Haberal, kurucusu olduğu Başkent Üniversitesi’n
Hastane girişinde sevgi seliyle karşılanan Haberal, burada bir dizi incelemelerde bulunarak, Merkez Müdürü Yrd. Doç. Dr. Turgut Noyan ile diğer yetkililerden bilgi aldı.
Haberal, gazetecilerin kendisine yöneltmiş olduğu soruları da yanıtladı. Türkiye’nin nasıl ve hangi şartlar altında kurulduğunun çok iyi bilinmesi gerektiğini kaydeden Haberal, şartlar her ne olursa olsun Türkiye’yi yüceltip, daha iyi bir noktaya taşıyabilmenin çaba ve gayreti içinde olmaları gerektiğini, kendilerinin de bunu yaptığını anlattı.
Haberal, “Ama bu yetmez. Millet aya çıkıyor, Mars’a gidiyor. Sakın ola ki durmayalım, aksi halde başkalarına avuç açmak zorunda kalırız. Başkalarına hiç avuç açmak istemiyorum. Bunun da tek bir yolu var çalışmak. Atatürk, ‘Çalış, Güven, Öğün’ diyor. Biz de çalışıyoruz, güveniyor ve de övünüyoruz” ifadesini kullandı.
ADALET YOKSA ‘ZORBALIK’ VARDIR
Bir gazetecinin; ‘Ergenekon süreci, Tuncay Güney ile başladı. Güney’in iddia ve açıklamalarını nasıl değerlendiriyo
“Ülkemiz, bir köprüden geçiyor. Adalet ve hürriyetin olmadığı yerde mutluluk yoktur. Romen Diyojen’e sormuşlar, ‘Yeryüzünün en güzel şeyi nedir?’ diye. O da; ‘Adalet’ demiş. Sokrates’e sormuşlar, ‘Dünya nasıl yerinde duruyor?’ diye, o da; ‘Adalet ile’ yanıtını vermiş. Eğer adalet yoksa zorbalık vardır. Bu da o ülkenin sonu demektir. Burada önemli olan, birbirimizi anlamak, güvenmek ve inanmaktır. Her zaman ülkelerde insanların hayatında bir takım sıkıntılar olacaktır. Nitekim biz de bu sıkıntılardan geçiyoruz” diye konuştu. Burada hepimize görevler düşüyor. Hiçbir şey kavgayla halledilmez. Problemi çözmek zorundayız.
HEKİMLER DOĞRU TEŞHİS KOYMALI
İnsan hayatını doğrudan ilgilendiren iki meslek olduğunu, bunlardan birinin hekimlik, diğerinin de hakimlik olduğunu dile getiren Haberal, kendisinin bir ‘hekim’ olduğunu hatırlattı ve ekledi; “
Bir karar vereceğimiz zaman ince eleyip sık dokumak zorundayız. Eğer hekimler olarak doğru teşhis koyamazsak, hastamızı tedavi edemeyiz, belki bu durum onun hayatına mal olabilir.
Hakimler ise gerçekten somut olmaya dayanarak, olayları gerçeklere dayandırarak karar vermezlerse o zaman maalesef çok acı sonuçlar olabilir. İki şey vardır ki, geri gelmez. Bunlardan biri insan hayatı, diğeri de zamandır. Bunların ikisinin de geri dönüşü yoktur. Dolayısıyla hepimiz bu insan hayatına ve zamana karşı çok hassas olmalıyız.”
PROBLEMLERİ BİRLİKTE ÇÖZMELİYİZ
Kişilere göre değil, gerçeklere göre bir adalet mekanizmasının hakim olması gerektiğini ifade eden Haberal, “ Meclis yasa çıkartıyor. Ne diyor; ’Tutuklama istisnaidir ve somut olgulara dayanmalıdır. İnanıyorum ki bunlar gerçekleşecek. Ülkelerimiz, hakikaten dünya ülkelerin örnek aldığı, adil, özgürlükleri gerçek kullanan bir ülke konumuna gelecektir. Bugün gerçekten problemlerimiz var ama beraber çözeceğiz. Bunu yapmazsak bir yere varamayız. Hepimiz birbirimize yardımcı olacağız” yorumunda bulundu.
