Sheraton Grand Hotel’de gerçekleştirilen toplantıya Vali Elban’ın yanı sıra; Adana Milletvekilleri Orhan Sümer, Müzeyyen Şevkin, Burhanettin Bulut, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Çukurova Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Hayri Levent Yılmaz, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serkan Tokgöz, ilçe belediye başkanları, oda başkanları ile STK temsilcileri katıldı.
UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı sunumunun gerçekleştirilmesiyle başlayan toplantı, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile Vali Süleyman Elban’ın gerçekleştirdiği konuşmalarla sürdü.
Vali Elban toplantıda gerçekleştirdiği konuşmada, dünyada iletişim ve ulaşımın baş döndürücü bir hızla ilerlediğini ve bunun sonucunda şehirlerin tekdüzeleşmeye başladığını belirterek “Şehirlere hâkim olan ulusal ve uluslararası markaların lezzetleri şehirlerin lezzetleri gibi tanıtılmaya ve bir şehrin kendine has kültürü bastırılmaya başlandı. Dolayısıyla UNESCO’nun bu yaratıcı şehirler ağı belki de bu tekdüzeleşmeye karşı verilen bir mücadeledir. Bu mücadelede her şehrin kendine has bir iddiasının olabileceği gibi birçok şehir sadece belirli özellikleriyle tanınıyor da olabilir. İşte bu özellikleri ulusal ve uluslararası düzeyde belli bir çerçeve içinde tanımlamak ve dünyaya tanıtmak çok önemli, çünkü bir özelliğinizi ya da yaptığınız bir işi belli bir disiplin ve altyapı dâhilinde uygun bir formatta tanımlarsanız bu iş o zaman daha anlamlı hale geliyor. Hele ki bu yaptığınız iş konunun uzmanı olan tarafsız bir kurum tarafından kabul edilirse bu iş o şehre inanılmaz bir prestij kazandırıyor. Böylece her şehir bu prestijden yararlanmak isteyecektir. Bizim de kent olarak böyle bir ağın içinde yer almamızın büyük bir avantaj olacağını düşünüyorum.” dedi. Bu ağa dâhil olmak için olması gereken en önemli kriterlerden birinin de ‘katılımcılık’ olduğunu kaydeden Vali Elban, müracaat hakkının büyükşehir belediye başkanına ait olduğunu ancak bu işe şehrin tüm dinamiklerinin dâhil olması gerektiğini, Adana’nın tüm paydaşlarının bu işe omuz vermesi gerektiğini, şehrin tüm insanlarının bu iş için heyecan duyması gerektiğini kaydetti. Müracaat sürecinde herkesin katkıda bulunmasının önemine değinen Vali Elban “Gastronomi alanında böyle bir ağa dâhil olmak, böyle prestijli bir unvanla anılmak Türkiye’de en çok Adana’nın hakkı. Biz kentimizin herkes tarafından bilinen özelliğinin uluslararası düzeyde kabul edilmesini istiyoruz. Dolayısıyla işimiz çok da zor değil. Günlük yaşadığımız, bildiğimiz şeylerin bir disiplin, format içerisinde tüm dünya tarafından bilinmesini arzu ediyoruz. Bu ağda 7 tane alan bulunuyor. Biz Adana olarak bu 7 alanın hepsinde iddialı olabiliriz. Öncelikle gastronomi alanında, gelecek 2 yıl içinde de diğer alanlardan başlamak üzere Adana’mızın bu alanların tamamına dâhil olacağını düşünüyorum. Hatta bizim kentimize bu 7 alanın da yetmeyeceğine inanıyorum.” dedi.
Coğrafyası itibarıyla kentte birçok endemik bitkinin bulunduğunu aynı zamanda Adana’nın çok fazla göç alması sebebiyle birçok farklı kültüre ev sahipliği yaptığını ve bunun sonucunda da farklı kültürlerden izler taşıdığını bu durumun da kentin kültürüne ve gastronomisine katkı sağladığını belirten Vali Elban, UNESCO’nun ağına dâhil olunduğunda Adana’nın renkli havasının UNESCO’ya da geçeceğini düşündüğünü söyledi.
Toplantı, gerçekleştirilen konuşmaların ardından katılımcıların görüş alışverişinde bulunmasıyla sürdü.