Rop: İnci Gül
Ekspres Gazetesi

Türkiye tarihi bir tesadüfle, 12 Eylül Anayasası'nda, 12 Eylül darbecilerinin yargılanmalarına olanak sağlayan düzenlemeyi de içeren değişikliği yine 12 Eylül günü oylayacak. AK Parti karşıtı blokta yer alan siyasal partilerin tümü, anayasa paketinin içeriğine itiraz ettiklerinin yanı sıra Ak Parti iktidarına da ‘Hayır’ anlamına geldiğini düşünerek referandumda “Hayır” demeyi hedeflerine koydular. Son günlerde tüm gözlerin 12 Eylül’de yapılacak referanduma çevrilmesi ile siyasetçiler de ardı ardına açıklamalar yapıyor. Demokrat Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Yavuz Tekeli’nin Adana İl Başkanlığı görevini bırakması nedeniyle yerine atanan Necah Barutçu da, referandumda ‘Hayır’ diyor.

 

“SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDER”

İçişleri Bakanlığı’nca Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden geçici olarak uzaklaştırılan Aytaç Durak’ın görevine iade edilmesi gerektiğine de vurgu yapan Necah Barutçu, seçimle gelenin seçimle gideceğine dikkat çekerek, “Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in hakaret içeren açıklamalarının üzerine gidilmiyor, niçin görevinden uzaklaştırılmıyor. Burada adaletli olmak lazım. Mutlaka bizde yanlışın arkasında olmamalıyız. Gazetelerden takip ettiğim kadarıyla da sayın Aytaç Durak suçlu bulunmamıştır. Kanun, nizam varsa, suçu varsa cezalandırılsın, suçu yoksa görevine iade edilsin. Ama maalesef Türkiye’de hukukun üstünlüğü değil, üstünlüğün hukuku işliyor” dedi.

 

 

“Hedef, gençleri siyasete çekmek”

 

İnci Gül’le Kahve Bahane’nin konuğu Demokrat Parti İl Başkanı Necah Barutçu’ydu. Barutçu, bugün ki siyasal tablonun oluşmasında esas etkenlerden birisinin de değişen dünyanın ve değişen Türkiye’nin hala algılanamadığını belirterek, “Bugün gençliğin ne kadarı ideolojik yaklaşıp oy veriyor ki? Sadece küçük bir kısmı, ya diğerleri? İşte ülkemizin yeni siyaset anlayışı siyasete ilgisiz kalan internet kafedeki, çay bahçesindeki o gençliğin ilgisini çekmek, sorunlarına değinmek, sorunlarına çareler aramak ve onları bu şekil siyasete çekerek ülkemizin genç beynini kullanmış oluruz” dedi.

 

Siyaset yaşamınızdan bahsedebilir misiniz?

1994 yılının Mayıs ayında ilk aktif siyasi yaşantıma Doğru Yol Partisi Seyhan İlçe Başkanlığına atanarak başladım. Yaklaşık atamayla gelmeme rağmen 1,5 yıl görev yaptım. 1995 seçimleri de benim başkanlığım döneminde yapıldı. O dönemde Seyhan’da Ecevit rüzgarından dolayı DSP’den sonra ikinci parti olduk, iyi bir başarı yakaladık. Onu takip eden dönemlerde iki kez milletvekili aday adayı oldum. Çoğu kez bir iki dönem hariç bu güne kadar il de ikinci başkanlık görevlerinde bulundum. En çok görevi, kadın ve gençlikten sorumlu başkan yardımcılığı olarak yaptım. En son İl Yönetiminde de Kadından Sorumlu İkinci Başkandım. Malumunuz İl Başkanımız Sayın Yavuz Tekeli’nin aynı zamanda GİK Üyesi olmasından dolayı il başkanlığı görevini yürütmede sıkıntı yaşınıyordu. Arkadaşlarımın ısrarı ve teveccühü ile il başkanlığı görevi bana verildi. Sıcak bakmama rağmen kabul ettim. Ama görüyorum ki her kişinin kendine göre bir stili vardır. Ben bunu Sayın Tekeli’ye de söyledim. Bizim amacımız takımı şampiyon yapmaktır. Sun’i olmayacağına inandığım bir takım hareketliliği parti içinde ve dışında gözlemledim. Küskün olarak tabir ettiğimiz hiçbir zaman onları ben küskün olarak görmediğim arkadaşlarım arıyor. Memnuniyetlerini ve desteklerini söylüyorlar. Bu partinin tekrardan toparlanması ve eski günlerine kavuşması açısından güzel bir şey.

 

Neden Demokrat Parti?