O SÖZLER ÇELİK’İN KENDİ GÖRÜŞÜDÜR
Bir gazetecinin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in, “Umarım dersini almıştır” şeklindeki sözlerini hatırlatması üzerine Haberal, şu yanıtı verdi; “Kendi görüşüdür. Ben burada bunu tartışmam. Burası siyasetin tartışacağı bir yer değil. Burada bilim adamı Mehmet Haberal olarak bulunuyorum. Bana bilimle ilgili sorular sorun. Toplumlarda adaletsizlikle
BAŞKENT EKİBİNE ÖVGÜ
Haberal, Başkent Üniversitesi Adana Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Turgut Noyan başta olmak üzere tüm hastane yönetimi ve çalışanlarıyla da kucaklaşarak, yaptıkları başarılı çalışmalar nedeniyle kutladı.
Haberal, ‘’Arkadaşlarım boş durmamış. Ben bir yaptım onlar iki yapmışlar’’ dedi.
Başkent üniversitesini
‘’ Bunların her birini dolaşıyorum. Alanya’ya gittim, Konya’ya gittim tabi Ankara’dan başladık.. Bu güne kadar tüm hizmet yerlerini gezdik tabi ama şimdi Turgut beyin bana gösterebildiği kadarıyla görüyorum ki arkadaşlarım durmamış. Çok şükür Başkent Üniversitesi pozitif yönde hareketlenmişt
MİLLİYETÇİLİK ESERLERLE YAPILIR
Milliyetçiliği
‘’ Atatürkçülük eserlerle yapılır. Cumhuriyet eserlerle kutlanır. İşte Başkent Üniversitesi herhalde bunlar için iyi bir örnektir. Ben bir şey yaptıysam arkadaşlarım bunu ikilemişler önemli olan bu. İkilemişler çünkü ben emaneti ehillerine teslim etmişim. Şimdi biliyorsunuz Kuran-ı Kerim de nisa suresi vardır ve hanımlar içindir. Orada Allah diyor ki emaneti ehline teslim edin. İnsanları yönettiğiniz zaman adil olun. Ben yeniden arkadaşlarımla kucaklaştığım zaman gördüm ki emaneti ehline teslim etmişim. İşte bugün Başkent Üniversitesini
Bizim görevimiz ülkemize sahip çıkmak, onu yüceltip yükselmektir. Ben her şartta en zor şartlarda bile her zaman Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı olmaktan büyük gurur duyum. Ve ona ilave bir çivi çakabilmek için en zor şartlarda bile gerekeni yapmaya çalıştım. Arkadaşlarımda bunu daha ileriye taşımışlar, hepsine çok teşekkür ediyorum. Hepsiyle çok gurur duyuyorum. Başkent Üniversitesiyl
SAĞLIKTA KATEDİLEN MESAFE
İletişimin önemine de değinen Prof. Dr. Haberal, şunları söyledi:
‘’İletişim çok önemli değerli arkadaşlar. Sizin göreviniz doğruları halkımıza aktarabilmekti
Haberal, ‘’ Ama o şartlarda bile Hacettepe’nin acil servisi çok yoğundu. Klinik böbrek hastası geliyordu. Diyorduk ki, ne yapalım tedaviniz yok, hastayı gönderiyorduk. Klinik karaciğer hastası geliyordu, diyorduk ki ne yapalım tedaviniz yok, hastaları kaderiyle baş başa bırakıyorduk. Şimdi öyle mi. Şimdi Türkiye transplantasyo
Ben görüyorum ki bütün iş geliyor, çalışmaya dayanıyor. Ben hep şunu söylüyorum; inanırsanız ve çalışırsanız bataklıkta bile gül yetiştirebilir
Ülkemizi yüceltip yükseltmek görevimizdir
Bu kurumlarda elektrik bile bir hayaldi. Ben her zaman gururla söylüyorum. Odun ateşinin ışığında ders çalışan Mehmet Haberal’dım. Neden? Türkiye’nin şartları öyleydi. Bugün bakın asrın medeniyet seviyesini yakalamış. Dolayısıyla şimdi ülkemiz özellikle teknikte, bilimde ve sanatta asrın medeniyet seviyesini yakalamış, yeter mi bu? Biz Başkent Üniversitesi’n