Anız yakma ile topraktaki canlıların beslenme ortamı ile besleneceği organik artıklar ortadan kalktığını yönetim kurulu adına ifade eden Genel Sekreter Prof. Dr. Özalevli, “Doğada yaşayan her canlının yaşamı bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Anız yakılması sonucu toprağın ekolojik dengesi bozulmakta, toprağın üstünde ve altında doğaya ve canlılara yararlı olabilecek organik-inorganik maddeler ile mineraller zarar görmekte, dolayısıyla beslenmede önemli rol oynayan sebze, meyve ve tahılların kalitelerinin düşmesine neden olmaktadır. Bu da bitkilerin, hayvanların ve en önemlisi insanların sağlıklı yaşam zincirini de doğrudan etkilemektedir” dedi.

 

ÖLÜMLERE BİLE SEBEP OLABİLİR

Prof. Dr. Özalevli, “Günümüzde insan sağlığını olumsuz etkileyen çevresel faktörler, sera gazları, zararlı kimyasal atıklar gibi anız yakmanın ortaya çıkardığı kül, partikül ve dumanlar soluduğumuz havayı korkunç derecede de etkilemektedir. Anız yakılması ile oluşan sera gazı içerikli duman ve oluşan kül rüzgârı etkisiyle özellikle çocuk ve yaşlıların solunum yollarında tıkanmalara neden olur. Astımı, bronşiti ve Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) olanlarda bu durum daha da ağır sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Solunum yolunu tıkayan partiküller bu tip hastaların ölümüne bile sebebiyet verebilmektedir. Ayrıca yol kenarında yakılan anızlar da karayollarında görüş mesafesini kısaltarak ölümle biten trafik kazalarına sebep olmaktadır. Sağlıklı bir gelecek ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza temiz ve sağlıklı bir çevre bırakmanın yolu; doğal hayatı korumakla mümkündür” diye konuşan Özalevli, bazı yararlar umularak özellikle toprak işlemeyi kolaylaştırma adına anız yakan çiftçilere “Gelin hep beraber geleceğimizi karartmayalım, anız yakmayalım” uyarısında bulundu.