Son yıllarda üreticilerin ve ihracatçıların başını çok fazla ağrıtan Akdeniz Meyve Sineği (AMS) zararlısıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda söz alan Ayhan Barut, "Türkiye'de yaklaşık 1.6 milyon dönüm alanda, yaklaşık 6 milyon ton narenciye üretimi gerçekleştiriliyor. Adana 500 bin dönüm narenciye alanı ve 2 milyon tona yaklaşan üretimiyle çok önemli bir yer tutuyor. Hatay ve Mersin dahil edilince Çukurova narenciye üretim merkezi oluyor" diye konuştu.

"İHRACATA DARBE VURUYOR"

Narenciye üreticilerinin zararlı nedeniyle artan maliyetlerini ve uğradığı zararı dile getiren Ayhan Barut, şunları kaydetti:
"Ülkemiz narenciye üretiminin 3'te 1'i ihraç ediliyor ama Akdeniz Meyve Sineği (AMS) zararlısı sorunu yaşanıyor. AMS zararlısı ve buna bağlı zirai ilaç kalıntısı nedeniyle ihraç edilen ürünler geri gönderiliyor. Bu da üretici ve ihracatçılar ile ülke ekonomisine ciddi zarar veriyor, büyük darbe vuruyor. Turunçgiller ve pek çok meyve çeşidinde büyük sorun yaratan AMS zararlısı ile bütüncül mücadele şart. Temmuz ayında AMS’ye karşı ilaçlama yapılacağı belirtiliyor ama her yıl tekrarlanan bu soruna kesin çözüm bulmalıyız. Bu zararlının yayılmaması için Tarım ve Orman Bakanlığınca etkin ve önleyici tedbirler alınmalıdır. Üreticilerimizin zararı karşılanmalı, ilaçlama, gübre ve diğer zorunlu girdi maliyetleri için destek verilmeli, borçları faizsiz ertelenmelidir."

AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ NEDİR?

Erginleri genellikle ev sineğinin 2/3'ü büyüklüğündedir. Vücudun genel rengi sarımsı kahverengidir. Baş sarı, gözleri büyük, yeşil madeni pırıltılı, kenarları kırmızıdır.

Tanımı ve Yaşayışı: Erginleri genellikle ev sineğinin 2/3'ü büyüklüğündedir. Vücudun genel rengi sarımsı kahverengidir. Baş sarı, gözleri büyük, yeşil madeni pırıltılı, kenarları kırmızıdır. Kanatları geniş olup üzerinde siyah ve soluk kahverengimsi şeritler vardır. Yumurtaları mekik şeklinde ve beyazdır. Larvası beyaz ve bacaksızdır. Pupa koyu kahverengi renkte olup, fıçı şeklindedir.

AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ İNSANA ZAEAELI MIDIR?,

Akdeniz meyve sineği olması, o meyvede zehirli ilaçların kullanılmadığının kanıtıdır. ... Konu hakkında resmi bilgi verilmediğini ifade eden Akdeniz Yaş Meyve-Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak, ise “Akdeniz meyve sineği insan sağlığına zarar veren bir haşere değil. Sadece meyveye zarar verir" belirtiyor

Zararlı kışı toprakta pupa veya ağaç üzerinde kalan turunç meyveleri içinde larva olarak geçirir. İklim koşullarına göre ilkbahar sonu, yaz başında çıkan erginler beslendikten sonra yumurtalarını olgun meyvelerin kabuğu altında bırakırlar. Açılan yumurtalardan çıkan larvalar meyvenin etli kısmı ile beslenerek üç dönem geçirir ve olgunlaşınca kendisini toprağa atarak, toprağın 2-3 cm. derinliğinde pupa olurlar. Larvanın gelişmesi özellikle sıcaklığa bağlı olup 9-18 gün arasındadır. Pupalardan ergin çıkışı ise yazın 10-12 gündür. Çıkan erginlerin cinsi olgunluğa erişip çiftleşmesi için 4-7 gün, mantar, maya, fumajin gibi maddelerle beslenmeleri gerekir. Yumurtlamanın olması için sıcaklığın 16˚ C nin üzerinde olması şarttır. Erginin ortalama ömrü doğal koşullarda 30-50 gündür. Ege Bölgesinde yılda 4-5, Akdeniz Bölgesinde ise 7-8 döl verebilir.

.Akdeniz meyve sineği larvaları.

Zarar Şekli: Akdeniz meyvesineği zararı, larvası tarafından yapılır. Meyvenin etli kısmında beslenen larvalar, meyvenin bu kısmında bir yumuşama ve çöküntü meydana getirirler. Zarara uğrayan meyveler, vaktinden önce olgunlaşır, ve dökülür. İhraç edilen turunçgil çeşitlerindeki zararı, ülke ekonomisi yönünden çok önemlidir.

Bu tür meyvelerin vuruklu ve enfekteli olması ihracata mani olmakta ve malın yurt dışına çıkarılmasına izin verilmemektedir. Yıllık zarar oranının Ege Bölgesinde % 5,2 - 78,9 arasında değişebileceği saptanmıştır. Dünyadaki subtropik ve tropik iklime sahip hemen hemen tüm ülkelere yayılmış bulunan zararlı, ülkemizde de Ege ve Akdeniz bölgelerinin sahil şeridi boyunca uzanan kısımların da devamlı faaliyet göstermektedir.

Polifag bir zararlıdır. Ülkemizde tesbit edilen en önemli konukçuları kayısı, ayva, şeftali (özellikle geç çeşitler), incir, trabzon hurması, mandarin (satsuma), portakal (waşington, alanya yerli, valansiya, şeker kanı), greyfurt ve turunçtur. Tercih ettiği konukçuların mevcut olmadığı hallerde tali konukçularda (nar, armut, hint inciri, ünnap) ve yabani türlerde yaşayışını devam ettirebilme potansiyeline sahiptir.

Mücadele nasıl yapılır?

 Kültürel Önlemler: Turunçgil bölgelerine ara konukçuluk eden şeftali, incir, trabzon hurması ve nar gibi çeşitler dikilmemelidir. Dökülen bulaşık meyveler toplanıp derin çukurlara gömülmelidir.

Biyolojik ve Biyoteknik Mücadele: Ülkemizde parazitoitleri bulunmadığından biyolojik mücadelesi yoktur. Bazı ülkelerde iyonize radyasyon ile kısırlaştırılıp laboratuar koşullarında üretilen bireylerin doğal populasyonları içine salınması, parazitoit salımı ile birlikte kombineli olarak uygulanmaktadır.


Kimyasal Mücadele: Sonbaharda eylül-ekim aylarında turunçgiller gelişmesine devam ederken özellikle erkenci çeşit olan satsuma mandarinleri olgunlaşmadan önce meyvelerde vuruk kontrolü yanı sıra mutlaka Jakson tipi feromon tuzakla veya Trimedlure içeren besi tuzakları asılarak sinek çıkış kontrolü yapılmalıdır. Sineğin tespitinden sonra meyveler vurma olgunluğuna erişmişse ve vuruk tespit edilmişse derhal ilaçlamaya geçilir. İlaçlamayı takiben tuzaklarda yine sinek görülüyorsa 7-10 gün ara ile hasada 10 gün kalıncaya kadar ilaçlamaya devam edilir. Günlük sıcaklık 16 C’nin altına düştüğünde ilaçlama gerekmez. Limon bahçelerinde ilaçlamaya gerek yoktur.