Prof. Dr. Mustafa Kibar’ın Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü görevine başladığı gün Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekimliği’ne atadığı Prof. Dr. Yeşim Taşova, Balcalı’nın yavaş yavaş kabuk değiştireceğini söyledi. 

Göreve geldikten sonra Balcalı Hastanesi’ndeki anlayışın değişmeye başladığını anlatan Başhekim Taşova, yönetim olarak önceliklerini belirleyerek bu önceliklere göre çalıştıklarını ifade etti. Balcalı’nın bir marka olduğunun altını çizen Taşova, hastaneyi kötülemek için “Balcalı son durak” nitelendirmesi yapıldığını ancak Balcalı’nın umut için de son durak olduğunu söyledi. Önceki yönetimin son bir yılında yaklaşık 600 kişinin taşeron firmalardan işe alındığına dikkati çeken Prof. Dr. Taşova, bu nedenle bir yığılma yaşandığını kaydetti. Bu kadar işçinin hiçbir hastanede olmadığının altını çizen Başhekim Taşova, norm kadro oluşturmaya çalıştıklarını, taşeron kadrosundaki hemşire ve teknisyenleri de 4B kadrosuna almak istediklerini aktardı.

Yaklaşık üç ay önce Balcalı Hastanesi Başhekimliği görevine getirilen Prof. Dr. Yeşim Taşova, hastanenin durumu hakkında samimi saptamalarda bulunup yönetim olarak yaşama geçirmek istedikleri çalışmalar hakkında bilgiler verdi.

-         Görev başladığınız 6 Ağustos’tan bu yana Balcalı’da neler değişti?

Değişikliği görünür kılmak için biraz daha süreye ihtiyacımız var ama şu an bakıldığında Balcalı’da her şeyden önce anlayışın değiştiğini söyleyebiliriz. Olumlu bir hava var ve en sevindirici tarafı da hocalarımızdan en alt kademedeki personelimize kadar herkes bir şeyler yapmak istiyor. Gelip bize ‘Ne yapabiliriz’ diye soruyorlar. Herkes Balcalı’nın üzerindeki bu ölü toprağını atmak istiyor. Bizim görevimiz onları doğru tarafa yönlendirmek olacaktır.

-         Bir çalışma planı belirlediniz mi?

Üç aylık görev süremizde önce, önceliklerimizi belirledik ve bunlar üzerinde projeler geliştirmeye başladık. Bunlar arasında en önem verdiklerimizden biri Balcalı’nın imajını düzeltmek. Balcalı gerçekten de bir marka ancak, Balcalı’nın imajı son dönemlerde çok sarsılmış. Bu durumun ortaya çıkmasında uygulanan birtakım sağlık politikalarının da katkısı çok önemli bir faktör. Birçok hocamızın da sağlık çalışanının da şevki kırıldı. Hocalarımızın bazıları dışarıya gitti ama biz hala markayız. Çünkü hocalarımız zaten son derece deneyimli ve hepsi de alanında uzman ve ön planda olan kişiler. Uluslararası çalışmalarımız gerçekten de önemli düzeyde. Bir sağlık işletmesinde olmazsa olmazlardan biri de yardımcı sağlık personelinin deneyimidir ve bizim personelimiz çok deneyimli. Bu da hocalarımızın yanı sıra bizim için bir artı değer.

-         Balcalı’nın marka değerini ortaya çıkarmak için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Evet, biz markayız ve o marka değerimizi ön plana çıkarmak için çabalarımız var. Balcalı’da gerçekten de çok güzel çalışmalar yapılıyor ve onları ön plana çıkarmak için medyayla işbirliği yapmamız çok önemli. Bu nedenle basınla ilişkilerimizi iyi kurabilmek için bir basın bürosu kurduk. Hastanemizin adını kötüye çıkarmak için “Balcalı son durak” gibi nitelendirmeler yapılıyor ama biz umut için de son durağız. Bunu en iyi şekilde anlatacağız.

