SÖZCÜ’de Usta gazeteci Emin Çölaşan’ın sorularına günlerdir cevap bekliyoruz, ama duvardan ses var Hariri’den yok;
Oysa iddialar çok ciddi; Özelleştirme adına Lübnanlı Hariri’ye verilen TÜRK TELEKOM’un “içinin boşaltılması” söz konusu olan.
Mesele şu: Türk Telekom’un Lübnanlı şirkete verildiği özelleştirme ihalesinde şart: Eğer Türk Hükümeti 2026 yılında sözleşmeyi uzatmazsa Hariri TELEKOM’u Türk Devletine -elbette aldığı gibi- teslim edecek.
Oysa Lübnanlı şirket, 2026’yı beklemeden, sanki o tarihte Türk Devleti isterse şirketi geri alma hakkına sahip değilmiş gibi, gayrimenkulleri utanarak da olsa, satmak suretiyle TELEKOM’un içini boşaltıyor.
Evet, hakikaten “utangaç” ilanlar söz konusu ve o ilanlar Türk Telekom’un trilyonluk gayrimenkullerini satmak için veriliyor.
“Utangaç ilanlar” çünkü satış ilanlarında satıcının ismi geçmiyor, Açık ki Türk Halkı TELEKOM’un mallarının satıldığını bilmesin, isteniyor.
Siz hiç böyle satış ilanı duydunuz mu? Satış ilanlarında sadece bir telefon numarası var! Hele satan mal sahibi değil “KİRACI” durumundaysa, siz bu ilana takılmaz mısınız?
Kiracılık da ne iş denmesin; Hariri ile yapılan sözleşmeye göre 2026 yılında Türk Devletinin tercih hakkı var; Sözleşmeyi uzatmazsa, Türk Telekom Devlete geri dönecek; O takdirde, sözleşmeye göre alıcı, Türk Telekom’u aldığı gibi teslim etmeğe mecbur.
Demek ki Hariri, Türk Telekom’u işletirken, hangi gerekçe ile olursa olsun, şirketin mal varlığını satıp parasını cebine atamaz!
Durum bu, bir ihtimal de olsa, 2026 yılında asıl sahibi Türk Devletine geri verilmesi söz konusu olan şirketin içini boşaltırcasına; En çok dikkate değen yönü de “Mahcup” bir şekilde isim gizleyerek yapılan bu “seri” satışlar ne ki?
“Seri” satış dedik, boşuna değil; hemen her şehirde yapılmakta bu “mahçup” satışlar…
Böyle bir davranışa “mal kaçırma” denilse, “yağma” benzetmesi yapılsa, kim, neye dayanıp itiraz edecek?
Eğer öyle denilmesi doğru değilse neden Hariri çıkıp yaptığını savunmuyor?
Bu öyle ki iş, Çalık’ın rafinerisinin istikbalini temin edecek petrol anlaşmaları karşılığında, Ruslara ihalesiz Nükleer reaktör yaptırmaya benziyor.
İş öyle ki “Yaran”ı mutlu etmenin bedeli Milleti mutsuz etmek!
Biri çıkıp, Hariri Devlete ödediği “özelleştirme” bedelini gayrimenkul satışlarından çıkardı; Şirketi onca yıl çalıştırıp ettiği, yanına ekstradan kâr kalacak derse, yanıtı ne?
“Bizim” denilen guruba Rafineri karşılığı, Reaktör işinde dünyanın en pahalı elektriği, ürün alım garantisiyle ürettirmeye de, bu yapılana da “kıyak” denilemez de ne denilir?
Kilovatı 15.5 cent fiyat garantili elektrik işinde bedeli kimin ödediği ise işin can sıkan diğer boyutu;
Gerçekte 21. YY’da “Köle İşçi” demek olan “Taşeronlaşma” yoluyla bir ömür boyu asgari ücretle işçi çalıştırarak ödeniyor o pahalı elektriğin bedeli maalesef!
Sıkı mı hesapsız kitapsız kıyakçılık yapmak? IMF ne der sonra?
Neyse bu emekçilerin, işçi sınıfının, fakir fukaranın sahibi yoktur; Alırsın onlardan verirsin yâra, yârâna; hem dengeler bozulmaz, IMF kızmaz, hem de dostlar üzülmez.
Fakir fukara mı? Garip gureba mı; Onlara da sadaka paketleri ne güne duruyor…