Adana Barosu Avukatlar Salonu’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına;
Adana Baro Başkan Yardımcısı Av. Hüseyı̇n Saygılı, Adana Barosu TBB
Delegesi Av. Oktay Yaşar, Genel Sekreter Av. Hasan Soylu, Sayman Av.
Zülal Elmalı Erdem, Yönetim Kurulu Üyeleri Av. Maı̇de İncesoy Sıpkı,
Av. Özgür Barış Telli, Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av.
Tuğba Tuna, Merkez Başkan Yardımcısı Av. Talha Akkuş, merkez üyeleri ile
avukatlar katıldı.

5 Ocak Platformu Temsilcilerinden Valisi Yavuz Selim Köşger’e Ziyaret
5 Ocak Platformu Temsilcilerinden Valisi Yavuz Selim Köşger’e Ziyaret
İçeriği Görüntüle



Basın açıklamasını Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı
Av. Talha Akkuş yaptı.

Merkez Başkan Yardımcısı Av. Talha Akkuş, “Bugün, ‘Bütün insanlar özgür,
onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler,
birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.’ sözleriyle
başlayan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünün 77. yılı.”
dedi.

“AVUKATLARIN GÖREVİ, İKTİDARIN YA DA HERHANGİ BİR OTORİTENİN HOŞUNA
GİTMEK DEĞİL; HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ VE YURTTAŞIN HAKLARINI SAVUNMAKTIR”
77 yıl sonra dünyaya ve ülkemize bakıldığında insanlığın hala barış
umudunu gerçekleştirememiş olduğuna vurgu yapan Av. Akkuş, “Bugün burada
yalnızca mesleki sorunlarımızı değil; insan haklarını, adil yargılanma
hakkını ve hukukun üstünlüğünü savunmak için bir araya geldik. Çünkü
biliyoruz ki, yargı erki bir devletin omurgasıdır ve bu omurga
eğildiğinde, etkisi yalnızca biz hukukçulara değil, tüm topluma yansır.
Savunmanın güçsüzleştirilmesi, adil yargılanma hakkının ihlali ve hukuk
normlarının siyasi baskılar altında erozyona uğraması, yurttaşların
temel haklarına doğrudan müdahale anlamına gelir. Savunma hakkının
kısıtlandığı bir ülkede adaletin gerçekleşmesi mümkün değildir.
Avukatların görevi, iktidarın ya da herhangi bir otoritenin hoşuna
gitmek değil; hukukun üstünlüğünü ve yurttaşın haklarını savunmaktır.”
ifadelerine yer verdi.

Av. Akkuş, “Yargının bağımsızlığına ilişkin endişeler, avukatlara
yönelik artan baskılarla daha görünür hale gelmiştir. Mesleki
faaliyetleri nedeniyle hedef gösterilen avukatlar, talimatla yürütüldüğü
algısını güçlendiren soruşturmalar ve savunmaya erişimin engellendiği
gözaltı süreçleri bu tabloyu ağırlaştırmaktadır. Keyfi gizlilik
kararları, uzun gözaltı süreleri ve özellikle sosyal medya aracılığıyla
kişilerin kamuoyunda “suçlu” ilan edilmesi, masumiyet karinesini
zedelemektedir.” diyerek tüm bu uygulamaların, evrensel hukuk ilkeleri
ve demokratik toplum standartlarıyla bağdaşmadığını belirtti.

“COĞRAFYASI NE OLURSA OLSUN, SİVİLLERE YÖNELİK SALDIRILARIN HİÇBİR MEŞRU
GEREKÇESİ OLAMAZ”
Somut hiçbir veri olmadan verilen grev ertelenmesi kararları, cezaların
caydırıcı olmaması, çalışma hürriyetine müdahaleler, kadın haklarına
yönelik sistematik şiddet, içinde ucuz işçi olarak görülen çocukların da
bulunduğu göz göre göre yaşanan iş cinayetlerinin Türkiye’yi insan
hakları alanında sınıfta bıraktığını vurgulayan Av. Akkuş, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
“Coğrafyası ne olursa olsun, sivillere yönelik saldırıların hiçbir meşru
gerekçesi olamaz. Filistin’de ilan edilen ateşkes, sivillerin güvenliği
açısından yeterli değildir. Hala keyfi hava saldırıları ve
bombardımanlar zaman zaman devam ediyor; çocuklar ve masum siviller
yaşamını yitiriyor, altyapı ve temel hizmetler ağır zarar görüyor. Bu
kırılgan ateşkes, barış ve güvenliğin garantisi değildir. Uluslararası
toplumun, sivillere yönelik saldırıları durduracak etkili mekanizmaları
acilen uygulaması gerekmektedir. Sudan’da Nisan 2023’ten beri süren
çatışmalar, yüzyılın en büyük insani krizlerinden biri haline gelmiştir.
Son döneminde 14 binden fazla sivil hayatını kaybetmiş, milyonlarca kişi
yerinden edilmiş; açlık, abluka ve cinsiyete dayalı şiddet
yaygınlaşmıştır. Unutulmamalıdır ki ortada katliam varsa tarafsız kalmak
diye bir şey yoktur.”

“BİZ, YALNIZCA HUKUKUN, İNSANLIĞIN VE ADALETİN YANINDAYIZ”
Av. Akkuş, “Adana Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak, her türlü
şiddetin, savaş suçunun, işkencenin, aç bırakmanın ve sivilleri hedef
alan eylemlerin karşısında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Sözün
özü: Adaletin tek tarafı vardır, o da hukuk devletidir. Türkiye’de
yargının araçsallaştırılmasına, avukatlara yönelik baskılara ve ceza
soruşturmalarındaki hukuksuzluklara karşı mücadelemizi kararlılıkla
sürdüreceğiz. Biz, yalnızca hukukun, insanlığın ve adaletin yanındayız.”
sözleriyle açıklamaya son verdi.