Türk milletinin ve Müslüman Türk gençliğinin gölgesinde ruhunu dinlendireceği ve fikir rotasını emin esintilere emanet edeceği bir yüce çınardan bir ufuk yazısı:



AKİL ADAMLAR PİYESİ,



            Akil adamların listesi açıklandığında ben bu piyesi bir yerde gördüm diye düşündüm. Anladım ki tarihte benzerini yaşadık. Bunun üzerine aklıma birçok soru takıldı. Niyeler, niçinler, nedenler…


            Sonra zihnime 1889 Dr.Theodor Herzl’in Siyonizm’i kurduğu ve İsviçre Basel de yaptığı kongrede Siyonistlere ilk söylediği şu sözler geldi:


            ”Biz Yahudi ulusunu barındıracak olan evin temelini atmak için buradayız“ 
"Ben Yahudi Devlet'ini Basel'de kurdum. Eğer bunu bugün yüksek sesle söylersem, cümle âlem bana gülecektir. [Fakat] belki beş yıl içinde ama kesinlikle elli yıl içinde onu herkes tanıyacaktır."
Bu kongrede alınan üç maddelik karar tarihin ve insanların dikkatini çeken odak noktası olmalıdır.

a ) Yahudi devlet olmalıdır.

b) Yahudi’nin merkezi Filistin olmalıdır.

c) Yahudi’nin arazisi Arz-ı Meud yani “vaat edilmiş topraklar “ açıkçası Irak’ı, Suriye’yi ve Türkiye’nin de bir bölümünü kısacası; Mezopotamya’yı içine alan yerler. Kararının birinci ve ikinci sahnesi oynandı mı?


            Evet, oynandı. Siyonizm başardı, hedefine ulaştı. İşte o gün yazılmış piyesin üçüncü sahnesi de bugün oynanmaktadır. Bu sahnenin birinci perdesi için aklıma ABD Dışişleri bakanı Condoleezza Rice'ın eski topraklarımızda o gün oluşturdukları ülkeleri kast ettiği “ 23 ülkenin sınırları değişecek “ şeklinde start verdiği geldi. Bu planın gereği olarak Fas’tan başlayıp Mısır, Libya, Irak, Suriye Arap Baharı adı altında kan, gözyaşı ve insanlığın dramı herkesin gözü önünde cereyan etti. Ama biz olayın nedenlerini niçinlerini değil piyesin sahnedeki oyuncularını görüyoruz ve onu tartışıyoruz.


            Keza aklıma gelen ikinci durum da 1876 II. Abdülhamit’in meclisidir. Bu meclisteki 240 milletvekillinden sadece 60–70 kadarı Türk’tür. Alınan kararların tarihi sonuçlarını bugün birlikte yaşıyoruz. 22 milyon kilometrekare vatandan elimizde kalakala 800bin kilometrekare vatan kalmıştır. Bugünkü mecliste ve çeşitli arenalarda İstemesek de konuşulanlar dünkü Karadağ, Hersek, Bosna, Fizan milletvekillerinin özgürlük teklifleri kafama çivi gibi çakılıyor. O mecliste yapılan konuşmaların devamı olarak 1911’den sonra Balkanlar elimizden çıktı.


            1914 de “toprak satılır” kanunu yürürlüğe girdi. Ö günden bugüne kadar topraklarımız satıldı da satıldı. Ve nitekim Abdulhamid’ten toprak alamayan Siyonistler, Abdulhamit’ten sonra Araplardan para karşılığı toprak satın alarak Filistin de kurulacak devletlerinin zeminini oluşturdular.


            Biz de Anadolu da kalakaldık. İşte bu piyesin ötesini göremeyenler, birinci ve ikinci perdesini unutanlar, son perdede kendilerine biçtikleri rolleri kim daha güzel oynar tartışmasını yapmaktadırlar. Biliniz ki oyuncu sizsiniz ama oyunun sonucu ve oyun sizin değil. Mademki Müslüman’ım diyoruz. İslam dini kimsenin kimseye üstün olmadığını, inananların bir kardeş olduğunu söylemesine rağmen Müslümanlar, neyin mirasını paylaşmak istiyorlar?

