Özgür, konuyla ilgili yaptığı açıklamada Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz’ın Başkan maaşının 3/3’ünü aldığını belirterek “Seçilmiş başkan Aytaç Durak’ın, yasa gereği, açıkta olsa dahi maaşının 2/3’ünü alıyor. ‘vekil” Aldırmaz’ da ‘Başkan maaşının’ 3/3’ünü alıyor. Böylece her ay BŞB Başkan maaşı olarak 5/3 maaş ödeniyor. ‘V.Başkan’ Zihni bey, sıkça Adana dışına çıkmakta; Bu durumlarda Büyükşehir Belediyesi’nde “v.Başkan”a vekaleten görev yapan “Vekilin Vekili” makamda oturmaktadır. Onlar da ‘v. Başkana vekalet’ ettikleri gün kadar, 5393 sayılı kanun 40. maddesine göre ‘kıstelyevm’ denilen, ‘Makam maaşının 30 da biri’ hesabıyla maaş alıp, ‘Bir koyundan (Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamından) üç Post’ garabetine katkı koymaktı. Tek bir makam olan Büyükşehir Belediye Başkanlığı için her ay Adanalının cebinden çifte, bazı günler üç maaş çıkıyor” dedi

Özgür, yaptığı açıklamasında şunları kaydetti:

“Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın 5 yıllık dönemi, güya ‘geçici’ fakat gerçekte 2 ayda bir uzatılıp ‘kalıcı’ hale getirilen ‘Görevden Uzaklaştırma’ kararı ile ‘açıkta’ tamamlanacağa benzer. Ancak Durak ‘Başkanlık yapmasına mani bir hüküm’ giymez ise sonunda şimdi verilmeyen 1/3 maaşlar da kasadan çıkacak. Böylece hem AKP’li İçişleri Bakanının ‘görevden alma’ ve ‘2 ayda bir uzatma’ kararlarının sırf öfke ve intikam nedeniyle olduğu manası ortaya çıkacak, hem de kamu zararı artacak.

Durak için şimdiye kadar verilen yargı kararları ‘Görevden alma kararını’ desteklemedi. Görünüm, ‘Görevden alma’ ve ‘1 Koyundan 3 Posta sebep olan’ kararının, sırf Tayyip beyin öfkesini tatmin için olduğu görüşünü doğrulamakta.

‘Geçici görevden alma’ kararını sırf intikam ve inat için ‘Kalıcı’ hale getirenler, bu süreçte sebep verdikleri başka ve fahiş zararlar yanında, bir de ‘çifte/üçlü’ maaş ödemesine neden olmaktalar. Bu çifte-üçlü maaşlar da ‘Vekillik dönemindeki’ diğer kamu zararları da, kamu vicdanında, Tayyip beye zimmet yazılacak.”

Diye konuşan CHP Seyhan Belediye Başkan aday adayı Fatih Özgür, “ Sonuç; meşhur sözdür ‘Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış’ demiş atalar; Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı durumu da, maaş meselesi de bu hesap. Şu açık ki ülkenin ‘Borçlulukta, birinci olmasa muhakkak ikinci belediyesi, bir makam için üç maaş ödeyerek, o borçlara ‘tüy’ dikiyor.”

LAF EBELİĞİNE GEREK YOK

YARASI OLAN GOCUNUR

CHP Seyhan Belediye Başkan aday adayı ve Meclis üyesi Fatih Özgür, bütçe fasılları arası yapılan 22 trilyon liralık aktarma ile ilgili yaptığı açıklamaya Başkan Vekili Aldırmaz’ın verdiği cevabı da sert dille eleştirdi. Özgür, açıklamalarının arkasında olduğunu yineledi ve şu görüşleri savundu:

“Büyükşehir Belediye Komisyonlarında geri çevrilmişken, nedense Mecliste görüş değiştiren bazı üyelerin oylarıyla, ekseriyetle kabul gören, Bütçe fasılları arasında ‘22 Trilyoncuk’ aktarma” suretiyle ve fakat yasaların emredici ‘Özel amir hükümleri’ çiğnenerek oluşturulduğu için Kanunsuz olduğunu düşündüğümüz, ‘v.Başkan’a, Performans Programında olmayan, 22 Trilyon ek harcama imkanı veren karar, Yasalara aykırılığı bakımından Cumhuriyet Savcılarını, sürecin ise siyasal etik bakımından Siyasal Partiler yetkililerince tetkikine dair çağrımız, birilerini derinden etkilemiş, konuşmuşlar!

Yasalara ve usule aykırılığı aşikâr; Mevzuata aykırılığı yanında mevcut uygulama içeriğiyle kamu zararı doğurduğundan her Adanalıyı ilgilendiren konulara müdahil olmak bir yurttaşlık hak ve görevidir.

Bu aykırılık ve sakıncalar yanında; Dün ‘hayır’ dediğine bugün neden ‘Evet’ dedikleri kamuoyunda sorgulanan;

‘Kamu zararı’ doğurduğundan, ‘emir kulu’ yapılan, çoğu ‘Vekil’ BŞB Bürokratları için dahi sakıncalı sonuçlar söz konusu bir hususun ‘mercek altına alınması’ amacıyla Cumhuriyet’in Savcılarına çağrı yurttaşlık sorumluluğum gereğidir. İzne gerek yok!

Kararın siyasal sorumluluğu bakımından da Siyasal Partiler Yöneticilerine sesleniş, birileri için neden rahatsız edici olmuş ise, takdir kamuoyunundur.

Bilinsin ki bilmeden de konuşmayız, ölçüsüz de!

Dileyenle -geçici ‘vekalet’ libasından sıyrılıp, bizim gibi ‘meclis üyesi’ sıfatıyla karşımıza çıkacaklar dahil- istediği platformda, tercih edeceği her ortamda, arzuladığı konuyu tartışırız, Millet de hakem olur.

‘Kimi muhatap aldım’, ‘Neye itiraz ediyorum’ beyanatımda açık, belli;

Bir başkası, işin özünü yanıtlamadan ‘laf ebeliği’ tercih ederse, akla ‘Yarası olan gocunur’ deyimi gelir.

Allah yardımcıları olsun; Elbet hepimizin Cenab-ı Hakkın yardımına, siyanetine ihtiyacımız var amma en çok ihtiyaç onların…”