Dün, Seyhan Belediye Meclisi’nde gündeme ilişkin söz alan Fatih Özgür, kentin imar planında yaşadığı sıkıntıları gözler önüne serdi.

Dışa nitelikli insan ve sermaye göçü verip, niteliksiz iç göç alan bir kentin sürekli gerilemeye mahkum olacağını ifade eden Özgür, sözlerini şöyle devam etti:

“Maalesef Adana son dönemlerde bu kötü kaderi yaşamaktadır.

Kenti yeni ve sağlıklı alanlara taşımak gibi bir iyi projeyi, kentin artık başka bir yere gitmesi olanaksız eski yerleşim yerlerini ihmal edip;

Güney Adana insanına 2. sınıf muamelesi yapmakla yaşanan keşmekeş, hiç birimizin kabul edemeyeceği, ancak bir vakıa olmasıyla hepimizi inciten bir realitedir.

Ancak üzülmeye gerek yok, çok kalmadı, inşallah seneye Adanalı, “Sosyal Belediyecilik”i göreve getirince, kader olmayan bu sıkıntıları bitirmenin yolu açılacaktır.”

KAOSA YOL AÇACAK

Gündemde yer alan Büyükşehir Belediye meclisinde kabul edilen 1/5000 lik planlara uygun 1/1000 lik İmar Planları ile ilgili karar alınması halinde, Adana’nın önünü açmaktan ziyade, bir takım kişilere fayda sağlasa dahi herkesi daha büyük kaosa sokacağını ifade eden CHP Seyhan Belediye Başkan adayı ve Meclis üyesi Fatih Özgür, gerekçesinin ilgili maddeler ışığında şöyle açıkladı:

“Uzun yıllara sâri olacak bir yeni meseleler dizisini tetikleyecektir. Zira hukukta “mutlak butlan” denilen durum bir manada “ölü doğmuş çocuk” gibidir; Ölünün zaman içinde canlanma şansı yoktur, olamaz.Büyükşehir Meclisinin İmar Komisyonu seçme kararı hukuken yoktur. Bu esnada İmar Komisyonu olarak yapılan işlemlerde yoklukla maluldür.

Bu durumda birilerinin gönlünü yapacak hatalı işlem ile “zevahir kurtarılsa dahi acaba kimlerinki kurtulacak? Bu ilk sualdir.

İkincisi ise, Yanlış hesap Bağdat’tan döner diyen atalarımız, boşuna mı konuşmuşlar?

Bu nedenle hemen şunu ifade edeyim ki, gündemi konuşmamıza hukuken engel olan, işaret ettiğim/edeceğim eksiklikler, istenirse Büyükşehir Meclisinde ilk toplantıda tamamlanır; Gecikme sadece bir ay ile sınırlı olur, ancak bu ara eksikler tamamlanır; düzenlemelerden bütün Adanalılar yararlanır.

Yok, “biz yaptık oldu” türünden bir ısrar halindeki sonucu da söyleyeyim: “Kellim kellim la yenfa” veya “Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” da diyebilirsiniz, olacağa…

Gündemdeki, Büyükşehir Belediye Meclisinin Şubat 2013 toplantısında kararlaştırıldığı iddia edilen ve uygun 1/1000 planların yapılması için Meclisimiz Gündeminde yer alan, imar planlarına taalluk eden maddeler gündemden çıkarılmalıdırlar, zira o maddelerde söz edilen planlar, kanun ve usul itibarıyla, hukuken imar planı denilecek vesikalar değildirler.

Çünkü:

1) 5393 sayılı yasanın 24. maddesi ile Belediye Meclisleri Çalışma Yönetmeliğinin 21/5. maddesi -ki 5216 sayılı yasanın 28. maddesi hükmünce, 5216 yasada ayrıca hüküm olmayan hallerde 5393 hükümleri Büyükşehir Belediyelerinde de geçerlidir- “İmar ve Bütçe ile ilgili (Belediye Meclisinde) bir karar alınmadan önce komisyonlarda görüşülmesi zorunludur.”

                                                                                                                2) Adana Büyükşehir Belediyesi İhtisas komisyonları, bu meyanda İmar komisyonu, 17.Ocak.2011 tarihli Meclis birleşiminde “oluşturulmuşlardır” Ancak bu karar yürürlüğe girmemiştir. Çünkü söz konusu karar 5216 sayılı yasanın 14. maddesine göre 17.Ocak tarihinden sonra, Başkan tarafından onaylanıp Valiliğe yollanmamış, tam tersine, 31.Ocak.2011 günü ‘Olağanüstü’ toplantıda görüşülmek üzere BŞB Meclisine iade edilmiştir.

