Bu durumun Meclis’in itibarı açısından ciddi sıkıntılar doğurduğunu kaydeden CHP’li Bulut, “Genç işsizlerin sayısı %26’lara ulaştı. Diplomalı işsizlerin beklentisi, ödeyemedikleri kredi borçları. Küçük esnaf kan ağlıyor. Gençlerin, esnafın sorunlarının çözümüne ilişkin yasalar çıkarabilirdik. Söz verdiğiniz 3600 ek göstergeyle, afla, Emeklilikte Yaşa Takılanlarla ilgili bir çalışma yapabilirdik. Ancak Meclis gündemi iki konuda yoğunlaşmış durumda; bir tanesi, kaynak bulmak; bir diğeri de “Saray’ın 5 müteahhidi” dediğimiz şirketleri rahatlatmak. Bunun dışında da hiçbir şey yok” dedi. 
KALİTELİ YASAMA YAPMIYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmeden yasamanın daha kaliteli olacağı iddiasına bulunduğunu kaydeden Bulut, “Kalite dediğiniz bir sorun varsa bu sorun her sene Meclis gündemine gelmesin diyedir. Kaliteden anlaşılan, sorunun kendisini çözmektir. Yasa bir kez yapılır, Meclis’ten çıkarılır. 2 sene önce Meclis’ten çıkarılan yasalar, düzeltilmek üzere tekrar önümüze getiriliyor. Demek ki eksik yapılmış. Alelacele yapılmış. Bu şartlarda kaliteli yasama yaptığımızı söylemek mümkün değil” dedi. 
BİLMEDİĞİMİZ BİR KONUYU YORUMLAMAMIZ İSTENİYOR
Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin şehir hastanelerinin yapımı için sözleşme imzalanan şirketlere sözleşme tanımı yapılması ile ilgili maddesi üzerine de konuşan CHP’li Bulut,  sözlerini şöyle sürdürdü:
“İktidar, şehir hastaneleri için yapılan sözleşmeleri “ticari sır” diye açıklamıyor. Bir bilinmeyen var ve o bilinmeyen içerisinde biz yokuz. Bilmediğimiz bir konuda da yorum isteniyor. Şirketlerle nasıl bir sözleşme imzalandığını bilmiyoruz, kanun maddesiyle iyileştirilmek istenen ne onu da bilmiyoruz. O yüzden, bu madde aslında sadece Meclisi hiçe saymanın dışında bizim açımızdan da bir nezaketsizlik. Çünkü bir sözleşme yapılmış bir şirketle, bu, ticari sır olabilir ama “sözleşme bedeli” buraya konulunca o zaman “Acaba bunu devir mi etmek istiyorlar?” diye ya da “Böyle bir madde konularak olmayan bir hakkı mı vermek istiyorlar?” diye soruyoruz. Bu sorun sözleşmelerin bize yazılı olarak verilmesi ve incelemelerimizle çözülecek. O zaman biz de katkı sunabileceğiz.