25. Dönem seçimlerinde aday olup seçilen Milletvekillerinin çoğu 26. Dönem için yeniden aday gösterildi.

Daha önce yazmıştım, yeniden hatırlatayım istiyorum.

Adana 1950’lerden sonra tarım, daha sonraki sanayileşme hamlesinde ise tarıma dayalı sanayi ile Tarım ve tarıma dayalı sanayileşmeyle yıldızı parlayan Adana cazibe merkezi olarak diğer kentlerden göç aldı.

Yeşilçam filmlerinde zengin figürü “Adanalı pamuk ağası” olarak gösterildi.

Bu zenginlik kenti de geliştirdi.

Zaman geçti, teknoloji ve Ar-ge ön plana çıktı. Dünya ekonomi ve nüfus olarak büyürken, aslında küçüldü.

Bilgisayardan herşeye ulaşılabilir oldu.

Uzaklar yakın oldu.

Ancak Adana’da bu gelişime ayak uydurmakta zorlandı. Üretici devletten arzu ettiği desteği alamadığı için katma değeri yüksek olan başta pamuk olmak üzere diğer ürünlerden uzaklaştı, para eden ya da diğer bir deyişle günü kurtadan ürünlere yöneldi.

Adana’da ekonominin mihenk taşı olan rahmetli Sakıp Sabancı’da dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından “İstanbul’a gel” çağrısıyla kentten ayrılmasıyla ekonomik olarakta gerilemesekte durağanlaştık.

Kısır çekişmeler, bir araya gelememeler, entrikalar, “küçük olsun benim olsun”lar en önemlisi siyaseten birlikte olamamalar Adana’nın 2000’li yıllardan sonra duraksamasına neden oldu.

Şimdi diyebilirsiniz ki “Kardeşim biz bunları biliyoruz. Ne anlatıyorsun?

Şunun için anlatıyorum,

Kentimizin temsilcisi olmaya aday olan Milletvekili adaylarının çok kısa olarak anlattığım bu gelişmelerden haberi olmadığını düşünüyorum.

Popülist politikalar bırakılarak kentimize hizmet gelebilmesi için el ele verilmesi gerektiğini düşündüğüm için bunları yazıyorum.

Bu Ak Parti, CHP, MHP, HDP veya diğer siyasi partilerin meselesi değildir. Bu “Adanalılık ruhu” meselesidir.

Adana’da doğmamış olsa da Adana’nın çıkarlarını düşünen, kentin gelişimine katkı vermeyi hedefleyen insanların sorunudur bu.

Adana’nın bir meselesi için 14 vekilin bir araya geldiğini duydunuz mu?

Adana’ya bir yatırım gelmesi için parti rozetlerini bir kenara bırakıp, tüm partilerin il başkanlarıyla, kentin önde gelen dinamikleriyle bir Bakan veya Başbakan’ın karşısına bir heyetin çıktığını gördünüz mü?

Ceyhan ihtisas bölgesinin temeli,  2007’de büyük bir gövde gösterisiyle atıldı. 8 yıl geçti daha istimlak sorunu çözülmedi.

Ceyhan ihtisas bölgesi Adana’nın kurtuluşu olabilir. Peki 2007’den sonra tüm siyasi partilerden Milletvekilleri ve kent dinamikleri bir heyet oluşturup Başbakan’a çıkıp “bu sorun kent için önemli. Kentimiz adına bu sorunu çözmeniz gerekir, Yardımlarınızı bekliyoruz” dendi mi?

Hafif Raylı sistem projesinin Ulaştırma Bakanlığına devri sözü verildi.

Tüm siyasi partilerin vekillerinden ve kent dinamiklerinden bir heyet oluşturulup Bakan’ın veya Başbakan’ın karşısına çıkılıp “Bu sorunun çözülmesi kentimiz için önemli, çözülmesi kentimize büyük katkı olur” dendi mi?

Bu örnekleri sıralayabiliriz.

Bırakın farklı siyasi görüşteki vekillerin bir araya gelmesini aynı partiden vekilleri bile yanyana getirmek mücize gibi.

Adana’nın sorunu, aslında sorumluluk alan Adanalılar’ın sorumluluktan kaçması. Buradan seçilecek olan Milletvekillerine bunu hatırlatayım.

Tabiki partiniz için emek vereceksiniz, Ama artık kentiniz için de hizmet edin. Farklı düşünseniz bile diğer vekillerle bir araya gelin ve kent adına birşeyler yapın.

“Adanalı Pamuk ağası” figürünün yok olduğu gibi kentimizin bugünü de yok olmasın...