Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, ‘Türkiye Diri Fay Haritası’nın göz önüne alınarak depremler nedeniyle yaşanan felaketlerin önlenmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) ‘Fay Hattı Kanun Teklifi’ sundu.

Fay hatları üzerindeki yapılaşmaların durdurulması ve hat üzerinde yeni yapılaşmalara izin verilmemesi amacını taşıyan kanun teklifi ile ilgili bilgi veren Dr. Şevkin, ‘Türkiye Diri Fay Haritası’ baz alınarak yapılan incelemede, “Aksaray, Bolu, Sakarya, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Denizli, Erzurum, Kahramanmaraş, Hatay, Hakkari, Muğla, Eskişehir, Kütahya, Bingöl” gibi 18 ilin merkez yerleşim birimleri ile 80’i aşkın ilçe merkezinin ve ilk belirlemelere göre yine içinde son Elazığ Sivrice depremini yaşadığımız köylerin de bulunduğu 502 köyün deprem üretme potansiyeli yüksek aktif fayların geçtiği hatlar üzerine doğrudan oturduğunun bilinmesi nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) ‘Fay Hattı Kanun Teklifi’ sunduğunu vurguladı.

“MEVCUT KANUN TEKLİFİ HERHANGİ BİR YAPTIRIM İÇERMİYOR”

15/5/1959tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 2’nci maddesinin birinci fıkrasının, “Yapılacak özel jeolojik araştırmalar sonucunda aktif olduğu tespit edilen fay hattı veya zonları ile heyelan, kaya düşmesi, çığ, su baskını gibi doğa kaynaklı afetlere uğramış veya uğrayabilir alanlar üzerine herhangi bir yapı inşa edilemez. Tespit edilen bu alanlar 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu çerçevesinde imar planlarına işlenir. İmar planı bulunmayan kasaba ve köylerde harita ve krokilere işlenmek suretiyle afete maruz olabilecek alan olarak ilan edilir. Afete maruz alanlar, İçişleriBakanın teklifi ile Cumhurbaşkanlığınca kararlaştırılır. Bu suretle tespit olunan alan sınırları, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının isteği üzerine ilgili valiliklerce mahallinde ilan olunur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca müştereken çıkarılacakyönetmelikle düzenlenir” şeklinde değiştirilmesini talep eden Dr. Şevkin, uygulamadaki maddenin başta deprem üreten fay hatları üzeri olmak üzere heyelan, kaya düşmesi, çığ, su baskını gibi doğa kaynaklı afetlere uğramış veya uğrayabilir alanlar üzerine herhangi bir yapı inşa edilmesine ilişkin bir yaptırımı içermediğini belirtti.

SON YAŞANAN ELAZIĞ DEPREMİ VE TEKLİFİN ÖNEMİ!

Başta deprem olmak üzere doğa kaynaklı afetler sonucunda sık sık can ve ekonomik kayıplar yaşanan Türkiye’de doğa olaylarının afete dönüşmemesi için yapılması gerekenlerin en başında afet zararlarını azaltıcı ve önleyici yasal düzenlemelerin bilimsel, teknik normlara ve uluslararası standartlara uygun olarak yapılması geldiğini ifade eden Dr. Şevkin,  şunları söyledi:

“Son yaşadığımız, Elazığ depremi de göstermiştir ki, depreme kaynaklık eden Doğu Anadolu Fay Zonu doğrudan Bingöl ve Kahramanmaraş illerimiz, Palu, Sivrice, Gölbaşı gibi ilçeler ile bir çok köy yerleşim birimlerinin içinden geçmektedir. Bu zon üzerindeki yapıların depreme karşı koyarak ayakta kalması mümkün olmamakta ve can ve mal kayıpları ortaya çıkmaktadır. Çok sayıda il merkezimizin ve ilçelerimizin de benzer durumda olduğu göz önüne alındığında, başta aktif fay hatları veya zonları olmak üzere, doğa kaynaklı afetlere uğramış veya uğrayabilir alanlar üzerine herhangi bir yapı inşa edilmesi önlenmelidir. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile afete maruz alan olarak ilan edilmiş bölgelerin 6306 Sayılı Kanun kapsamına öncelikle alınarak dönüşüme tabii tutulması gerekmektedir. Başta deprem olmak üzere, doğa kaynaklı afetlere maruz olabileceği belirlenerek ilan edilmiş alanlarda can ve ekonomik kayıpların yaşanmaması için 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 2. Maddesinin önerilen şekilde değiştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.”