Çukurova dün Yılmaz Güney'di.
İçinde Yılmaz'ı taşıyan, 30 yıl sonra memleketinde ilk kez bir gece karanlığının ona ayrıldığını 
duyan Adanalılar vardı dün Çukurova sokaklarında.
Belediyesi Başkanı Soner Çetin, ölümünden sonra ilk kez bir etkinlikte anılmasını
sağladı Yılmaz Pütün Güney'i. 
Sımsıcak ve onu çağıran binlerce yüreğin aydınlattığı bir geceydi. 
Yıldızların altında,Doğal Park'ta bir yıldızdan bahsetmenin zorluğu çekiliyordu dün gece !
Adana'nın başka bir adı da Yılmaz Güney'di çünkü.
Hatta masumiyetin, mücadelenin,onurlu bir kavganın adı gibi.
Dün Orhan Kemal'i söyledim evet, bugün ise diğer bir adını.
O Türk sinemasının unutamadığı  gerçek bir hikaye.  
Hiç uyanmak istemez uykusundan Türk Sineması onun adı anılınca.
Sinema tarihi ve tanımını değiştiren bir Adanalı.
Beyaz perde bile yüzyıllar sonra ondan bahsetmeye devam edecek çocuklarına,
emekçilerine, karşısında oturanlara...
Her geçen yıl verdiği savaş, mücadele, düşünce daha bir yükseliyor gökyüzünde...
Hala acılar,ölümler,adaletsizlik,fakirlik hüküm sürerken topraklarında, çağdaşlık adına,insanlık adına ne varsa, 
onlarca yıl önce götürüldükleri yerden gelemedi .
Takvim yaprakları hızla büyüdü, altımızda ki araba, para yerine cebe giren telefon...
Fakat keder hala ülkemin ellerinde kelepçe.
İnsanları umutsuz,insanları mutsuz hala...
Onu anlatmak zordu, fakat anlamak çok kolaydı, 
Benzer acıların,savaşların verildiği cephe sapa sağlam duruyordu çünkü.
Ben onu anlatmaktan çok, böylesi ulu bir sinema değerinin önce ülkesinde,
sonra da memleketinde yeterince konu edilmemesine yakınırdım.
Altın Koza Film Festivali bile, şöyle bir dokunup geçerken ona, sarılmak gerek diye düşünenlerdendim...
Türkiye'de ilk kez, 30 Yıl sonra bir gece ona ayrıldı dün. 
Üstelik doğduğu bu topraklarda.
Ellerde meşale, binlerce ayak yollara koyuldu, hep o konuşuluyordu.
Önde Başkan Soner Çetin, yanlarında YILMAZ GÜNEY'in kız kardeşi ve arkadaşları.
Orhan Kemal'den sonra,  YILMAZ GÜNEY'ede bir Adanalı vefası ve sevgisi
vardı dün binlerce.
Bir değer nasıl yaşanması gerekirse öyle yaşanıyordu gecede. Uzun ama sevgi dolu bir yürüyüş.
Ardından o anlattı arkadaşları, yüreğinde ki insan sevgisini, memleket aşkını.
Doğal Park'ta Amfi Tiyatro Salonu'nda gerçekleşen anma gecesinde,içerisi tıka basa doluydu, parkta öyle...
Başkan Soner Çetin,"Her sene biraz daha büyüyecek yıldızların altında ki YILMAZ GÜNEY buluşması"diye perçin attı geceye.
YILMAZ GÜNEY kadar alkış aldı ve gönüllerde sevgiyle karşılık buldu başkan Soner Çetin.
Belli ki değerlerine sahip çıkan başkana değer veriyorlardı.
Onu anlatmak evet zordu, o nedenle Yılmaz Güney'i ondan anlamak gerek diye düşündüm ;
"Dostluğu ve sevgiyi, yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim onlarla birlikte büyüsün bütün dünyayı sarsın diye…"
Sadece Adana değil, Türkiye buluşmalı Yılmaz Güney'le.