CHP Bursa Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Mersin Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. İhsan Kamalak’ın konuşmacı olarak katıldığı panelin açılış konuşmasını İMO Adana Şube Başkanı H. Çağdaş Kaya yaptı. Moderatörlüğü ise 27. ve 28. Dönem Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık gerçekleştirdi.

KAYA: “KOLEKTİF GÜVEN VE CESARET SERGİLEMELİYİZ”

Anayasaların toplumsal uzlaşma metinleri olduğuna işaret eden İMO Adana Şube Başkanı Kaya, tüm toplum kesimlerinin ifade edildiği geniş bir tartışma sürecine gereksinim olduğunu, ancak bu anayasa değişikliği girişiminde böyle bir süreç yaşanmadığını, yaşatılmadığını kaydetti.


İktidar partisi çevrelerince dayatılan anayasa değişikliği sürecinin, başlangıcından itibaren sorunluğu olduğuna vurgu yapan Kaya, “Kapalı kapılar ardında hazırlanan ve meclisten alelacele geçirilen, hazırlığında anti demokratik bir yol izlenen anayasa değişikliği içeriğinin de demokratik olamayacağı zaten baştan bellidir. Şunu belirtmeliyim ki geleceğimizi belirleyecek olan bu değişiklik karşısında göstereceğimiz tepki ve çabamızın düzeyi, bizim kim olduğumuzu da belirleyecektir” dedi.

Kaya, “Unutmamalıyız ki bizler de bu değişim sürecinin bir parçayız. Bu değişikliğin istendiği dönemin bireyleri olarak yaptıklarımızın özellikle de yapamadıklarımızın sorumluluğunu hayat boyu taşıyacağız. Bu nedenle, demokrasi ve özgürlük için; adaletli ve insan haklarına önem veren bir toplum için; geleceğimiz için; kolektif güven ve cesaret sergilemek zorundayız” diye konuştu.


ÇITIRIK: “ANAYASANIN HİÇBİR YERİNDE YURTTAŞ YOK”

Türkiye’de temel hak ve özgürlüklere dair tespitlerde bulunan moderatör Av. Mengücek Gazi Çıtırık ise sadece 15 Temmuz sonrasında meydana gelen saldırılarda 250 insanın hayatını kaybettiğini, 149 gazetecinin tutuklu bulunduğunu, HDP’nin 12 milletvekilinin, 67 belediye başkanının tutuklu olduğunu, OHAL sürecinde 5 bin 400 kişinin tutuklu, 44 gazetenin, 16 televizyon, 16 dergi, 23 radyo, 3 haber ajansının kapatıldığını belirtti. Anayasa’nın en önemli yanının katılımcılık, temel hak ve özgürlükleri düzenleme, siyasi iktidarı kısıtlarken birey yurttaşın hak ve özgürlüklerini arttırması olduğunu ifade eden Çıtırık, “Ancak Anayasa’nın hazırlanması aşamasında hiçbir yerde yurttaş yok” dedi.


KAMALAK: “TOPLUMSAL MUTABAKAT İÇİN YÜZDE 50+1 YETERLİ DEĞİL”

“Hayır”ların çoğunlukta olduğu anketlerde MHP ve AKP seçmenlerinde kararsızların çok fazla olduğunu ifade eden Doç Dr. İhsan Kamalak da 2,5 aylık sürecin iyi kullanılması durumunda “hayır” çıkabileceğini ifade etti. Anayasa değişikliğinin toplumsal bir uzlaşma ile hazırlanması gerektiğini dile getiren Kamalak, yüzde 50+1’in yeterli olmadığını en az yüzde 65-70 oranında oy aranması gerektiğini ve referandumun OHAL döneminde olmaması gerektiğini vurguladı.

Güçler ayrılığı üzerinde duran Kamalak, Fransız Yurttaşlar Beyannamesi’nde “İnsan haklarının sağlanmadığı, kuvvetler ayrılığının belirlenmediği bir toplumda anayasa yoktur” yazdığını belirterek güçler ayrılığı ve temel insan haklarını gözetmeyen devletin anayasal değil anayasalı devlet olacağını söyledi. AKP - Devlet Bahçeli teklifini ABD sistemi ile kıyaslayan Kamalak, bu teklifin idare ve yargının bir kişiye bağlı olduğu, bakanların olmadığı, meclis ve yargı denetimini olmadığı bir anayasayı öngörürken ABD’deki Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı ve Başkan’ın yetkilerinin denetlenebilir olduğunu söyledi. ABD sisteminde yetkilerin Türkçeye “eyalet” diye çevrilen devletler ve merkezi devlet arasında paylaşıldığını dile getiren Kamalak, yetkinin güçlü yerel yönetimler tarafından oluşturulmuş senato ve temsilciler meclisi tarafından denetlendiğini ifade etti. ABD’de güçler ayrılığının bir diğer unsurunun lider sultasının olmaması, adayların ön seçimle oluşması olduğunu anlatan Kamalak, böylece meclis üyelerinin parti liderine değil, kendisini seçenlere karşı sorumlu olduğunu ifade etti. 

KAYIŞOĞLU: “ANAYASA’NIN İLK ÜÇ MADDESİNİN ALTI BOŞALTILIYOR”

TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Nurhayat Altaca Kayışoğlu, teklifin rejim değişikliği olduğunu belirterek teklif geçerse demokratik rejimin yerine diktatörlük rejimi kurulacağını söyledi. Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk 3 maddesinin de ortadan kaldırılacağını ifade eden Kayışoğlu, teklifin “ilk üç maddeyi değiştiriyorum” demediğini ancak o maddelerin koruduğu değerleri ortadan kaldırarak o maddeleri yok edeceğini ifade etti. Yasama, yürütme, yargının tek kişiye bağlanarak yok edildiğini dile getiren Kayışoğlu,  başkana Kararname çıkarma yetkisi ile paralel yasama yetkisi verildiğini söyledi.


“EMEKLİLİĞİ KALDIRIYORUM” DESE KİMSE BİR ŞEY DİYEMEYECEK

Temel haklara ilişkin yapılamayacağı söylenen kararname yetkisini denetleyecek olan AYM’yi de Başkan’ın belirleyeceğini hatırlatan Kayışoğlu, sosyal haklarla ilgili kararnamelerde ise bir sınırlama olmadığına dikkat çekti. Sendikal haklar, asgari ücret, emeklilik hakkı gibi hakların başkan istediğinde kaldırılabileceğini ifade eden Kayışoğlu, “’Emekliler yattıkları yerden maaş alıyor’ diyerek emeklilikleri düşürse kimse bir şey diyemeyecek” dedi. Bütçenin de tek adama verildiğini ifade eden Kayışoğlu, “Bütçe, ‘vergiyi garibandan mı, patrondan mı alacaksın’, ‘topladığın parayı eğitime sağlığa mı, yoksa bombaya savaşa mı harcayacaksın’ bunun belirlendiği yerdir. Bu da tek adama veriliyor” dedi.  Referandumda “Evet” çıkmayacağı konusunda umutlu olduğunu dile getiren Kayışoğlu, “İşsizlik artıyor. Orta ölçekli işletmeler batıyor. Bunun için güven ortamı lazım. Bu da parlamenter demokratik sistemin güçlendirilmesinden geçer. Halkın da benzer kaygıları var” dedi.

Panelin son bölümünde katılımcılar panelistlere çeşitli sorular yöneltti.