Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’nin ‘Ay’a çıkmadan önce ‘Yer Bilimi’nde çözmesi gereken bir çok sorun olduğuna dikkat çekti.

Ülkemizin uzay programını açıklayan Cumhurbaşkanı’nın 2023 yılında ilk kez ‘Ay’a uzay aracı gönderileceğini ve uzaya sert bir iniş yapılacağını ifade ettiğini hatırlatan Dr. Şevkin, mesleki bilgi ve deneyiminden yola çıkarak Astronot – Kozmonot - Cacabey veya adı ne olacaksa, ‘Ay’a gönderilecek vatandaşa yardımcı olması amacıyla 2020 yılında Amerikan Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGA) tarafından 2. versiyonu geliştirilen ‘Ay’ın jeoloji haritasını paylaştı. Dr. Şevkin, ‘Ay’a ilk ayak basacak Türk vatandaşının sert iniş yapmadan önce ineceği alanı belirlemesi açısından bölgenin jeolojisini bilmesinde yarar olduğunu vurguladı.

JEOLOJİK HARİTALAR NE DURUMDA?

ABD’de kurulu  Amerikan Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nun (USGS) NASA’nın çalışmalarına destek vermek amacıyla ‘Ay’ın jeolojisi, jeokimyası, geçirdiği jeolojik evrimi, yüzey veya yeraltı suyu bulunup bulunmadığına ilişkin ayrıntılı çalışmalar yürüttüğünü vurgulayan Dr. Şevkin,   muhtemelen Türkiye’nin uzay programına destek vermesi beklenen ve ülkemizin jeolojik araştırmalar kurumu niteliğindeki Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) ‘Ay’ın jeolojisi çalışmalarına başlamadan önce yer biliminde bir çok eksiği tamamlaması gerektiğini kaydetti.

Yerli uçağı uçuramayanların, yerli arabayı gezdiremeyenlerin şimdi de ‘Ay’a merak saldığına, Türkiye’nin jeolojik haritalarının halâ uluslararası normlara göre hazırlanmadığına işaret eden Dr. Şevkin, “MTA Genel Müdürlüğü; acilen ülkemizde bugüne kadar üretilen jeoloji haritalarını uluslararası jeoloji veri tabanıyla uyumlu hale getirmeli, raporları bulunmayan çok sayıdaki jeoloji harita paftasının raporları kısa süre içinde tamamlamalıdır” dedi.

AY’A GİDERKEN TAŞERON MÜHENDİS!

Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen kıyı ve deniz jeoloji araştırmalarının yok denecek kadar az olduğuna  dikkat çeken Dr. Şevkin, şunları söyledi:

“Özellikle ülkemizin münhasır ekonomik bölgesi içinde kalan alanlarda kıyı ve deniz araştırmaları yapılmalı, denizel alanlardaki kaynaklarımız ile yine denizel alanlarda kıyı kentlerimizi tehdit eden jeolojik tehlike kaynakları (diri faylar, heyelanlı alanlar vb) tespit edilmeli, bunların ne tür riskler yaratacağı konusunda çalışmalara öncelik verilmelidir. 2020 yılında 168 vatandaşımız depremlerden dolayı yaşamını yitirmiş, 80 bine  yakın bağımsız bina bölümü yıkılmış veya hasar görmüş, ülkemiz 20 milyar liraya yakın maddi kayba uğramıştır. Ay’a gitmeden önce “fay yasası” çıkarılmalı, vatandaşlarımızın fay zonları üzerinde yaşaması engellenmeli, ülke insanımız için risk tesis eden faylara ilişkin Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP-2023) kapsamı çerçevesinde yapılması gereken paleosismoloji çalışmaları tamamlanmalıdır. Ay’a gitmeden önce Ay’ın ve uzayın jeolojisine duyulacak ihtiyaç çerçevesinde MTA Genel Müdürlüğü, taşeron mühendis çalıştırılması uygulamasına son vermeli, sondör yardımcısı veya sondör kadrosu üzerinden çalıştırdığı jeoloji mühendislerine     “mühendis” kadrosu tahsis etmelidir.

JEOJENİK KİRLETİCİLERE DİKKAT ÇEKTİ!

Ay’a gitmeden önce Ay’ın jeolojisinin gönderilecek astronot üzerinde olası etkileri konusunda da çalışmalara ağırlık verilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda birçok ülke 1980’li yıllarda ülkelerinin tıbbi jeolojik risk haritalarını hazırlarken, ülkemizde her yıl binlerce vatandaşımız jeojenik kökenli kirleticilere (radon, asbest, eriyonit vb) maruz kalmakta ve yaşamını yitirmektedir. Ancak buna ilişkin tek bir çalışma yapılmamaktadır. Uzay çalışmaları kapsamında, jeojenik kirleticilerin insan sağlığına olası etkileri konusuna ağırlık verilmeli, ülkemizde tıbbi jeoloji risk haritaları hazırlanarak  risk alanları belirlenmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır.

25 BİN YER BİLİMCİ VAR AMA…

ABD’de ‘Amerikan Jeolojik Araştırmalar Kurumu’ (USGS), geçtiğimiz yıl Ay’da yaptığı keşif sonucu su bulunduğunu duyurmuştur. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız; Yer Bilimsel Etüt Dairesi Başkanlığı’na 8 yıldır, 25 binden fazla yerbilimcinin olduğu bir ülkede bir yerbilimci bulup atayamamıştır. Ay yolculuğuna başlamadan önce Çevre ve Şehircilik Bakanı “liyakat” denen bir kavramı hatırlar ve bir yer bilimciyi Daire Başkanlığı’na atarsa iyi olur.

Sonuç olarak, uzay yolculuğu programı kapsamında uzay jeoloji araştırmalarına yoğunlaşmadan önce ülkemiz jeolojisi konusundaki çalışmalara ağırlık verilmeli ve 84 milyon yurttaşımızın doğa kaynaklı afetler başta olmak üzere, jeojenik kökenli kirleticilerin etkisinden korunması sağlanmalı, taşeron mühendis çalıştırma uygulamasından vazgeçilmelidir.”