Onlar bir şekilde ülkelerindeki sıkıntıdan kaçarak Türkiye’nin kapısına geldiler.

Türkiye ise onlara kucak açarak ülke topraklarına kabul etti.

Zor durumda olduklarını söyleyen Suriyeliler Türkiye’de yaşam savaşı vermeye başladılar.

Ancak; Türkiye onları kabul ederken altyapıyı tam olarak hazırlayamadı.

Türkiye kapılarını açtı ama onlara kalacak yer, yiyecek içeçek ve en önemlisi Türk insanı ile uyum sorununu çözecek çalışmaları yeterince yapmadı.

Adeta “Türkiye’ye gelin ama başınızın çaresine bakın” dendi.

Süreç uzayınca Türkiye’ye gelenlerin sayısı da arttıkça arttı.

Türkiye önlem alamadı.

Böyle olunca Suriyeliler kendi kurallarına göre burada yaşamaya başladılar.

Kendi işyerlerini açtılar, kendi ekmeklerini ürettiler, kendi kafalarına göre yaşamaya başladılar.

Kendi kafalarına göre yaşamalarının karşısında olan Türk insanıyla da karşı karşıya gelmeleri de gecikmedi.

Türkiye’de çoğu bölgede sıkıntı yaratmaya başladılar.

Türkiye bunları izlemekle yetindi.

Geldiğimiz noktada artık bunun önlemi alınamaz duruma geldi.

Türkiye’ye gelenlerin sözde rejim karşıtı olduğu iddia edilse de Suriye’de değişik suçlardan aranan çoğu Suriyelinin Türkiye’ye geldiği de göz ardı edildi.

Türkiye adeta kapılarını açtığı misafir! tarafından taciz edilmeye başladı.

Adana’da da durum Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan farklı değil. Adanalı sıkıntı yaşıyor, Adanalı korkuyor.

Başta Valilik olmak üzere yetkililerin Suriyelilere karşı hoşgörüyü koruyarak önlemlerini sıklaştırması lazım. Aksi takdirde Suriyelilere kucak açalım derken özbe öz halkımızı kurban vereceğiz.