-         Hastane binası uzun yıllardır hizmet veriyor. Binanın yenilenmesine yönelik bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz?

Yılların vermiş olduğu bir ihmalkarlığın sonucu olarak fiziki koşullarımızda da artık değişim ihtiyacımız var. 1987 yılında bu binaya geçilmiş ve bina o zamandan bu yana kullanılıyor. O tarihten sonra fiziki anlamda köklü bir yapılanma da olmamış. Yeni binamız bile 10 yıl boyunca boş kaldıktan sonra hizmete açılmış. Onun da bir eskimişliği var. Ameliyathanemiz de polikliniklerimiz de keza öyle. Bunların hepsi eskidi. Eskinin yenisini yapmak çok zor ve çok para gerektiren bir durum. Biz de Rektör Bey de bu parayı bulmak için uğraşıyoruz. 2013 hedeflerimiz içerisinde poliklinik ve kliniklerimizin yenilenmesine öncelik vereceğiz.

-         Daha önce katlı otopark olarak kullanılan bina şu anda ek bina olarak kullanılıyor. Bu bina ihtiyacı karşılayabiliyor mu?

O binanın bir katını ayaktan kemoterapi ünitesi olarak düzenleyeceğiz. Günde yaklaşık 100 hastaya hizmet verecek şekilde, aynı zamanda kemoterapide kullanılan ilaçlar için de hizmet satın alınabilecek bir yer olması planlanıyor. Bunun ideali elbette ki bir Onkoloji Hastanesi’nin açılması. İlerideki hedeflerimizden bir tanesi bu. Bölgenin potansiyeli bağlamında bakıldığında onkoloji alanında çok deneyimli bir personelimiz var ve burasının onkoloji merkezi olması gerekiyor. Binanın ikinci katında da yeni polikliniklerimiz açılacak. Oranın yerleşimiyle ilgili çalışmalar sürüyor ve 2013’ün başlarında tamamlamış olacağız. Burayı bir miktar boşalttığımız zaman da renovasyon sürecine gireceğiz. Dış yapımızı düzeltmek istiyoruz.

- Personele yönelik bir çalışma var mı?

Önceliklerimizden biri de personelimizin eğitimi. Vatandaşlarımızdan aldığımız şikayetlerin başında personelin hastayı karşılaması ve yönlendirmesiyle ilgili sorunlar geliyor. Dört aya yayılacak bir eğitim programı başlattık ve bunun dörtte biri tamamlandı. Polikliniklerimizin önünde görev yapan otomasyon sekreterlerine “iletişim, öfke kontrolü” gibi konularda eğitim fakültesinden hocalarımızın da yardımıyla şu anda eğitim veriliyor. Eğitimler olumlu bir etki de yarattı. Öneriler de gelmeye başladı. Ayrıca personelimizin görüntüsünü de değiştirmemiz gerek. Hastalarımız oraya geldiği zaman onun otomasyon sekreteri olduğunu anlamalı. Bu yüzden 2013’ün başlarında onları daha da farklı görüntüye kavuşturmayı istiyoruz.

-         Vatandaş şikayetlerinden söz ettiniz. Başka ne tür şikayetler geliyor?

İlk sırada hastanın karşılanmasıyla ilgili sorunlar var. İkinci sırada ise hastanın hocalarımızla birleşmesi konusundaki sıkıntılar geliyor. Bu konuda yanlış bir anlama sözkonusu. Hasta ilk geldiğinde asistan hekim bir ön safhadır bizde. Asistan hastayı hazırlar ve sonrasında mutlaka hocalara sunulur.  Bazı polikliniklerde hastalarımız bunun farkında olmuyor. Asistan kararını verirken mutlaka sorumlu bir hoca vardır ve her şey onun desteğiyle gider. Hastalarımızın bazıları hocayla bir ilgilerinin olmadığını zannediyor ama öyle değil. Asistan, hocanın onayı olmadan hastayı yatıramaz, reçete bile yazamaz. Polikliniklerden sorumlu hocalarımız var ama hocalarımız derslere de girdiği için ve hoca sayımızda bir azalma olduğu için hastalarımız onları çok göremiyor ama sistem kesinlikle böyle işliyor. Asistanların hiçbir polikliniğimizde karar vermesi sözkonu değildir. O sorumluluğu da asistan zaten alamaz.