 


            Ne yaparsanız yapın bu oyunun sonunda sadece Siyonizm karlı çıkacaktır.17 devlet kurmuş Türk kavmi düşünüldüğünde bu Meclis bunun hesabını tarihe nasıl verecektir. En son Selçuklu, Osmanlı gibi iki büyük devletin içinde her çeşit etnik gruplar olmasına rağmen, onların ne hukukuna, ne malına, ne canına, ne ırzına karşı adil davranmaktan başka bir şey yapmamıştır. Hepsi de Türk devletinin ne isminden ne işlevinden gocunmamıştır. Asla ve asla ayrımcılığa yer vermemiş, ayrımcılık yapmamıştır. 


            Son yüzyılın hastalığı artık cerrahını bekliyor. Türkü kürde, kürdü Türk’e düşürenlerin senaryo yazıcısı Siyonizm, siyasi ve içtimai serüvenler hazırladı. Her çeşit sosyal, toplumsal çalışmalarıyla basında ve eğitimde hatta ticarette bile kurduğu ağlarla birtakım kendine has model tipler yetiştirdi. Hiçbir manevi değere, tarihe, geçmişe vefası olmayan tipler yetişti. Bu tipler; makam, mevki, para, şöhret gibi nefsin konforuna bağlı materyalist insanları iş başına getirdi. Kapitalizm ve Emperyalizmin uşağı haline gelen bu adamların eliyle ülke bu durumlara geldi. Ülkede liberal kapitalizmin üzerine ibadeti sos yaparak ekenler Müslüman, aynı kapitalizmin üzerine sos ekmeyenler de çeşitli yaftalarla İslam dışındaymış gibi gösterildi. Bu panorama içinde siyaset menopoz dönemini yaşarken elbette ki Siyonizm’in iştahı açıldı. Oyun içinde oyun oynanmaya başlandı ve aklın tutulduğu bir döneme girildi.


            Vicdanlar nasırlaştı, gönüller kirlendi acılar ayyuka çıkarken talancılar, vurguncular, soyguncular fırsatı ganimet bildiler. Oyunun en son barış cümlesiyle alay edercesine kimin kime düşman olduğu belli olmayan, kimin kime ne dediği anlaşılmayan bir ortamda akil kelimesine sarılarak ‘’akıl reklâm firması’’ kuruldu. 


            Hangi akla hizmet ki Kadir İnanır, Hülya Koçyiğit, Orhan Gencebay gibiler, akiller sofrasında neyi çalıp neyi oynayacaklar. Bu güne kadar şu ve bu bahane ile Türklük kelimesine saldıran yazar, çizer geçmişi örtülü kişiler ayrı ayrı sazlardan ayrı ayrı sözlerden akil adam mertebesine terfi etttirildi. Bakalım yüce milletimiz bu akillere karşı nasıl bir tavır takınacaktır?



            MHP’yi bahane ile MHP’nin şahsında Türklere saldırarak Türkleri tahkire yeltenmektedirler. Oysaki bin yıllık tarih şuuru olan Türkiye’nin %87,3 nün Türk olduğu halde Türkler asla ırkçılık yapmamışlardır. Ve ırkçılığın haram olduğunu bilirler. Asla ırkçılık yapmazlar. İçinde her çeşit kavmiyet mensupları ile birlikte Türklük bir tarihin, bir kültürün ve bir milletin adı olmuştur. 


            Bu “ akil reklâm firmasının” emekçileri; emeğinin karşılığını barıştan değil, AKP’nin yarına olan vaatlerinden alacaktır. Lütfen herkes kendi ailesinin, soyunun, cibilliyetinin bir şeceresine baksın. Kimliğini öğrendikten sonra hem tarihe hem bu millete hesabını vermeye hazırlansın. Zira bu yol yol değil. Çünkü yolun sonu; DR.Herzel’e çıkar ki, bu durum her şartta milletin çıkarına olmayacaktır.


İşte…

            Oyunu, ağıdı, çorbası, türküsü, geleneği, tarihi, dini ve diyaneti ile bir bütün olan bu milletin birbirinden hak ararmışcasına uyduruk laflarla Siyonizm’in oyununa getirildiler Türkü, kürdü, Çerkez’i, Laz'ı ile bir bütün olarak tarih boyu yürüyüp gelen, necip milletimiz aleyhine rol alan, karar veren herkesi önce Allah, sonra tarih affetmeyecektir. Milletimize arz olunur.


Durmuş ALİ EKER-Ankara