HAİM NAHUM DÜŞÜNCESİNE TESLİM OLMUŞ BİR FERT…

Abone Ol
Önceki gün bir arkadaşımı ziyaret ettim. Kendisini aralıklarla da ziyarete giderdim. İki ay öncesinde yine ziyaret ettiğimde, Türkiye’nin siyasi çıkmazları üzerine her zaman olduğu gibi çok faydalı istişarelerimiz olmuştu. Ancak bu ziyaretimde sanki yaşayan bir cenaze ile buluştum diyebilirim. Özgüvenini kaybetmiş, içindeki umut ışığı sönmüş, yarınlara dair o iki ay öncesine kadar diri olan beklentileri tükenmiş, memleketin ve milletin gidişatına ilişkin tüm duyarlılığı kaybolmuş ve adeta başını eğik ve omuzlarını düşük buldum. O hep şikâyetçisi olduğu siyasi çıkmazlarımızdan söz açıp, son değerlendirmelerini duymak istediğimde, boş gözlerle duvara bakarak, “artık bunların hiç birisiyle ilgilenmiyorum” dedi. Kendisini biraz daha dinlediğimde, 100 bin TL. miktarlı kredi kartlarına boğulduğunu, ev ve işyerine 7 banka tarafından haciz işlemi yapıldığını söyledi. Ve ilave etti… Şimdi Türkiye yeniden işgal edilse, hatta Suriye ile savaşa girse ve 3. dünya savaşını başlatsa, umurunda olmayacağını söyledi. “İnceldiği yerden kopsun” dedi. Aklıma Haim Nahum doktrini geldi.   

            Haim Nahum doktrinini şu ana fikir kümelerinden oluşturmuştu. Türkleri savaşla yıkamazsınız. Türkleri yıkmak için;

* Türk Milleti’ni aç bırakacaksınız. Yani ekonomik üretkenlikten el çektirerek kendisine özgüveni olmayan bir topluluk yapacaksınız.

*Türk Milleti’ni işsiz bırakacaksınız. Yani üretkenlik melekelerini yok edeceksiniz. Gerekirse onlara bir tarım toplumu olmayı bile çok göreceksiniz. Onların ahırlarla, sığırlarla ve hayvanlarla meşgalesine bile yani hayvancılık yapmalarına bile meşakkatler getireceksiniz.

*Türk Milleti’ni borca esir edeceksiniz. Türk Devleti’ni borçlandırmak yetmez. Fert fert bizzat bireyi borçlandıracaksınız.”Onurum, ömrümden uzun olsun şuur sadeliğindeki bu millet borçlandırılabilirse, yok edilmesi kolay olacaktır.

*Türk Milleti’ni dininden yani gerçek İslam’dan uzaklaştıracaksınız. İşte bu dört şartı yerine getirmeden Türk Milleti’ni tarih sahnesinden silmek için savaşmayınız. Eğer bu şartlar tekâmül etmeden savaşırsanız, kazanamazsınız ve hep yenilirsiniz. Hayım Nahum, Avrupa ülkelerinin Başbakanlarına ve devlet erkânına, “beş yıl süren 1. dünya savaşında bu akıbetten kaçabildiniz mi ve onları yenebildiniz mi?” diye de eklemiştir.

            Ülkemizde; üretimin önüne, tarımın önüne, hayvancılığın önüne, sanayileşmenin önünde son 11 seneden beri takozlar inşa edilmiş, ancak emperyalizmi kanlandıracak tüketim sarhoşluğu ise, adeta teşvik edilmiştir. Ülkemizde üretim ve tüketim dengeleri arasına müzakere edilmeyen ve tedbirine yanaşılmayan bir karakter öldürücü yaban virüsü girmiştir ve tüm bedeni her geçen gün daha da zayıf düşürmektedir. Tüm bu nedenlerin neticesi olarak ülkemizde işsizlik oranları dağlar kadar yüksek seviyelere oturmuştur.

            Mısır hahamı olan Siyonist Haim NAHUM 1923 yılında Lozan antlaşması öncesinde Avrupalı dostlarına ve mason loca şeflerine şöyle seslenmiştir. '' Yanlış yapıyorsunuz; Anadolu'yu işgal etmekle Müslüman Türkleri sindireceğinizi mi sanıyorsunuz? Hayır, birkaç yıl içinde bu milletin yeniden dirileceğini, toparlanıp derleneceğini hesaba katmıyorsunuz! Öyleyse yapılacak şey; Lozan antlaşmasıyla bunlara bir fırsat tanıyıp, bu zaman içinde İslamiyet'ten uzaklaştıracak, din ve tarih şuurunu unutturacaksınız. Müslüman Türkler, bir iman ve ahlak tahribatı süreci geçirmelerini sağlayacaksınız. Ekonomilerini çökerteceksiniz, siyasi partilerden gazetecilere, hepsini ele geçireceksiniz. Onları, ülkelerini parsel parsel satacak hale getireceksiniz. Yumuşak ve kolay lokma yapıldıktan sonra ise, Türkiye’yi parçalanıp büyük İsrail'e katacaksınız.'' demiştir. Evet, lokma haline getirilmiş ve Haim Nahum düşüncesine teslim olmuş milyonlarca insanımızdan sadece birine tanıklım ettim önceki günkü ziyaretimde… Evet, önceki gün bir ferdimizi ziyaret ettim. Artık dünya yıkılsa umurunda olmayacak hale getirilmiş bir değerimizi…