Her ailenin sürekli oy verdiği partiler vardır. Bizim de öyle. Oy kullanma hakkı kazandığım günden beri başka partiye oyum nasip olmadı. Bu tabi kendi bilincimle olan bir şey. Demokrat parti her görüşü kucaklayan bir partidir. Kemalist, milliyetçi, muhafazakar, demokrat, sosyal parti olduğu için Demokrat Parti’yi tercih ettim. Kendime ait olan kalıplaştırdığım bir sözü paylaşmak istiyorum; “İdealleri uğruna ilkelerinden vazgeçen değilim, ilkelerim uğruna ne de ideallerimden vazgeçerim.”

 

Demokrat Parti’nin Adana’da teşkilatlanması ne aşamada?

Şuan merkez ilçelerimiz Seyhan, Yüreğir, Sarıçam ve Çukurova’nın kongreleri yapıldı. Diğerleri için şimdilik yaz sezonu olduğu için durdurulmuştur. Sizin de bildiğiniz gibi mühim olan parti içinde kuvvetli olmak değil, halkın teveccühünü alarak seçimi kazanmaktır. Bir o kadar sivil toplum örgütlerinden, işadamlarından memnuniyet telefonları alıyorum. Demek ki halkımız gidişattan memnun değil, mevcut yönetimlerden memnun değil. Her ne kadar muhalefette olmamıza rağmen, parlamentoda grubumuz olmamasına rağmen halkımız Demokrat Parti’ye özlem duymuştur. Bizler birbirimize kenetlenip doğru olanı yaparsak, halkımızdan da gerekli desteği alacağımız inancındayım. Geçenlerde yeni atanan CHP İl Başkanı Zeydan Karalar’ı ziyaret ettim. İyi bir görüşme geçti. Biz tabi bulunduğumuz yeri bilen insanlarız, elbette ki tek başına iktidar olmak herkesin arzusudur. Ancak koalisyon kurmaya da hazırlıklı olmamız gerekir. CHP İl Başkanı da o gün zaten çok güzel koalisyon dönemimiz geçti dedi. Sağ ve soldaki mağdurların tekrar bize gelmesi arzusundayız. Milletimizin macera arayacak durumu kalmamıştır.

 

Demokrat Parti’yi diğer partilerden ayıran özellik nedir?

Demokrat Parti; din, mezhep, ırk ayrımı yapmadan vatandaşlarımıza eşit olarak, bir bütün içerisinde muasır medeniyetler çerçevesinde çaba sarf etmiş ve edecek bir partidir. Demokrat Parti, geçmişte yaptığı hizmetlerle göz dolduran bir partidir. Bir, yolları yapan Adnan Menderes… O zamanlar niçin yapıyorsun denildi; iki, baraj ve boğaz köprüsünü yapan Süleyman Demirel… Ona da niçin yapıyorsun denildi; üç, reformları yapan Turgut Özal; bu terör ya bitecek, ya bitecek diyen Tansu Çiller’dir. Bunlar temel hizmetlerdir, memleket için. Hiç birimizin dört dörtlük başarılı olma şansımız yok. Dış güç bizi içeriden vurdu. Türk Telekom, bankalarımız, milli servet diyebileceğimiz tüm kaynaklar satıldı. Artık toplumumuzun her kademesinde kavga vardır. Biz bunları istemiyoruz. Kardeşçe, birlikte, güçlü, kuvvetli bir toplum istiyoruz ki dışarıda da güçlü, kuvvetli bir toplum olalım.

 

Hedef seçmeniniz kimlerdir, partinizi hangi eksene oturtuyorsunuz? Kimlerin oyuna talip olacaksınız?

Artık Türkiye’de dinci, milliyetçi diye bir ayrım kalmadığı için terörsüz, sosyo-ekonomik yapısı güçlü, huzur içinde yaşamını sağlayacak partileri seçme eğilimi içinde. Halkımız, dürüst, toplumda sevilen sayılan kadroları görmek istiyor. Biz huzurlu yaşamak isteyen, terör olmadan, sosyoekonomik düzeyi yüksek bir yaşam sürmek isteyen herkesi partimiz çatısı altına bekliyoruz. Benim tabirimle siyasal seferberliğe davet ediyorum. Çünkü artık oyların bölünmesi sonucunda Türkiye’nin ne hale geldiğini görüyorsunuz.   

 

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hizmetleri Adana’ya yeterli olabilmekte midir?

Maalesef yok. Çünkü bakıyorsunuz kurulan fabrika yok, yatırım yok. İşsizlikte şampiyon il Adana. İktidar partisinin Adana milletvekillerini Adanalılar tanımıyor. Bir demeç verirken, Adana için yapılan bir şeyin söylendiğini görmüyoruz. Hep gündem değiştirmek için varlar. Geçmiş dönemlerde de maalesef olmamıştır.

