Çanakkale Zaferi'nde yaşanılanlardan kesitleri anlattığı konuşmasında, Usta Yazar Yılmaz Özdil'in 'Mustafa Kemal' isimli kitabından da, Çanakkale Savaşı sırasında yaşanılan olayların anlattığı bölümleri izleyicilerine aktaran Uğur Dündar, Dumlupınar Zaferi'nin yaşandığı Kütahya'nın Dumlupınar ilçesinin makus talihini yenebilmesi için yapılanları da konuklarıyla paylaştı.


Çanakkale Destanı'nın yazıldığı, din, dil, ırk ayrımı olmaksızın tüm milletin omuz omuza çarpıştığı o günleri etkili diliyle anlatan Uğur Dündar, "Hayatımda en iyi bildiğim iki konuyu anlatacağım. Biri Çanakkale Zaferidir. Kişisel anılarımı anlatmadan önce. Benim değerli kardeşim Yılmaz Özdil'in Mustafa Kemal' kitabında anlattığı Çanakkale'yi okumak istiyorum. 'Çanakkale'de kan durmuyordu. Tıbbi malzeme yetişmiyordu. Kurşun yiyen bacaklar, kollar iple sıkılıyordu. O yoksa çamur kullanılıyordu. Delikler sıvanıyordu.
Kurtlanan yaralarını deniz suyuyla temizlemeye çalışan gazilerimizin feryatları, gecelerin karanlığını yırtıyordu.
Daracık alanda binlerce ölü beden yatıyordu. Milyarlarca sinek üşüşmüştü. Kavurucu sıcakta iyice ağırlaşan koku, sinek sürülerini mıknatıs gibi çekiyordu…
.. İçmek için yeterli su yoktu.
Kuyu suyu hastalık getirmekten başka işe yaramıyordu.
Yıkanmayı unutmuşlardı.
Bit istilası vardı.
Bitler pantolon dikişlerinin arasına saklanıyorlardı, kurtulmak için dikişlerin arasını kor parçalarıyla yakıyorlardı. Battaniyeye bulaştıysa, battaniyeyi yakmaktan başka çare kalmıyordu. 
Karıncaları keşfettiler.
Bitler karıncalardan kaçıyordu. Gömlekleri karınca yuvasının üstüne serince, tertemiz oluyordu!
Anzak eri Steve Moyle, korku filminden farksız olan “su hatırası”nı şöyle hatırlıyordu: “Mataralarımızı kuyuya sarkıtırdık. Suda hep garip bir tat olduğunu söylerdik.  Bir gün istihkamcılar geldi, kuyudan aşağıya çengellerini salladılar. Çürümüş bir ceset çıkardılar.”
Çanakkale buydu. Çanakkale bir devrin battığı, yeni bir devrin başladığı yerdir" diye konuştu.



Usta Gazeteci Uğur Dündar, Dumlupınar Zaferi ile ilgili de şunları anlattı:
"Benim naciz hayatımda, şu anda bu konuşmayı yapıyor oluşum, aldığım nefesi bile borçlu olduğum bir yer var. Dumlupınar. Başkomutanlık Meydan Muharebesi. O savaş, kazanılmasıydı belki şimdi yoktuk. Belki vardık ama isimlerimiz farklı olacaktı. İşte benim en çok kederlendiğim tarafta burası. Böyle bir zafer kazanılmış, bu zaferden sonra İzmir kurtarılmış. Bu zaferi kazananların anısı Dumlupınar'da unutulmaya terk edilmiş.


Öncelikle oraya bir konaklama tesisisin yapılması için çağrıda bulunmaya başladım. Neyse ki CHP'li belediyeler var. Sesimize kulak verdiler. Geçen Pazar Ankara Yenimahalle Belediye Başkanı'nın 4.5 ay gibi kısa sürede inşa ettiği Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Misafirhanesi ve Sosyal Tesisi'ni görünce, Belediye Başkanı Fethi Yaşar'ın elini öpesim geldi. Çukurova'nın değerli belediye Başkanı Sayın Soner Çetin, oraya çok önemli araç, gereç ekipmanlar gönderdi. Dumlupınar'ın bir cenaze aracı yoktu. Kütahya'da Dumlupınar ilçesinin adını taşıyan bir üniversite var. Bu üniversitenin tüm ilçelerde bir fakültesi veya yüksekokulu var. Dumlupınar'a bir yüksekokul yapılmasını da Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Özlem Çerçioğlu'ndan istiyoruz. Özlem Hanım çok başarılı bir belediye başkanı. Tıpkı, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin gibi."


Dündar'ın yaptığı söyleşinin ardından, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, çok değerli panel için Uğur Dündar'a teşekkür ederek, çiçek takdim etti.