3) Ancak hal böyle iken BŞB’nin kesinleşip yürürlüğe girmeyen 17.Ocak.2011 birleşiminde oluşturulan İhtisas Komisyonlarından kendisine “İmar Komisyonu” diyen heyet, yasal manada yetkili değilken 17.Ocak’tan itibaren bugün gündemimize gelen İmar Planlarını görüşüp karara bağlamıştır.

Hukuk bilen herkes takdir eder ki, yetkisiz kişilerin bir araya gelip kendilerine “İmar Komisyonu” demeleri, yaptıkları planı “İmar Planı” yapmaz.

4) BŞB Meclisi iade olunan kararları görüşmek üzere toplandığı 31. Ocak.2013 tarihli olağanüstü toplantısında, 17. Ocak.2013 tarihli toplantı gündemindeki konuları, bu meyanda “İhtisas Komisyonları Oluşturulması” maddesini, Yasa ve Yönetmelik hükmüne göre, usullere uyarak yeniden kararlaştırmamış, sadece “17.Ocak.2013 tarihli kararda ısrar ediyoruz” demiştir. Bu da, Adana Büyükşehir Meclisinde 2013 yılında görev yapacak ihtisas komisyonlarının 31.1.2013 tarihli toplantıda “oluşturulduğu” anlamına gelmez. Herhangi bir mahkeme başvurusunda böylece oluşturulan kurulun, kanunun belirtip aradığı “İhtisas Komisyonu” olmadığı savı kabul görür ve o heyetin yaptığı planlar geçersiz sayılır.

Esasen, bir an için bu durum söz konusu olmasa dahi, Şubat 2013 tarihli Adana BŞB Meclisi toplantısına sunulup kararlaştırılan Planların, 31. Ocak.2013 tarihli olağanüstü toplantı kararları kesinleşip yürürlüğe girmeden yapılan planlar olduğu ortadadır. Sırf bu bile Adana BŞB Meclisinin, imar planlarına dair Şubat 2013 ayı toplantıları kararlarının hükümsüz olduğunu anlamaya yeterlidir.

5) Bütün bunlara ek olarak, evvelki itirazlarımızın tümü geçersiz olsa dahi, sırf, Şubat 2013 ayında BŞB Meclisinde karara bağlanan İmar Planlarının, 3194 sayılı İmar Kanunu 8./b maddesi gereğince “bir ay süre ile ilan” edilmemesi (askıya çıkarılmaması) nedeniyle dahi, bu ay toplantımızda gündeme alınamayacağı, alınmasının yasayı ihlal olduğu meydandadır.

 

Bu durumda akla gelen bazı atasözleri var: En ilginci kuşkusuz “Acele giden, ecele gider” olmaktadır.

Halbuki, “yavaş acele et” diye de bir güzel özlü sözümüz yok mu?

Binaenaleyh, benim önerim, bu gündem maddelerini görüşmeyelim; Durumu Büyükşehir Belediyesine yazı ile, gerekçelerimizi de belirterek duyuralım.

Maksat Adana’ya doğru dürüst hizmet ise akıl yolu birdir ve budur.

Son olarak eklemeliyim: İmar Planları kentin, kentlinin medeni gereksinimlerine önem vermeli, bilimsel gerçekler yerine öncelik birilerine kâr maksimizasyonu amaçlı olmamalıdır.

Örneğin bölgenin altyapı, özellikle de yol ve otopark gereksinimi ve önlemleri kale alınmadan orayı AVM yapmak, MIA ilan etmek, hem kente hem de o kentin orta direğine vurulacak bir hainane darbedir.

Ya da “Yeşil Alan” bakımından zaten fukara olan Adana’da, hangi saikle olursa olsun, sonuçta yeşil alan yok edilirse bu gelecek kuşaklara sari bir çevre cinayetidir.

Sorumlularını biz affetsek Cenab-ı hak bağışlamaz çünkü sonuçta yok edilen de bir kul hakkıdır.

Özellikle Adananın göbeğinde, on yılların stadyumuna AVM yapmak Adanaya karşı cinayettir; esnafın ekmeğine kan doğramaktır.”