 

Sizce bu Adana’nın kaderi mi?

Adana’mız hep adliyedeki kavgalarla, kötü şeylerle tanıtılıyor. Halbuki Adana’mızda çok güzel şeyler de yapılıyor. O konuda biz iktidara geldiğimizde çok güzel şeyler yapacağız. Geçmişteki bakanlarımız Adana’ya gerekli yatırımlar yapmıştır. Gerek Halit Dağlı, Orman Bakanı’yken hizmet hususunda güzel hizmetleri olmuştu. Maalesef şimdi hiçbir yerde böyle hizmetlerin yapıldığını duymuyorum. Devamlı kavga, patırdı kütürdü. Yani muhalefet ve iktidar partisi arasında dalaş var. Sayın AKP Milletvekilinin demecini okudum, geçmişte arkadaşlarımız diyet ödemiş, niye bunların hesabını sormuyorsunuz diyor muhalefete. Siz geçmişi bırakın ölen şehitlerimizin hesabını verin. Geçmişe niye dönüyorsunuz. Siz 30 yılın hesabını bırakın. Geçmişe zaten mazi demişler.

 

“GELECEĞİMİZİN HAYRI İÇİN HAYIR DİYORUM”

 

Anayasa değişikliği paketi kısmi iptalle referanduma gidiyor. Sizce sandıklardan ne çıkacak?

Milletin iradesine ambargo konulmasına karşıyım. Çoğu vatandaşımız neye oy vereceğini dahi bilmiyor. Biz Demokrat Parti olarak vatandaşlarımızın neden “Hayır” demeleri gerekçelerini açıkladık. Daha öncede olduğu gibi halkımız aldatılmaktadır. Bu konuda halkımızı gerekçelerimizle aydınlatmaya çalışıyoruz. Geleceğimizin hayrı için hayır diyorum. Halkımızı bilinçlendirmemiz lazım. Bize düşen görevde tıpkı ihtilalde olduğu gibi yol, su, elektrik hizmeti gibi halkımızı bu konuda aydınlatmaktır. Arkadaşlarımız bu konuda halkımıza mesajlar veriyor. Neye oy vereceğini bilmeyen vatandaşlarımız var. Sonuçta Anayasa hepimizin Anayasası olacak. Bilmeden yanlış oy kullanmamalarını sağlamaktır.

 

“SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDER”

 

Biliyorsunuz ki paranın olduğu yerde veya hizmet alımlarının olduğu yerlerde şaibeler, dedikodular, rüşvet iddiaları ortalıkta  dolanır. Adana da böyle yerlerden bir tanesi. Hatta Aytaç Durak’ın bazı meclis üyelerinin rüşvet aldıkları iddiasının ardından görevinden geçici olarak uzaklaştırıldı. Sizin bu konudaki yorumunuzu öğrenebilir miyiz?

Demokrat bir insanım. Sayın Aytaç Durak’ın suçu varsa, bu nedenle görevden alınmışsa ben de dahil herkes buna göz yummamalıdır.  Türk devletine, devlet adamlarına kafa tutan, hakaret eden Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in açıklamalarının üzerine gidilmediği gibi görevinden de uzaklaştırılmıyor. Burada adaletli olmak lazım. Mutlaka bizde yanlışın arkasında olmamalıyız. Eğer varsa Aytaç Durak’ın bir suçu ispatlansın. Yoksa da görevine iade edilsin. Seçimle gelen seçimle gider. Gazetelerden takip ettiğim kadarıyla da suçlu da bulunmamıştır. Biz herhangi bir menfaat için demeç vermiyoruz. Demokrasinin gereği budur. Kanun, nizam varsa, suçu varsa cezalandırılsın, suçu yoksa görevine iade edilsin. Ama maalesef Türkiye’de hukukun üstünlüğü değil, üstünlüğün hukuku işliyor.

 

Adana halkından beklentileriniz nelerdir?

