır; Bu çizgiyi ve hassas teraziyi iyi ayarlamak, ona uygun davranış sergilemek zorundadırlar.

Bizler; durumdan vazife çıkaran değil, ülkesinin yasalarını ve bireylerinin haklarını göz önünde bulunduran yargı mensupları istiyoruz. 104 emekli amiralin açıklaması bir araya gelmeleri, sayıları ve yayınlanma saati gibi unsurlar dikkate alındığında yüzüncü yılına ulaşmakta olan güzel ülkemizin darbeler ve girişimlerini yaşamış olumsuz ruh halinde tereddütlere sebebiyet vermiştir. Açıklama bir durum tespiti, yaşanabilecek uluslararası tehlikelerin hatırlatılması ve bu minvalde içeriğinde şiddet ve tehdit mesajı barındırmayan niteliktedir.

Siyasi iktidarın ve devletin görev ve sorumluluk makamında olan kişilerin bir fikir açıklamak için ‘parti kurun’ veya ‘siyasete girin’ kabilinden söylemleri Anayasamızda teminat altına alınan hak ve özgürlüklerin hiçe sayılmasıdır. Ayasofya Camii Baş İmamının üzerine elzem olmamasına rağmen laikliğin kaldırılması da dahil birçok güncel konuda söylemde bulunduğu ve gündem oluşturduğu bir dönemde elbette ki herkes kendi görüş ve düşüncelerini rahatlıkla paylaşabilmelidir. Düşünce ve ifade özgürlüğü hiçe sayılarak güzel ülkemizin insanlarının ve toplumun ayrıştırılması ve kutuplaştırılması hiç kimseye yarar sağlamayacaktır. Demokratik hukuk devletinde, demokrasi ve insan haklarını ortadan kaldıran darbeler ve totaliter-otoriter rejimler asla kabul edilemez! Tüm darbeleri lanetliyor ve kınıyoruz.  Bu değerlendirmeleri yaparken de anayasal ve evrensel haklar engellenmemeli, hukuk devleti ve demokrasi tam anlamıyla işlemelidir