Adana Eczacı Odası Ecz. Ali Aysan Salonunda ADEO Eğitim Komisyonunca gerçekleştirilen söyleşinin açılış konuşmasında gündeme ilişkin açıklama yapan ADEO Genel Sekreteri Ecz. Erdem Kızıltepe, “Bilindiği gibi herkesin evinden çıkmadığı pandemi sürecinde biz eczacılar 7/24 halk sağlığı adına görevimizin başındaydık. Hastalık kapma riskine rağmen halkımızın ilaca erişiminde aksama yaşatmadık. Ancak geldiğimiz noktada yüzlerce ilaç piyasadan çekildiğinden eczanelerimize gelmemektedir. Eczanelerde bulunmayan ilaçların sorumlusu eczacı değildir. Her geçen gün halk sağlığını olumsuz etkileyen ilaç yokluğu biran önce çözüme kavuşturulmalı, eczacı da vatandaşta huzura kavuşmalıdır. Pandemi nedeniyle yapılamayan etkinliklerimize kontrollü bir şekilde başlamış bulunuyoruz. Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver’e konuğumuz olduğu ve söylenmeyeni duymak anlamında değerli bilgilerini bizlerle paylaştığı için çok teşekkür ediyoruz.” dedi.

PSİKİYATRİST DR. SÜMER ÖZTANRIÖVER, “GEÇTİ SANILAN ÇOCUKLUK ASLINDA GEÇMEMİŞTİR”

Eczacıların yoğun ilgi gösterdiği söyleşiye konuşmacı olarak katılan Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver, gerçekleştirdiği mini workshop ile ‘Söylenmeyeni Duymak’ isimli söyleşisinde katılımcı eczacıları derinlemesine etkiledi.

Çocukluk çağında yaşanan olumsuz olayların etkilerinin erişkin yaşamda da devam etmekte olduğunu söyleyen Psikiyatrist Dr. Öztanrıöver, konuşmasında “Çocukluk geçti sanırız ama aslında geçmemiştir. Çocukluk travmalarında oluşan olumsuz çekirdek inançlar (ör. değersizim, sevilmeyen biriyim, suçluyum gibi) ruh sağlığını ve kişiler arası ilişkileri bozmaktadır. Örneğin sağlıklı agresyon eksikliğine veya tersine sağlıksız agresyona yol açabilmektedir. Çocukluğunuzu hatırlamıyorsanız, kendi zararınıza aşırı empati yapıyorsanız, suçluluk ve utanç hissi veya boşluk hissi-hissizlik gibi yakınmalarınız varsa çocukluk travmalarınız olabilir. Bu travmalar fiziksel istismar-ihmal, cinsel istismar, duygusal istismar-ihmaldir. Bu olumsuz deneyimlerden fiziksel istismar ve ihmal ile cinsel istismarın verdiği zarar genellikle açık olarak bilinmekte ancak duygusal istismar ile duygusal İhmalin zararlı etkisi fark edilmemektedir. Duygusal istismar örnekleri ebeveynin duygularını (öfke, kaygı veya üzüntüsünü) düzenleyememesi, çocuk hata yapınca hakaret etmesi, aşağılaması, suçlaması, dövmekle-terketmekle tehdit etmesi, kuralcı-mükemmeliyetçi-otoriter ebeveylik tarzı; duygusal İhmalin örnekleri ise ebeveynin çocukla fiziksel temastan kaçınması, küsmesi, ebeveynin meşgul-depresif-hasta olması, çocuğu aşırı koruması verilebilir.”

İSTENMEYEN ŞEYLERE HAYIR DEMEK, FİZİKSEL SAĞLIK VE RUH SAĞLIĞI İÇİN ELZEMDİR

18 yaş öncesinde kötü yaşam olayları, yetişkinlikteki ciddi sağlık sorunlarıyla da ilişkili bulunduğunun altını çize Psikiyatrist Dr. Öztanrıöver, “4 ve daha fazla sayıda kötü yaşam olayı yaşayanlarda hiç kötü yaşam olayı olmayanlardan KOAH 2.5 kat, Depresyon 4.5 kat, intihar oranı 12 kat daha fazla olduğu bulunmuş. 7 ve daha fazla olanlarda ise Akciğer kanseri 3 kat, kalp hastalıkları 3.5 kat daha fazla görülmektedir. Yaşam beklentisinde ise 20 yıl azalmaya yol açtığı bulunmuştur. Çocukluk çağı travmaları onarılabilir, psikoterapi ile olumsuz etkileri giderilebilmektedir. Duyguları uygun şekilde ifade etmek, istemediğiniz şeylere hayır demek, hem fiziksel sağlık hem de ruh sağlığı için elzemdir.” diye konuştu.

Eczacıların merak ettiği soruların yanıt bulmasının ardından ADEO Genel Sekreteri Ecz. Erdem Kızıltepe, Psikiyatrist Dr. Sümer Öztanrıöver’e günün anısına hediye verdi.