Halkımızı Demokrat Parti çatısı altında toplanmaları gerektiğine inanıyorum. Vatandaşlarımızın oylarıyla iyi bir noktaya gelecek olan Demokrat Parti, Türkiye’yi çıkmazdan kurtaracak olan yegane partidir. Adana halkı körü körüne bir partiye oy vermemiştir. Adanalıların oyuna gelmeyeceğini, neyin iyi, neyin kötü olduğunu gayet iyi bildiğini görüyorum. Kendine güvenen, iyi hizmet eden partiye oy vereceği inancındayım. Tek başına iktidar her ne kadar hoş gelse de, demokratik ülkelerde tüm vatandaşların temsil olunacağı, birçok partinin kabinede yer alarak halkın iradesinin tamamen yansıyacağı bir sistem oluşturulmalı. Bugün ülkemizde bunu göremiyoruz ve istemese de halkımızın oylarının yarısını alan bir iktidar tarafından yönetiliyor. Bunun dışında da partilerde ki liderlerin şahsi arzuları, yöneticilerin siyaseti vatana hizmet gibi değil, daha farklı algılamaları da siyasetimizi bugünkü çıkmaza sokmuş bulunmaktadır. Ben siyaseti ülkemizde askerlik gibi, vergi borcunu öder gibi bir vatani hizmet olarak algılamaktayım ve bu şekilde de siyaseti yaşamıma yansıttım. Bugün ki siyasal tablonun oluşmasında esas etkenlerden biri de değişen dünyayı ve değişen Türkiye’yi hala algılayamamış olmak. Hala 1946 yılının köylü, çiftçi, işçi gibi ideolojik açıdan siyaset yapmak bugün bizi bu çıkmaza sürüklemiş, ülke gerçeklerini görmezliğe getirmiştir. Bugün Başbakan bile hala köylü lafını ağzından düşürmemektedir. Evet köylü ihmal edilmemeli ama köylünün yanında bugün Türkiye’nin artık iş sınıfına göre değil de gençlik sorunlarına, gençliğin isteklerine göre hareket etmeliyiz. Daha gerçekçi bakarsak bugün gençliğin ne kadarı ideolojik yaklaşıp oy veriyor ki? Sadece küçük bir kısmı. Ya diğerleri? İşte ülkemizin yeni siyaset anlayışı siyasete ilgisiz kalan internet kafedeki, çay bahçesindeki o gençliğin ilgisini çekmek, sorunlarına değinmek, sorunlarına çareler aramak ve onları bu şekil siyasete çekerek ülkemizin genç beynini kullanmış oluruz. Bugün iddia ediyorum gençlerden oluşan bir parti kurulsa bugünün ortamında gençlik sorunlarını ele alsa şuan mecliste bulunan CHP’den bile fazla oy olacağına inanıyorum. Ülkemizde artık bir ÖSS sorunu var, bir gelecek kaygısına ilişkin sorun var, işsizlik sorunu var… Ama bugünkü iktidar bile bunları görmezden geliyor.

 

Burcunuz: Koç

Tuttuğunuz takım: Fenerbahçe

En sevdiğiniz renk: Mavi, lacivert.

 

Ne tür müzik dinlersiniz?

Pop ve Latin Müziği dinlerim.

 

Mavi hayallerin rengidir derler o zaman soralım; en büyük hayaliniz ve gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz nelerdir?

Artık orta yaş grubunda olduğumuz için şu güne kadar geldiğim, etrafımdakilerin gözetecek olursam pozisyonumdan memnum Allah’ıma şükrediyorum. Mevcut pozisyonumu koruyabildiğim sürece mutlu bir insanım. Mesleğimde kendim değil başkalarının tabiriyle başarılı olduğum söylenilen, Hadisi Şerif’te “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır.”

 

Yaptığınız en büyük çılgınlık?

Politikaya atılmak mı desem. (Gülüştük)

 

İzlemekten keyif aldığınız TV programları neler?

Kültürel ve yarışma programlarını severim. Bu arada Pasaparola yarışmasına başvurmuştum, ön elemeden geçtim. Henüz sonuç gelmedi.

 

Hobileriniz ve sizi tanımlayacak özelliklerinizi de bilmek isteriz.

Alışveriş yapmayı, spor pek fazla yapamıyorum ama fırsat buldukça da yapıyorum.

 

Yaşayamadığınız için pişmanlık duyduğunuz ne var?

Üniversite için tercih yaparken olabilecek bölümleri yazdım. En son Ankara Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü de yazmıştım. (Gülüştük) Şimdi düşünüyorum da iyi bir sanatçı olabilirdim. Şu an imkan olsa sanatçı olurum.

 

Unutamadığınız bir anınız var mı?

Genç yaşta annemi kaybettim, ardından babamı kaybettim. (Necah Beyin bunları söylerken bir anda sesi çatallaştı ve gözleri doldu.) Bugünlere kendi emeklerime geldim. Dedemin çok güzel bir sözü vardı; “Oğlum, dedem şuydu, babam buydu değil, ben buyum” diyeceksin. Bunu uyguladığım kanısındayım. Geçmişim bana orijin verdi, eğitim verdi, terbiye verdi; ama bu başarımı kendi mesleğimle kazandım. Siz kendinize güvendiğiniz sürece başkalarının itibarıyla, başkalarının yön göstermesiyle hareket etmediğiniz sürece başarılı olursunuz.