Sağlık Bakanlığı,  Sağlık Müdürleri ve hastane başhekimlerine açık mektup niteliğinde seslenen Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, mektubunda şu konulara yer verdi;

“COVİD 19 salgını nedeni ile insanlık zor günler yaşamakta, hastalık son yüzyılın en büyük salgını olarak bildirilmektedir. Bu süreç içerisinde tüm hekim ve tüm sağlık çalışanları kendi sağlıklarını hiçe sayarak çalışmaktadır. Süreç işlerken salgının seyrini ve dolayısıyla sonuçlarını tamamen değiştirmesi olası bazı kritik noktalarda hatalar ve eksikliklerin olduğu, sağlık çalışanlarının geri bildirimleriyle öğrenilmiştir. Salgın sürecinin daha başarılı götürülmesi için bu süreçte görülen bazı eksikliklerin  ve sağlık çalışanları tarafından iletilen şikayetlerin sağlık yöneticileri tarafından acilen düzeltilmesi son derece önem arz etmektedir:

1- Sağlık çalışanlarının sağlığını korumak için her türlü önlemi almak sağlık yöneticilerinin görevidir. Sağlık çalışanlarının tüm koruyucu ekipmanlarının eksiksiz ve hazır olması hayati bir durumdur. Bu görev ve sorumluluk Sağlık Bakanlığı’ndan başlayarak Sağlık Müdürleri ve hastane yöneticilerinin sorumluluğundadır.

2- Riskli hastalarla ilgilenen sağlık çalışanlarından başlayarak tüm sağlık çalışanlarına periyodik aralıklarla test yapılmalıdır. Salgının hızlı yayılmasında en büyük etkenlerden birisinin hastaneler ve enfekte sağlık çalışanı olduğu unutulmamalıdır.

3- Hastane yönetimleri, hekimlerden görev sorumlulukları içerisinde yer almayan, ve ileride hekimlere hukuki sorumluluk doğuran işlemleri istememeli, eğer gerekli görüyor ise bunu yazılı olarak istemelidirler. Personelin yetersiz kaldığı durumlarda diğer kurumlardan yardımcı personel temin edilmesi düşünülmelidir.

4- Sürecin yeteri kadar şeffaf yönetilmemesi tüm sağlık çalışanlarının ortak sıkıntısıdır. Hekimin bizzat  tedavi ettiği hastasının test sonucunu bilme hakkı vardır. Bu hekimin, hem hastasını, hem kendini, hem de hastanın yakınlarını koruması açısından son derece önemlidir.

5-Bu pandeminin bir an önce atlatılması enfeksiyon zincirinin kırılmasına bağlıdır. Bu da ancak vatandaşların kendilerini evde izole etmeleri ile mümkündür. Hastaneler hastalığın yayılması için en önemli bulaş ortamıdır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Müdürlükleri tarafından çok acil olmadıkça vatandaşların hastaneye gelmemeleri sürekli tekrarlanmalıdır. Bazı özel branşlar dışında , kamu ve özel tüm hastanelerde poliklinik hizmeti durdurulmalıdır. Geç olmakla birlikte siyasi irade tarafından sokağa çıkma yasağı tekrar düşünülmelidir.

6-Üzülerek gördüğümüz üzere, bilgi ve donanımları ile bu sürecin akışını daha olumluya çevirecek olan TTB ve Tabip odaları ısrarla bu sürece dahil edilmemektedir. Bu durum meslektaşlarımızın ve halkımızın doğru ve bağımsız bilgiye ulaşmasını engellemektedir. Bunun sonucu olarak sosyal medyada inanılması güç abartılı rakamlar ve bilimsellikten uzak koruyucu yöntemler dolaşmaktadır. Bunun önüne geçme yöntemi ülke genelinde ve yerelde bilgi kanallarını açık tutmak, meslek örgütleri ile iş birliği yaparak daha şeffaf ve bilimsel bilgiye ulaşmaktır.

Sağlık çalışanlarının alkışlanması elbette moral ve motivasyon açısından çok önemlidir. Ancak bir o kadar önemli olan da sağlık çalışanlarının sağlığını koruyarak, sağlık hizmetinin daha effektif ve aksaksız bir biçimde sürdürülmesidir.  Tüm bu aksaklık ve eksiklikler kurumların ortak hareketi ve iyi niyeti ile rahatlıkla  çözülebilir. Yukarıda bahsettiğimiz nedenlerle bu zorlu süreçte Türk Tabipleri Birliği ve Adana Tabip Odası olarak bu konuda her zaman birlikte çalışmaya ve işbirliğine açık olduğumuzu bir kez daha hatırlatır, hep birlikte hem halkımızın hem de tüm sağlık çalışanlarının sağlığını daha iyi koruyabiliriz.

Saygılarımızla...

(Sayın yönetici hepinizden tek tek randevu alıp bu tespitlerimiz yüz yüze görüşerek belirtmek isterdik ama yoğunluğunuzu düşünerek, bunu açık mektup şeklinde yayınlamanın daha uygun olduğuna karar verdik)”