Ömür boyu beraber ve mutlu olmak için başlanılmış bu birlikteliklerin bir kısmında, maalesef, kısa bir süre sonra sorunlar çıkmaya başladığını belirten TERAPİDER (Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği) Genel Başkanı Uz. Dr. Taner CANATAR; ‘Evlilik öncesi süreçte çiftlerin birbirlerini iyi tanımamaları, evlilikle ilgili gerçekçi beklentiler oluşturmamaları, eşiyle etkili iletişim kurma yollarını ve ortaya çıkabilecek sorunlarla nasıl baş edileceklerini bilmemeleri evliliğe iyi bir başlangıç yapmayı engelleyebiliyor. Ortaya çıkan çatışmaları çözümleme becerisi gösteremeyen çiftler de giderek birbirlerine yabancılaşıyor ve süre uzadıkça sorunları çözmek profesyoneller için bile çok zor bir hale gelebiliyor. Bu sürecin böyle yaşanması çiftlerin iletişim teknikleri konusunda bilgi sahibi olmamalarından, sağlıklı cinselliğin nasıl yaşanacağını bilmemelerinden, anne-baba olmayı öğrenmediklerinden veya evlilik öncesi danışmanlık ve rehberlik hizmeti almamalarından kaynaklanabiliyor. Bu tür evlilikler, sadece eşleri değil varsa çocukları, diğer aile bireylerini ve yakın çevreyi, yani bir anlamda toplumu da olumsuz etkileyebiliyor. Eşlerin, sağlıklı gitmeyen beraberlikler için yardım almamaları hatta bunu evlilik sürecinde yaşanılması kaçınılmaz doğal bir süreç gibi algılamaları sadece kendi yaşantılarını değil, onlarla birlikte büyüyen çocukları da etkileyebildiği için gelecek nesillerin evlilikten kaçınmalarına da yol açabiliyor. Yani farkında olmadan gelecek nesilleri evlilikten soğutabiliyoruz. Oysa ruh sağlığı yerinde ve mutlu nesiller yetiştirebilmek için sağlıklı aile ilişkilerinin önemi ve eğitimin önce evde başladığı gerçeği göz ardı edilemez.’ dedi.

Eskiden daha içe kapalı bir toplum görüntüsü verirken giderek gizlilik ve mahremiyetin azaldığını vurgulayan Dr. CANATAR açıklamalarında şu ifadelere yer verdi; ‘Hayat şartlarının zorlaşmasıyla birlikte ruhsal sorunlar da arttı. Ancak diğer yandan bakıldığında aceleyle, birbirini tanımadan, aileleri tanımadan, başkalarının yorumları ve etkisiyle sırf evlenmiş olmak için evlenmek de doğru olmayacaktır. Çünkü evlilik bir sabır işidir; adımı atmak kolay, sürdürmek meşakkatlidir. Bu nedenle iyi karar vermek gerekir. Mutlu ve sağlıklı bir evliliğin yolu, evlenmeden önce bu konuda eğitim almaktır. Evlilik öncesi eğitim alan çiftler, almayanlara göre iletişim ve sorun çözme hatalarını daha az yapıyorlar; yani huzurlu insan, sağlıklı cinsellik, mutlu bir evlilik ve aile yaşantısı için eğitim şart. Aile birliği, sağlıklı ve güçlü olduğu takdirde tüm fırtınaları atlatabiliyor ve sağlıklı bireyleri topluma kazandırabiliyor. Eğitim ve öğretim almasına olanak sağlanmış ve bunları kullanarak kendini yetiştirmiş bireylerin egemen olduğu bir toplum ruhen, bedenen ve fikren sağlıklı aileler oluşturmak açısından çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki mutlu aile, bir kişinin sahip olabileceği en büyük değerdir.’