Geçtiğimiz hafta Adana siyasi kulisleri, MHP İl Başkanı Ahmet Erdoğan'ın "istifa" haberiyle sarsıldı.
MHP'nin, gülen yüzü artak yok.
Erdoğan, "hastayım" demiş istifa gerekçesinde.
Bu bana hiç de inandırıcı gelmedi.
Çok genç yaşına rağmen, usta politikacıların uzlaşı kültürene sahip, şiddetten kaçan, olayları hep barışçı yollarla çözen, mücadele etmlekten yorulmayan ve hepsinden önemlisi MHP'nin gülen yüzü olan Ahmet Erdoğan'ın, seçimlere 5 kala çok başarılı olduğu il başkanlığı görevinden istifa etmesi düşündürücü.
İstifa gerekçesinin arkasında daha ciddi olayların yaşandığını sanıyorum.
Erdoğan, öyle hastalıklara papuç bırakacak biri değil.
Milliyetçi değerleri, hayatının önünde koymuş idealist bir ülkücü.
Yani nesli tükenmişlerden, istifasının ardında yürek namusu gereği söyleyemeyeceği gerekçeler vardır.
Aslında, yıllarca "ağır abilerin" yönettiği, ılımlı milliyetçilerin kapısının önünden bile geçmeye cesaret edemediği MHP'yi, "güler yüzlü" hale getiren Erdoğan'ın istifası, Erdoğan açısından "kayıp" sayılmaz.
"Ahmet Erdoğan'ın istifası MHP'nin kaybıdır" demek daha doğru olur.
Aylardan beri, Ahmet Erdoğan'ı, görevden "almaya" niyetlenip, "görevden alma" işini erteleyenler, Büyükşehir Belediyesindeki "çirkin baskını" düzenleyip, vebali Ahmet Erdoğan'ın sırtına yükleyenler, nihai amaçlarına ulaştılar.
Ulaştılar ulaşmasına da, bu işten en büyük zararı MHP'nin göreceğini hiç mi hiç hesap edemediler.
Zaten Erdoğan'ın gitmesini isteyenler, böyle bir hesabın içinde de olmazlar.
Onların tek hesabı Adana Büyükşehir Belediyesindeki rantın paylaşılması.
Yaşamları "ülkücü" kılıf arkasında ranta endekslenmiş.
Parti, bunların babasının çifliği haline gelmiş.
MHP'nin rantiyecileri Ahmet Erdoğan'ı yediler.
Milletvekili seçimlerinde Ahmet Erdoğan'ın ayaklarına dolaşması istemediler.
"Taşıyamayacağı" milletvekili listesine itiraz etmesini beklemediler.
MHP'nin Adana'da dibe vurmasını göze alıp, Erdoğan'ı istifa ettirdiler.
Geçtiğimiz ay çok sevdiğim her alanda aktif milliyetci gençlerden biriyle sohbet ediyordum "neden önümüzdeki seçimlerde aday olmuyorsun" dedim.
Verdiği yanıt ; "aşılması zor bir adam var, onun onayı olmazsa hiç kimse MHP'de siyaset yapamaz" dedi.
Hiç şaşırmadım.
O aşılması "zor" adamı tanıyorum.
Dış ilişkilerinde öyle söylendiği kadar aşılması zor bir adam değildir.
Telefonu 24 saat açık, siyasi ayırım gözetmeden bir sorun varsa elinden geleni yapmaya çalışır.
Ama...kendi tabanı içinde adı "aşılması zor adama" çıkmış.
Şimdi bu "aşılması zor adama" diyorum ki, ağır abim, sevgili milletvekilim,
Ahmet Erdoğan gibi bir İl Başkanının açığını nasıl dolduracaksınız ?
Ahmet Erdoğan, İl Başkanlığı sürecinde tüm Adana kamuoyunun desteğini arkasına aldı.
Her siyasi görüşten insanın takdirini kazandı.
2009 olaylı yerel seçim sürecindeki krizi büyük bir ustalıkla yönetti.
Hepsinden önemlisi, MHP'nin kapısından geçmeye korkanları kucakladı, sardı sarmaladı.
Seçimlere beş kala Erdoğan'ın istifasına neden engen olmadınız ?