Baro Başkanı Av. Veli Küçük, yaptığı yazılı açıklamada, "Bir Baro'nun ve Başkanı'nın önce seyahat özgürlüğünün engellenip, şimdi de açıkça terörle eş değer ve terörist ilan edilerek hedef gösterilmesi asla kabul edilemez." dedi.

Açıklamanın açıkça "kin ve nefret suçu"  olduğuna dikkat çeken Av. Küçük, "Allah korusun Diyarbakır Baro Başkanı'nın ve yöneticilerinin başına olumsuz bir şey gelirse faili herkes bilecektir. Açıklama açıkça kin ve nefret suçunu içermektedir. Bir hukuk kurumu yargı kararı olmaksızın devletin en üst düzey yetkililerinden birisi tarafından suçlu ilan edilmekte, toplum ve halk nezdinde hedef gösterilmektedir. " diye konuştu.

Adana Baro Başkanı Av. Küçük, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Ülkemizin haline bakın ki, içişleri bakanı bir ilin barosunu, ticaret odasını, sivil toplum kuruluşlarını teröristlikle suçluyor, daha da vahimi o suçladığı baronun önceki başkanı da görevdeyken faili meçhule (!) kurban gitti!!! Barolar sadece savunmanın değil, hukuk devletinin ve demokrasinin yılmaz temsilcileridir. Avukatların tarihte hiçbir muktedire baş eğdikleri görülmemiştir ve görülmeyecektir. Hiç kimse, hele de ülkenin içişleri bakanı, baroları, avukatları töhmet altında bırakamaz, böyle bir hakkı da yetkisi de bulunmamaktadır. Bu talihsiz açıklama baroları ve avukatları açık hedef haline getirmiştir. Daha evvel Ali Günday da, Tahir Elçi de hedef gösterildi, ne yazık ki sonuç ortadadır. Avukatlara ve Barolara saldırının azmettireni, hiç şüphesiz bu talihsiz açıklamayı yapanlar olacaktır. Diyarbakır Barosu Yalnız Değildir. Savunma birdir, Birlik içerisinde Bir olacaktır."

AÇIKLAMAYI KINADI

Baro Başkanı Av. Veli Küçük, kin ve nefret dolu bu açıklamayı şiddetle kınadığını, etkili yasal işlem yapmak üzere savcıları göreve davet etti.

"GÖREVDEN ALINMALIDIR"

Seçim atmosferinin yaşandığı, gerilimli günlerden geçildiği bir süreçte herkesin konuşmasına dikkat etmesi gerektiğini ifade eden Av. Küçük, "Kendi ülkesine, ülkenin hukukuna, insanına ve toplumsal değerlerine yabancı, ağzından çıkanı kulağı duymayan, kin ve nefret suçlarını işleyen içişleri bakanı istifa etmeli, başbakan ve siyasi iktidar gereğini yaparak derhal görevden almalıdır. Ülkemizi ve toplumu ayrıştıran ve ötekileştiren bu zehirli dil artık son bulmalıdır. Kamuoyuna, saygıyla sunarım."