Bu kapsamda yazılı bir açıklama yapan Türk Toraks Derneği Çukurova Şubesi Başkanı Doç. Dr. Mehmet Ali Habeşoğlu, dünyada yaklaşık 300 milyon astımlı olduğu tahmin edildiğini,  ülkemizde her 12-13 erişkinden birinin ve her 7-8 çocuktan birinin de astımlı olduğu bilgisini verdi.

Astımın akciğerdeki hava yollarının mikrobik olmayan bir iltihap sonucu daralması sonucunda ortaya çıkan kronik bir hastalık olduğunu söyleyen Habeşoğlu; “Astımlı hastalardaki bu iltihap hiçbir zaman sönmeyecek bir ateşe benzetilebilir, ancak bu ateşi küllendirmek mümkün. Hava yollarındaki iltihap alevlendiğinde hastalarda nefes darlığı, hırıltı, hışıltı, öksürük ve göğüste sıkışma hissi yakınmaları ortaya çıkar. İltihap kontrol altına alındığında ise yakınmalar tamamen kaybolur veya belirgin ölçüde hafifler.  Genellikle tekrarlayıcı olan bu şikâyetler astım kontrol altına alınmazsa kalıcı bir hale gelebilir.” ifadelerini kullandı.

Astım tedavisinde ana hedefin hastalığın kontrol altına alınması yani, hastanın hiç şikâyetinin olmaması, günlük kişisel ve mesleğinin gereği olan işleri herhangi bir kısıtlanma olmadan yapabilmesi, başka bir deyişle hastanın yaşamın her alanında aktif olmasının sağlanması olduğuna dikkati çeken Habeşoğlu,  Astım ilaçlarının genellikle özel cihazlarla soluk alma yoluyla alınabildiğini, Bu ilaçların düzenli olarak uygun teknikle alınmadıklarında hastalığın kontrolünün sağlamasının güçleşeceğine işaret etti.

Habeşoğlu sözlerini şöyle tamamladı; “Bu nedenle hasta ve hekim tam bir işbirliği içinde olmalıdır.  İlaçlar kadar hastanın kendini astımı tetikleyen faktörlerden koruması son derece önemlidir. Hastaların sigarayı bırakması, kilolu olanların kilo vermesi, düzenli egzersiz yapması ve duyarlı olanların ev tozu, küf mantarları, evcil hayvanlar ve hamam böcekleri gibi alerjenlerden uzak durmaları gerekmektedir”