CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, KESK, DİSK, TMMOB İKK’nın desteklediği, Adana Tabip Odası yöneticileri, hekimler ve sağlık çalışanlarının katıldığı bir saatlik nöbet sonrası konuya ilişkin açıklama yapan Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, “Her ne kadar kamuoyuna ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ olarak sunulmaya çalışılsa da, AKP milletvekillerince ‘Torba Yasa’ olarak TBMM’ye sunulmuş olan Teklifin 24. Maddesinde yer alan düzenlemenin Türk Tabipleri Birliği’nin ısrarla önerdiği Sağlıkta Şiddet Yasası Teklifi ile hiçbir ilgisi yoktur ve bu haliyle sağlıkta şiddeti önlemeye ilişkin hiçbir yeni düzenleme ve caydırıcılık getirmemektedir.

Türk Tabipleri Birliği, verdiği yasa teklifi ile sağlık hizmetinden kaynaklanan nedenlerle cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilerin iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını, sağlık hizmeti kesintiye uğramış ise belirlenen cezanın %50 oranında artırılmasını, verilen cezalarda hükmün açıklanmasının geriye bırakılmamasını ve bu cezaların adlî para cezasına çevrilmemesini istemişti.

Yine Halen komisyonda görüşülmekte olan yasa teklifinin 5. maddesi ise anti-demokratik rejimlerde bile rastlanamayacak kadar vahim bir içerik taşımaktadır.”

“PÜR KÖTÜLÜK YAPILIYOR”

Herhangi bir yargılama yapılmadan ve haklarında, mesleklerinin icrasının yasaklanmasını gerektiren bir suçtan dolayı mahkemeler tarafından  verilmiş bir ceza  olmayan hekimlerin, mesleklerini icra etme haklarının belirli süreyle tümüyle ortadan kaldırılması, devamında da neredeyse imkansız hale getirilmesi, hekimlik faaliyetinin ayrılmaz parçası olan tıbbi rapor düzenleme yetkisinin tümüyle ortadan kaldırılması hukuka aykırı, keyfi ve vicdan dışıdır.

Kimler tarafından ve hangi kriterlerle düzenlendiği ve kimlerin karar verdiği açıklanmayan “Güvenlik Soruşturmaları” sonucunda hekimliğe yeni adım atacak gençlerin hayatını karartmaya çalışmak hukuksuzluğa, keyfiliğe, ayrımcılığa, ötekileştirmeye, eklenmiş kötücülüktür. Olağanüstü Hal dönemini sürekli OHAL rejimine dönüştürerek KHK ile ihraç edilenlere hiçbir hukuki norm uygulanmayacağını ilan etmek ve hekimliklerini ellerinden almak yöneticilik değildir. Bunun adı pür kötülüktür. Hukuksuzluğa, keyfiliğe, ayrımcılığa, ötekileştirmeye, vicdansızlığın eklenmiş halidir.”

“YAKLAŞIMLAR VATANDAŞLIK HAKKI İHLALİDİR”

Bu madde göreve yeni başlayacak hekimleri etkilediği gibi halen görevleri başında bulunan tüm hekimlere karşı da bir tehdittir.Bu ülkede hekimlik yapma hakkının bu kadar hukuksuz ve keyfi kararlarla kolayca ortadan kaldırılması durumunda; diş hekimliği, eczacılık, avukatlık, öğretmenlik, mühendislik dahil hiçbir meslek mensubunun aldığı diplomanın, harcadığı emeğin önemi kalmayacaktır. Bu teklif yasalaşırsa kişilerin bu meslekleri kamuda ve hatta özelde icra edip edemeyeceğine, gerekçeleri belirtilmeyen, herhangi bir kanıta dayanmayan “Güvenlik soruşturmalarını” yazan kişiler karar verecektir. Bu yaklaşım en temel “vatandaşlık hakkının” ihlalidir.”

“TABİP ODALARININ ETKİSİNİ SINIRLAMAYA AMAÇLIYORLAR”

Aynı Yasa Teklifinde “hastane döner sermayelerinin” yönetim yerini değiştirmenin, Şehir hastanelerinde işletmeci şirketlere vergi muafiyetini arttırmanın yanı sıra, aile hekimliğinde hak kayıplarına yol açan ve  Tabip Odalarının hekimliğin uygulanmasındaki etkisini sınırlamayı amaçlayan maddeler yer almaktadır. Hukukun geçerli olduğu bir ülkede uygulanması imkansız mevcut yasa teklifinin yasalaşmasını engellemek için bütün hekimler, sağlık çalışanları, yaşama ve çalışma hakkına sahip çıkan tüm yurttaşlar olarak var gücümüzle karşı durmaya, sesimizi her yere duyurmaya kararlıyız.” Diye k