ÇÜ. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilek Özcengiz, akademisyenler, Adana-Osmaniye Tabip Odası Yönetimi, hekimler, asistan hekimler ve öğrencilerin katıldığı panelde ilk konuşmayı Adana-Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten yaptı. Ökten,”Edinburgh bildirgesinde tıp eğitimi ile ilgili şöyle bir cümle vardır. Bütün toplumun sağlık düzeyini yükseltecek nitelikli hekim yetiştirmek. Biz de ise bu bildirgenin hiçe sayıldığı, çözümün nitelikli değil daha fazla fakülte açmakta arandığı, Türkiye’deki sağlık sorunlarından habersiz, tek amacı TUS sınavını kazanmak olan öğrencilerin yetiştirildiği, milyonlarca insanın sağlık güvencesi yokken, birçok hastaya ulaşılamıyorken sağlığın sadece hastaya reçete yazmakla sınırlandığı, sağlık çalışanlarıyla ilgili iş güvencesizliğin arttığı, yetkililerin hekimler aleyhine rahatça konuştuğu hatta hasta ve yakınlarını üzerlerimize kışkırttığı, sağlıkçılara saldırıların arttığı bir ortamdayız. Bu ortamda öğrencilerimizle, aile hekimlerimizle, uzmanlarımızla, akademisyenlerimizle ortak bir dil geliştirip, sağlık ve eğitim alanında giderek bozulan bu sisteme karşı daha sistemli bir mücadele vermemiz gerekmektedir. Tıp’la ilgili söylenen beklide en doğru cümlelerden birisi sürekli değişen, gelişen ve kendini yenileyen bir bilim olduğudur. Fiziki altyapı, laboratuvarlar, tam donanımlı kütüphaneler, araç gereç, yardımcı sağlık elemanı, uzman, öğretim görevlisi, öğretim üyesi açısından tıp fakülteleri açısından ciddi farklılıklar söz konusudur. Bu gün için tıp fakültesi açmanın ya da açılan fakülteleri devam ettirmenin bir standardı maalesef yoktur. Ne yazık ki bu konuda bir denetim mekanizması da yoktur. Durumun çözümü için tüm fakültelerde geçerli pratik hayata daha fazla katkı sunan, uzman yetiştirme mantığıyla değil, koruyucu sağlık sistemini önceleyen pratisyen yetiştirme mantığıyla oluşturulmuş bir eğitim planlamasına çok acil ihtiyaç vardır” dedi.

 

ÇÜ. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilek Özcengiz,” Eğitim her birimizin işi, gönül istiyor ki sokaktaki insandan burada oturan herkese kadar eğitimi içine sindirmiş, her şeyi profesyonelce yapıyor olsun” şeklindeki konuşmasının ardından panele katılan panelistler: UDEK Başkanı Prof. Dr. İskender Sayek, Prof. Dr. Derya Ufuk Altıntaş, TTB 2. Başkanı Prof. Dr. Gülriz Erişken, Prof. Dr. Ali Kocabaş,  Ankara Tabip Odası Yön. Kur. Üyesi Dr. Aytül Çakcı, Asistan Hekim Çağlar Bozkurt ve Öğrenci Uğur Osmanoğlu Tıp Eğitiminde yaşanan kırılmalar, değişimler ve dönüşümün içeriğini anlattı. Evrensel boyutta eğitim veriliyor mu? Tıp eğitiminde tüm tarafların kaygılı olduğu, meslek örgütleri, hocalar, asistanlar, öğrenciler bir taraftan baş döndürücü hızla “ gelişen teknoloji” artan bilgi üretimi ve hasta talebini karşılamaya çalışırken bir taraftan da evrensel boyutta yeterliliğe sahip bir hekim olabilmek için gerekli eğitim alabilme ve verebilme kaygısı içerisinde olunduğu, belli standartlara sahip hekim yetiştirmek için “iyi bir tıbbi bilgi-iyi bir iletişim becerisi ve profesyonellik” istendiğine, felsefe ve sosyoloji bilimler ile tıp eğitiminin mutlaka desteklenmesi gerektiği, hümanistik eğitimin(simulasyonların kullanılması) geliştirilmesi, asistanların ve öğrencilerin insanlar üzerinde değil, maketten veya sanal ortamlar üzerinde deneyim kazandırılmasının gerekliliği, verilen mücadelelerin politik boyutta olması gerektiği, politik mücadele olmadan tek tek mücadelelerle kazanımların olamayacağı gibi konular anlatılarak, tartışıldı.