Bu yıl ülkemizde çok sayıda sığınmacının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Aslan, her yılkinden daha fazla paylaşım duygusu ile yaklaşarak, kurban etlerini buzdolabında saklamak yerine ihtiyaç sahiplerine ulaştırmanın dini bir vecibe olduğunu söyledi. 

 

“Kurban Etlerini Sığınmacılarla Paylaşın.”

Kurban etlerinin dağıtımı noktasında bu yıl özellikle daha farklı davranılması gerektiğinin altını çizen ÇÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslan, ülkemizde milyonları aşan sığınmacıların olduğu hatırlatarak, bunların ihtiyaç içerisinde bulunduğunu göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Bir hadisle örnek veren Prof. Dr. Nasi Aslan, şunları kaydetti;

“Kurban etlerini uzun süre biriktirip saklamamız dinen doğru değil. Konuyla ilgili Hazreti Peygamberimiz döneminde yılın birinde Medine’ye göçerler gelmiş. Bu insanlar ihtiyaç içerisindeler. Hazreti Peygamber Efendimiz, etraftan gelen bu insanların yoğun bir biçimde olduğunu gördüğünde ve bunlarında ihtiyaç içerisinde, yoksul insanlar olduğunu fark ettiğinde şunu buyurur; “Kurban etlerinizi 3 günden fazla tutmayınız, saklamayınız. Kurban etlerinizi bize gelen ihtiyaç içerisindeki göçebe insanlara dağıtın” şeklinde bir talimat vermiş. O yıl sahabenin tamamı bu emre uymuş ve etlerini onlarla paylaşmışlar. Tarih tekerrürden ibaret. Şu an ülkemiz de böyle bir durumda. Sığınmacıların hat safhaya ulaştığı ve bunlarında ihtiyaç içerinde olduğunu düşündüğümüzde, etlerimizi özellikle her zamanki gibi uzun süreli saklamamız dinen doğru değildir. Bu kardeşlerimizi gözetmemiz gerekir. Katılım, paylaşım, fedakârlık duygularının daha fazla hissedilmesiyle, bu erdemlerin öne çıkarılması gerekir.”

 

“Toplumda Kurban Kesimi Konusunda Yanlış Algılar Var.”

Kurbanın temel özelliğinin ibadet olduğunu söyleyen Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nasi Aslan, ibadete beşerilik kazandıran hususun ise ‘niyet’ olduğuna vurgu yaptı. Kurbanın Allah rızası için kesilmesi gerektiğini ve niyetin bu doğrultuda olmasının önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aslan açıklamasına şöyle devam etti;

“Toplumda yanlış algılar var. Mesela vatandaş ‘çocuğum başkasına bakmasın’ diyerek ‘bende bir kan akdim mantığı’ ile kurban kesmekte. Böyle bir anlayış dinen doğru değildir.  Bu şu açıdan doğru değil, birincisi oradaki kimse eğer gücü yetmiyor da bunu yapıyorsa yükümlü olmadığı halde bir yükün altına girerek kendisini zora sokmuş oluyor. Din ise kolaylığı amaçlar. Kişinin mali gücünü aşan yükümlülüklerden uzak tutar.”

 

“Bekârlar Kurban Kesmez Anlayışı Doğru Değil.”

“Bir başka husus bekâr ve evli arasında fark yoktur. Bunu şunun için altını çizerek belirtmek istiyorum, toplumumuzda sanki bekârlar kurban vecibesini yerine getirmez gibi bir yanlış algı var. Bekâr olsun evli olsun herkese bu dini bir görevdir, vecibedir. Bunun yanında yeni bir kısım söylemlerde var bu da şu; ‘her aileye bir kurban yeter’ şeklinde. Bu ibadet bireysel olarak değerlendirilir. Başkalarının yerine getirmesiyle olacak bir ibadet değildir.”

 

“Bedeli Verilen Kurbanların Kesildiğinden Emin Olun”

Kurban Bayramı’nda sıkça görülen ve tasvip edilmeyen görüntülerin de oluştuğunun altını çizen Prof. Dr. Aslan, kurbanı ehil kasapların, dini vecibelere uygun şekilde kesmesi gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Nasi Aslan ayrıca bedel kurbanlar konusuna da değinerek, bedeli verilen kurbanlığın muhakkak kesildiğinden emin olunması gerektiğini söyledi.