Nefret İçin Ayrımcılık

Abone Ol

Farklılıkların ortaklığıyla güzelleşecek bu ülke diye düşünebilmek…  Ayrışmadan, ayrıştırılmadan ortaklıklarımızı bularak yaşayabilmek… Bunların klasik olduğunun ve hep sözde kaldığının bende farkındayım, ne yazık ki… Ama her zaman istediğimiz gibi bir şeyler olsunda en aza inebilsin… Düşündükten sonra başlamak işin yarısıdır diye işe koyulmak ne güzel… Burası Türkiye olur böyle şeyler diyenlere tokat gibi cevap bulabilmek… Hiç sorma gitsin. Bu cevabı bulmak beni ne kadar rahatlatacak, anlatamam.

                Haklarını bilmeyen insanların haksızlığa uğradıktan sonra gözlerindeki o mazlumluğu görmek gerçekten çok üzücü bir durum. Herhalde sorun haklarımızı tam bilmemekte yatıyor. Birde sadece benim dediğim olmalı diye düşünen ideolojilerde yatıyor bana göre. Eee tabi hakları bilmekle kalmaz bu işler. Savunmayı bilmekte gerek.  Birde yalaka, hak yiyiciler var. Sırala sırala bitmez bence bunlar. Bir şeyleri eleştirdikten sonra çözüm sunmalısın deriz. İnanın çözümü de bilmiyorum. Nasıl olacak peki?

Hani geçen yazımda dikkat çekmek konusu üzerinde durmuştum. Galiba dikkat çekmek için yapılan birçok şey çok yararlı oluyor. İşte bu konu üzerine de dikkat çekici şeyler eklenmeli ki farkına varalım. İlkokuldan beri hep aynı kelime gruplarını duymakla geçti ömrümüz. Hep şöyle yazardı: “ırk, din, dil, renk …vb. ayrımı gözetmeksizin….!!!” İşte bu cümleyi ben çok duydum. İlkokul ve lise kitaplarından, televizyondan, siyasetçilerden, sanatçılardan yani duyulması gereken her yerden duydum ve duyduk. Ne kadar aşina kulağımız değil mi? Çok anlamlı bir kelime bütününden oluşuyor bu cümle… Ama gel gör ki lafta kaldı mı, işte insan buna üzülüyor.

Hani bu aralar kadınlar sokaklarda protestolara başladılar. İstediğimizi giyeriz diye slogan attılar. Amenna. Bu hak en doğal hakkınızdır. İtirazsız, tartışmasız bu hakkınızı bende savunuyorum. Ama gelinde başörtüsü takanlara da bu özgürlüğü uygun görün.  Sadece kendinizi düşünmekle demokrasi olmuyor. Demokrasi sadece hep bana hep bana olmasın yahu. Böyle olunca çok komik oluyor. Kapsayıcı özgürlükler konusunda hassas olmak gerekli galiba. Her şeyi biz biliriz, sadece bizim doğrularımız kabul görsün demeyelim. Vaatlerde bulunurken gerçekçi olup ayrıştırmayalım.

Bana göre Süleyman Demirel zihniyetiyle hareket etmek bize zarar verir. Onun dediği gibi başörtüsü takmak isteyenler başka ülkede yaşasın derseniz, benim tek cevabım canınız cehenneme olur. Nefret söyleminin konusuna girdim galiba bende bu cümlemle. Ayrımcılıkla gelen nefret değil ayrımcılığa nefret duyuyoruz. Bırakalım da herkes rahatlıkla savunduğu düşünceyi söyleyebilsin. Saygı manyağı olalım birbirimize karşı… “Irk, din, dil, renk… vb. ayrımı gözetmeksizin…. “Cümlesi artık ilkokul kitaplarında kalmasın…

          Bir kere mi?
               Son zamanlarda en çok güldüğüm bir cümle oldu bu. Bu yüzden paylaşmak istedim. “Bir kere iktidara gelelim, bizi de görün!”. Bu cümleyi bir siyasetçi mitinglerinden birinde söyledi. Neden bilmem ama harbiden bana çok komik geldi. Bana göre böyle bir cümlenin kurulmasında, çaresizlik yatar. En azından ben böyle hissediyorum. Oy toplamak için her yolun mübah görülmesine zaten baştan karşıyım. Bütüncül politikanın her zaman destekçisiyiz.

Soru: Ayrımcılık ve Nefret hayal edilen medeniyette kara listeye alınmalı mı?