Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, tarihi Tepebağ Mahallesi’nin, Adana’nın simgesi olmasının yanında çok önemli bir tarihi ve kültürel mirası da bünyesinde barındırdığını söyledi. Tümer, “Bu tarihe hepimiz sahip çıkıp, Tepebağ’ı korumalıyız. Korumakla da kalmayıp, dünya mirasına bir armağan olarak sunmalıyız” dedi.

TARİHİ ÇALIŞMALARI İNCELEDİ
Günümüzden 3 bin 500 yıl öncesine ait kalıntılara ulaşılan ‘Tepebağ Höyüğü’ndeki kazı çalışmalarını yerinde inceleyen Zülfikar İnönü Tümer, burada yetkililerden kazılar hakkında bilgi aldı. Daha sonra Adana’nın ilk yerleşim bölgesi olarak öne çıkan tarihi Tepebağ Mahallesi’ni dolaşan Tümer, Tepebağ’ın sembol bölgelerinden olan; ‘Musa Balı Konağı’nın da bulunduğu Turhan Arın Sokağı üzerindeki sağlıklaştırma çalışmalarını da inceledi.

ADANA’NIN ÖNEMLİ BİR SEMBOLÜ
Türkiye'nin önde gelen statik proje uzmanı olarak bilinen Adanalı inşaat mühendisi Fikret Ersen Yalçınkaya’nın da eşlik ettiği Tümer, aynı zamanda Cemal Gürsel Caddesi’ndeki tarihi Tepebağ Ortaokulu’ndaki restorasyon çalışmalarını da takip etti. Yaptığı gezi ve incelemelerle ilgili genel bir değerlendirmelerde bulunan Tümer, tarihi Tepebağ Mahallesi’nin, Adana’nın en önemli sembollerinden biri olduğunun altını çizdi.

ÖNEMLİ BİR TARİHİ MİRASIMIZ VAR
Tepebağ Höyüğü’ndeki kazılarla birlikte Çukurova’nın tarihinin yeniden yazıldığı yorumunu yapan Zülfikar İnönü Tümer, “Şehir ilk yerleşim yeri olan Tepebağ Höyüğü’nün bulunduğu alanda sürekli yeniden inşa edilerek gelişme göstermiştir. Bu nedenle bölge, önemli bir tarihi ve kültürel mirası da bünyesinde barındırıyor. Çukurova’nın bereketli toprakları üzerine kurulu olan kentimizin tarihine sahip çıkmalıyız” dedi.

DÜNYA KÜLTÜR MİRASINA BİR ARMAĞAN
Tarihe sahip çıkarken onu koruyup, gelecek kuşaklara aktarmak zorunda olduklarının da altını çizen Tümer, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Tepebağ ile birlikte tarihi ve kültürel mirasımızı korurken, bunu gelecek nesillere en sağlıklı şekilde aktarmayı da bir misyon, yerine getirilmesi zorunlu olan bir görev olarak kabul etmeliyiz. Bununla da yetinmeyip, Tepebağ’ı dünya kültür mirasına bir armağan olarak sunmalıyız. Tepebağ’ı gelecek kuşaklara aktarma uğraşında olan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederim.”