Dün gibiydi her şey…

…ve ben, ‘cennet’ manasına gelen isminde olduğu gibi yedinci kez doğuyordum adeta…

…ve aslında yedinci kez gebe kalıyordum aşka…

Gün gibiydi her şey…

…ve sen, her nefeste, şu fani alemi adımlıyorken aslında sonsuzluk içinde var olup da geceyi kovalayan bir Kamer ve günü aydınlatan bir Şems misali, nurunla doğuyordun hayatıma…

Bir gönüldür bu, senden önceki hayatımın anlatım bozukluklarına rağmen senden sonraki hayatımda beliren anlamın derinliğinde bir b’aşka giriftar…

…ve sen, yüreğinle yüreğimin kapısına varmışken söylenmiş bir sözdür bu, bir tek sana meftun…

…bir tek sende gururlu, bir tek sende yüce, bir tek sende ulu…

…bir duadır dilimde aşk, her defasında seni dileyen…

…sensiz bu hayatı n’eyler ki bu gönül, dün gibi yaşamışken ilk günü…

…ve bu güne gelmişken, yarını bekliyorken…

…ve yarından sonrasına da seninle uzanıyorken…

Ey aşk! N’olur terketme hiç yüreğimi ve bir ömür konakla kalbimde bütün yüklerini üzerime yıkarak…

Sakın korkma, ey aşk! Bu yükü sakın taşıyamaz deme…

Ben bu yükü, dün olduğu gibi bugün de taşırım, yarın da taşıyacağım ve yarından sonrasında da…

…ve sen, dualarımdaki zenginlik, sabrımdaki kuvvet ve ruhumdaki dinginliksin aşk…

Ey aşk!

…oysaki ben, senin ismini bir kum saatinden kalemimin ucuna akan kum taneleriyle yazarak meydan okuyordum zamana…

…ve şimdi zaman isminde buluyor anlamın, cisminde kavrıyor varlığını…

…ve yine sensizlikte yitiriyor ömrünün geri kalanını…

…aslında, akan bu şey zaman değil, sadece sensin…

…ve sen, akıp da geçiveriyorsun işte ömrümden tıpkı zaman gibi…

…heyhat, ki heyhat! Senden önce yaşamış olduğumu ve sevdayı tattığımı zanneden  gönlüme heyhat…

…ne yaşamış bu beden ne de nefes alabilmiş bu gönül, sensiz geçen günlerin aşksızlığında…

…ve sen ağladığında benim gözümden akan yaşta…

…ve sen güldüğünde benim yüzümde açan güllerde…

…ve sen sustuğunda benim içimde kopan fırtınalarda…

…ve sen konuştuğunda benim yüreğime dolan heyecanda…

…bir aşk, sonsuzluğa gebe kalıp da doğdu dünyamıza…

Ömrümüzün melodisidir şimdilerde aşk, en doğru notalarla çalıp da en güzel haliyle söylediğimiz…

…söylediğimiz bu şarkının notalarının her birinde…

…bir yanda aşık, diğer yanda maşuk…

…bir yanda Leyla, diğer yanda Mecnun…

…bir yanda Kerem, diğer yanda Aslı…

…bir yanda can, diğer yanda canan…

…bu sevda yolunda bir bütün gibi can da sensin, canan da sen…

Dün gibiydi her şey…

…ve ben, ‘cennet’ manasına gelen isminde hayat bulduğum gibi yedinci kez geldim işte hayata…

…ve kalem tende can bulup da başladı yazmaya, yaşamaya ve de yaşatmaya…

‘‘Bir şyei drğou okmuak iiçn, o şyei drğou yzamak gremekez. Bzaen sdaece drğou bamkak ve drğou grömek yeetr. İtşe sen, bneim her druumda ve her desıfanda drğou baktğıım ve drğou grödğümüüsn, ey aşk.’’

 

MURAT TAŞ