UNESCO dünya kültür mirası listesinde yer alan Andrassy Caddesi üzerinde yer alan ve altından Avrupa’nın ilk metrolarından tarihi Milenyum Metrosu'nun geçtiği Yunus Emre Türk Kültür Merkezi, 1882 yılında inşa edilen ve Macar Bilimler Akademisi'ne ait olan tarihi binanın 1'nci ve 2'nci katlarında hizmet verecek.
 
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile Macaristan İnsan Kaynakları Bakanı Zoltan Balog'un açılışını yaptığı merkezde, Türkçe derslerinin verileceği sınıflarla, çeşitli kültürel aktivitelerin yapılacağı sergi, kokteyl ve konferans salonları yer alıyor.
 
Türk kültürünün ve medeniyetinin en güzel simgesi Yunus Emre'nin ismini Budapeşte'de yaşatacak olan merkezin açılışında konuşann Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, merkezin Türkiye'deki kültürel diplomasi faaliyetlerinin en önemli durağı olacağının altını çizdi.
 
Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerinin, aynı zamanda bir Macar Kültür Merkezi olduğunu belirten Bakan Çelik, iki ülke arasındaki tarihi, kültürel bağlara ve dostluğa dikkati çekti.
 

YÜZYILLARA DAYANAN İLİŞKİLERİMİZİ BU MERKEZDE DAHA ÇOK GELİŞTİRECEĞİZ
 
Dünyanın neresinde bir Yunus Emre Kültür Merkezi varsa bir Türk kültür merkezi olduğu kadar aynı zamanda da bir Macar kültür merkezidir. Çünkü bu merkezde öğrettiğimiz Türkçenin, bu merkezde Türkçe olarak yaptığımız faaliyetlerin oluşmasına katkıda bulunan pek çok Türkolog Macar kökenlidir.
 
Yunus Emre Kültür Merkezimiz, Türkiye'deki kültürel diplomasi faaliyetlerinin en önemli durağı olarak hizmete girecektir. 
 
Bundan sonra, buradaki faaliyetler yüzyıllara dayanan ilişkilerimizi her adımda daha çok geliştiren faaliyetler olacaktır.
 
MACARLARIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ DESTEKLEYEN TÜRKLER, MACARİSTAN'DA DEMOKRATİK GÜÇLERİN  BAŞARIYA ULAŞMASINI ARZU ETMİŞTİR
 
Macar halkının faşizme ve komünizme karşı özgürlük mücadelesinin hatıralarını taşıyan ve Sayın Bakan Zoltan Balog'un Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Terör Müzesi'nin hemen yanında büyük ve anlamlı bir şekilde yükseliyor Yunus Emre Kültür Merkezimiz.
 
Yan binada Macar halkının özgürlüğünü çalmaya çalışan faşizmin ve komünizmin hatıraları; bu binada ise Macar halkının özgürlük mücadelesine her zaman destek vermiş olan biz Türklerin hatıraları var.
 
Türk halkı, her zaman Macar halkının özgürlük mücadelesinin yanında olmuştur. Türkiye ve Türk toplumu hem 1956'daki Macar ihtilalini hem de 1989'daki gelişmeleri büyük bir sempati ve destekle izlemiş, demokratik güçlerin başarıya ulaşmasını arzu etmiştir.
 
GÜZELLİĞİ YAZARLARIMIZIN SATIRLARINA YANSIYAN BUDAPEŞTE'YE KÜLTÜRÜMÜZÜN EN GÜZEL SİMGESİNİ TAŞIDIK
 
Macaristan'ın ilk anayasasını Kütahya'dayken kaleme alan Kossuth Lajos, Macar Halk Kurtuluş Kahramanı Rakoczy Frençh, Macar Milli Kahramanı Tökeli İmre ve Araştırmacı Müzisyen Bela Bardok hakkında ülkemizde müzeler kurulmuş ve onların aziz hatıraları Anadolu'nun değerleri olarak milletimiz tarafından saygıyla korunmaktadır.
 
Evliya Çelebi, Cenap Şahabettin, Ebubekir ve Atilla Efendi daha pek çok yazarımız Budapeşte'nin bize güzelliğini anlatıyor.
 
Biz de bu güzelliğe yakışır bir şekilde, bu güzelliğe daha büyük bir güzellikle karşılık vermek için kültürümüzün ve medeniyetimizin en güzel simgesini, Yunus Emre'nin ismini buraya getirdik. 
 
Eğer bize birisi derse ki; 'Türkler ve Türkiye hakkında net bir tanımı nerede bulabilirim?' Biz ona adres olarak Yunus Emre'yi gösteririz.
 
MACARİSTAN'DA SADECE ORTAK KÜLTÜRÜMÜZÜN İZLERİNİ DEĞİL, HEMŞERİLERİMİZİ DE BULMAMIZ MÜMKÜNDÜR
 
Bugün benim açımdan da ilginç bir gün. Çünkü burada bir hemşerim var. Adanalı ama kendisi Türk değil, Macar. 23 Mart 1930'da Adana'da doğan hemşerim Clara Delany'nin ailesi de 1924 yılında Türkiye'ye geldi. 10 yıldan fazla ülkemizde yaşadılar.
 
Dolayısıyla Macaristan'da sadece ortak kültürümüze ait izleri değil, hemşerilerimizi de bulmamız mümkündür.
 
Nasıl ki, Tuna Nehri Budapeşte'yi ikiye ayırmaktan ziyade Buda'yı ve Peşte'yi birleştiriyor ve birbirine sarılmasını sağlıyor; aynı şekilde Türk ve Macar halklarının da birbirleriyle tarih boyunca süren birlikteliğini gösteriyor.
 
Türk devlet adamlarının ve Türk bilim adamlarının Macaristan'a her geldiklerinde, her zaman için karşısında saygıyla bulundukları ve rahmet diledikleri Gül Baba Türbesi burada.
 
 Fakir bir derviş, Türk ve Macar halklarının ortak sembolü haline geldi. Fakir bir dervişin cenazesini Muhteşem Padişah Kanuni Sultan Süleyman taşıdı. Ve o fakir dervişin cenaze namazını Şeyhülislam Ebussuud Efendi kıldı. Kanuni Sultan Süleyman ile Ebussuud Efendi'nin cenazesini defnettiği günden beri de, Türk devlet adamları ve bilim adamları Macaristan'a geldiklerinde, Türk ve Macar halkının ortak sembolü haline gelmiş olan Gül Baba'nın huzurunda saygı duruşunda bulunuyorlar.
 
Türkiye'nin her zaman Macar halkının ve Macar devletinin yanında kardeşlik duyguları ile olacağını bilmenizi isteriz.
 
Buradaki eserlerimize sahip çıkan, mezarlarımızı, anıtlarımızı koruyan Macar halkına ve Macar devletine ebedi kardeşlik duyguları ile saygılarımı sunuyorum.