Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, Türkiye’nin 2016 yılında basın özgürlüğü alanında sınıfta kaldığını vurguladı.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle açıklama yapan Tümer, başta ekonomik olmak üzere basın özgürlüğüne vurulan darbeler nedeniyle zor şartlar altında hayatlarını idame ettiren gazetecilerin 10 Ocak’ı bayram değil mücadele günü olarak belirlediğini kaydetti.
Çalışmaları kapsamında basının sorunlarına da çözüm aramayı ilke edindiğini, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında yazılı, görsel ve işitsel medyanın haklı taleplerini dile getirdiğini kaydeden Tümer, halkın haber alma hakkını gözeterek hareket eden, Avrupa Birliği Uyum Yasaları sürecinde çok önemli bir yere sahip olduğu daha çok anlaşılacak yaygın ve yerel medyanın önündeki engellerin kaldırılması gerektiğine işaret etti.

KAPATILAN GAZETELERE İŞARET ETTİ
2016 yılının basın mensupları aleyhine geçen bir yıl olduğunu, basın özgürlüğü sıralamasında dünyanın geri kalmış ülkelerinin bile gerisinde yer alan Türkiye’nin bu konuda kat etmesi gereken çok yol olduğunu ifade eden Tümer, suçu mahkeme kararıyla sabitlenmemesine rağmen gazeteleri kapatılan, ifadeye dahi çağrılmadığı halde sırf kapatılan gazetelerde çalıştıkları için sarı basın kartları iptal edilen basın mensuplarının uğradığı haksızlıkların giderilmesinin şart olduğunu vurguladı.

“CEZAEVİNDEKİ GAZETECİLER ÜLKENİN AYIBIDIR”
Gazetecilerin bu şartlar altında bayram değil mücadele gününe terk edildiğini belirten Tümer, şunları söyledi:
“Fikirleri ve haberleri nedeniyle tan yeri ağarmadan çocuklarının gözü önünde evlerinden yaka paça gözaltına alınan, mahkemelerde yargılanan, cezaevlerine kapatılarak eli kolu bağlanan gazetecilerin varlığı bu ülkenin ayıbıdır. Öte yandan tüm zorluklara göğüs gererek her sabah gazetesini vatandaşın huzuruna sunan yerel medyanın gelirlerinin ve istihdam olanaklarının yok edilmesi ayrı bir tartışma konusu olmalıdır. Devlet desteğinden yoksun bırakılarak kaderine terk edilen yerel medya Adana ve Türkiye için vazgeçilmez bir nitelik taşımaktadır. 
Emeğiyle, onuruyla yaşam mücadelesi veren tüm medya kuruluşlarına, değerli basın emekçilerine saygı ve sevgilerimi sunuyorum. 2017 yılının demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkesinin gelişimine ışık tutmasını diliyorum. Cezaevlerinde haksız yere bekletilen basın mensuplarının da bir an önce ailelerine, sevdiklerine, gazetelerine ve özgürlüklerine kavuşması gerektiğine inanıyorum.”