-         Balcalı, sendikaların taşeron işçilerin haklarıyla ilgili gerçekleştirdiği eylemlerle sık sık gündeme gelen bir hastane. Taşeron işçilerle ilgili bir tasarrufunuz olacak mı?

Taşeron işçi olayı Türkiye’nin bir gerçeği ve sorunu. Hastanemizde  son bir yıldaki taşeron içsi sayısında büyük bir artış yaşanmış. Önceki yönetimin son bir yılına kadar 1100-1200 olan işçi sayımız bir yılda 1800’e çıkarılmış. Bir yığılma var ve bu işçiler bir fonksiyon belirlenmeden işe alınmış. Bu bizim önemli yaralarımızdan biri.

-         Yeterli olan kadro miktarı nedir?

Bizim gibi bir hastane için 1200 kişilik bir kadro yeterli. Rantabl kullanabilirsek ki kullanabiliriz; özel hastanelerde, devlet hastanesinde bile bu kadar çok kişi yok.

-         Bu yığılmaya neden olan işçilerin nitelikleri konusunda bir bilgi var mı?

Nitelikli olanları da var olmayanları da ama genellikle hastanede çalışmaya çok uygun olmayan arkadaşlarımız bunlar. Geçmişte olan bir uygulamayla temizlik personeli kadrosuyla başlayıp daha sonra başka bir yere atlarım mantığıyla işe giren kişiler. Oysaki temizlik hizmetini taşeron şirket yoluyla alıyorsanız o kişiyi başka bir yere yerleştiremezsiniz. Bu kadar işçiyi ne yapacağımız konusunda bir sorunumuz var ve bu bizim üzerinde çalıştığımız çok önemli sorunlardan biri. Norm kadro oluşturma çalışmamız var.

-         Taşeron firmada temizlikçi kadrosunda çalışan sağlık çalışanlarının olduğu da zaman zaman basına yansıyan iddialardan biri. Böyle bir durum gerçekten de var mı?

170 civarında taşeron firmada kadrosunda olan hemşiremiz var. Özellikle kalifiye eleman yani hemşire ve teknisyen gibi sağlık alanında uzmanlaşmış olan çalışanlarını 4B kadrosuna almak için bir çalışma yürütüyoruz. Önce hemşirelerimizi, sonra da teknisyenlerimizi 4B kadrosuyla hastanemiz personeli arasına almak istiyoruz. Mümkün olduğu kadar taşeron firmadaki kalifiye sağlık personelimizi azaltmak istiyoruz. Bizim yönetim anlayışımızda kişi hangi işe alındıysa o işte devam etmesi üzerine kurulu. Kadro çalışmamızı yaptığımız zaman bunun içinde elenen de kendi isteğiyle de giden olacaktır.

- Son söz olarak Adanalılara ne söylemek istersiniz?

Bir kere tecrübemizle, deneyimimizle biz hala markayız. Dersimizi çalışıyoruz, hastalarımıza ve hasta yakınlarına  en iyi hizmeti verebilmek için üzerimize düşeni yapacağız. Balcalı gerçekten de hayat ve umut için son duraktır. Bu anlamda bakıldığında yine en büyük hastane biziz. Kendimizi yenilediğimizde, kendimize gelip silkelendiğimizde bizi göreceksiniz. Sadece biraz zaman ve Adanalı yardımseverlerimizin biraz bize el atmasını istiyoruz. Her türlü yardıma açığız, büyüklü küçüklü her şeye ihtiyacımız var.

VURAL KÖSE / GÜNAYDIN ADANA GAZETESİ