Mimarlar odası ve bakış açısı!

Abone Ol

Adanalı yıllarca siyasilerin kavgalarına şahit oldu.
Aytaç Durak ilçe Belediye Başkanlarıyla
Sanayi Odası Başkanı, Ticaret Odası Başkanıyla
Belediye Başkanları oda Başkanlarıyla
Hep kavga ettiler.
“Benim ismim daha ön planda olsun” , “Ben kentin veya STK’ların tek sesi olayım”
Yani kısır çekişmeler…
Son dönemde Odalardaki değişimle; Sanayi ve Ticaret odalarıyla, Ticaret Borsası Başkanları belki de ilk kez aynı salonda tartışmadan oturmaya başladılar. Bu olumlu gelişme kentin her yanını saracak derken geçtiğimiz günlerde kent adına üzüntü verici gelişmeler yaşandı.
ÇUGİAD bir süre önce “Hayalimdeki Adana” proje yarışması düzenlemeye başladı. Bu projeyle fikirlerin ortaya çıkarılması ve ufkun genişletilmesi hedefleniyor.
Güzel bir fikir projesi.
Bu nedenle bende  görev yaptığım Kanal A TV’de Kentin Yüzü programına ÇUGİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya’yı davet edip, projeyle ilgili çağrısını kamuoyuna yapması için imkan tanıdım.
Çokta iyi oldu.
Buraya kadar her şey güzel.
ÇUGİAD bu projenin daha çok kişiye ulaşması için meslek odalarından bir yazıyla duyuru istemiş.
 Ancak Meslek örgütü olan Mimarlar odası ÇUGİAD’a  bir yazıyla yarışma konusunda çekincelerini iletmiş.
Ancak ÇUGİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya bu yazı üzerine sosyal medyada ağır açıklamalarda bulunmuş.  Anlamadığım nokta, kendi koyduğu kurallara bağımsız meslek odalarının uymaması neden insanların tepkisini çeker. Keşke Ömer Faruk Sakarya,  böyle bir tepki koymasaydı.
Bu tepkinin ardından medyada yazılar yazıldı.
Tabiki Mimarlar Odası bir meslek örgütüdür. Meslektaşlarının ve kamunun çıkarlarını koruma ağırlıklı bir görev yapar. Mimarlar Odası İlçe ve Büyükşehir Belediye Meclislerinin aldığı ve kamu yararı olmadığına inandığı çok sayıda davanın üst mahkemelerce iptalini sağlayarak kent gelişiminin sağlıklı olması için mücadele verdi. Vermeyi sürdürüyor.
Tabi burada Mimarlar Odasının meslek örgütü olarak Taşköprü’nün kente kazandırılmasındaki rolünü unutmamak gerek.
Mimarlar odası, yıkılmak üzere olan Taşköprü’nün restorasyonunun yapılması için kapı kapı dolaştı, forum yaptı, muhatap buldu, çok pahalı olan röle - restorasyon projesini bila bedel yaptı. 
Ardından yaşanan süreci biliyorsunuz. Taşköprü Karayolları tarafından yapılan ihaleyle restore edilerek yıkılmaktan kurtuldu ve gelecek nesillere teslim edilmek üzere korunmaya alındı.
Mimarlar Odasının kent adına hassasiyeti bu şekildeyken konu meslektaşları olunca da bu hassasiyetini sürdürmesi beklenir. Şayet siz meslektaşlarınıza ÇUGİAD’ın böyle bir duyurusunu yaparsanız paranın kaynağını belirtmek zorundasınız.  Ödülün kaynağı, juri üyeleri ve diğer uygulamaların mutlaka bilinmesi ve birlikte belirlenmesi gerekir. Zaten doğrusu da bu. Akıl akıldan üstündür boşuna dememişler.
Bu tartışmaların medya üzerinden yapılmasının ardından Mimarlar odası bir açıklama yaptı. 
“Geldiğimiz noktada Türkiye de buna benzer pek çok yarışma, odamızca mevcut yasa ve yönetmeliklere uymayan hükümleri nedeniyle aleni bir şekilde boykot edilmiştir” diyen Mimarlar Odası Başkanı Bekir Kamışlı, şu ifadelere yer vermiş;
“Proje olarak adlandırılan “Hayalimdeki Adana” projesi bir fikir yarışması niteliğinde olduğunu zannediyoruz.  ÇUGİAD ‘ın ilan ettiği yarışmaya gelince, yarışma kültürü henüz kurumsallaşmamış olan ülkemizde kamuoyuna ilan edilecek bir yarışmanın güvencelerinin de net olması lazımdır. Jüri oluşumunun bağımsızlığı, yarışmacılar arasında eşitlik ve gizlilik ilkesinin temini, fikir ve sanat eserleri yasası kapsamında fikri eserin telif haklarının güvencesi, gibi pek çok konu şartnamelerle eser sahibini korumaya dönük doğru bir şekilde belirlenmiş ve sözleşmelerle hüküm altına alınmış olması gereklidir.
Ülkemizde çıkan bu tip yarışmalarda Resmi Gazetede yayınlanmış Kamu İhale Kanununun (KİK) eki olan fikir projeleri yarışma şartnamesi hükümleri çerçevesinde ilana çıkılıyor ve bu şartname çerçevesinde jüri oluşturulup yine bu şartname çerçevesinde eser seçimi gerçekleştirilmektedir. Bu tip yarışmalarda önemli olan para vermekten çok yarışma adaletini sağlamak ve yarışmacıyı korumak ilkesidir. Sonuç olarak; bu olayda bizler ÇUGİAD’ ın Adana kaygısı çerçevesinde ilana çıktığı bu yarışmasının iyi niyetle ancak hukuki açıdan bilgi eksikliği ile çıkartıldığına inanıyoruz”
Açıklama böyle.
Ben inanıyorum ki, ÇUGİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, bu tür başvuruları yazışmalarla değil, karşılıklı ziyaretle yapsaydı bugün bu yarışmanın etkisi daha çok olurdu.
Yani belki de olmayan ama kamuoyunda “kavga ortamı” olarak adlandırılan bu durum yerine  ikili ilişkileri güçlendirmek başarılı sonucu yakınlaştıracaktır.