ANNELER GÜNÜNÜN BÖYLESİ  ANLATIMI:

 

BUGÜN DOKUNMASALAR DA AĞLARIM (Anne’me)

 

Güz gülleri dikmeye geldim ocağına. Küstürmek istemem ekşi nar ağacını. Hışırtısıyla avutulmuştu çocukluğum. Fısıltıyla paylaşmıştım gençlik sırlarımı. Sırtımı dayayıp yalnız gecelerde, ay ışığında eflatun düşler kurmuştum…

 

Geç mi kaldım bilmiyorum. Sığınmaya geldim yorgun bedenine. Bir tatlı küfrünü duymaya geldim. Hani çok kızdığında bana “Seni seviyorum çocuk” der gibi “Ulan, onun bunun çocuğu” derdin. İlk kez söylediğinde, ne çok kızmıştım. Sonra kahkahalarla gülmüştük. Çünkü benim anam sendin…

Yüreğinde taşımak yetmezdi sevdiysen. Uzaktan iyilik haberlerini almak yetmezdi. Bir şairin dediği gibi; “Gül uzaktan koklanmaz” dı… Ne desen haklısın, bilmez miyim suçumu… Sırf, bu nedenle sus pusum.

 

Bilirim, eskisi gibi değiliz. Kırılganız, yorgun nar ağacı gibi. Belli ki bir şeyleri kanatmış; acıları en derinlerde saklamışız. Ekşi bir damla düşse yanağımıza, dokunmasalar bile ağlarız…

 

Şimdi uzansam çocukluk çağımın en delisine. Rengarenk papatyalar doldursam, yıllardır boş kalan kucağına… Her yaprağına ‘Seni seviyorum ” yazsam… 

 

Yırtıp atsam kırk yılın takvimini. Ağarmış saçlarını, dokunuşlarımla gençliğine boyasam. Bahçendeki gökyüzünden topladığım yıldızlardan “İyi ki anamsın” yazsam karşı duvara…

 

Bir öpücüğü hak eder miydim, ekşi gözyaşlarımın süzüldüğü sol yanağıma… 


Yunus GÜZEL