CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, işçi temsilcilerinin katılmadığı, hükümet kanadından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından açıklanan asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını belirterek, “açıklanan 28 Bin 75 TL, geçim ücreti değil, açlık dayatmasıdır” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Asgari ücret istisna ücret olarak kalacak ve daha altı olmayacaktır” sözlerini hatırlatan Tanburoğlu, AKP iktidarının bu yaklaşımın tam tersini uyguladığını belirterek, 30 bin TL’ye dayanan açlık sınırının altında bir ücret belirlenmesinin, toplumu yoksullukta eşitleyen bir anlayışın ürünü olduğunu söyledi. Yıl boyunca yaşanan enflasyon, hayat pahalılığı ve alım gücü kaybının yok sayıldığını dile getiren Tanburoğlu, emekçilerin yıl içindeki kayıplarının dahi telafi edilmemiş olduğunu belirtip, buna paralel olarak CHP’li belediyelerde en düşük ücretin 39 Bin TL olacağını vurguladı.
Asgari ücretin milyonlarca hane için tek gelir kaynağı olduğunu belirten Tanburoğlu, “Açlık sınırının altında belirlenen bir ücret, emeği yok saymak ve çalışanları yoksulluğa ve açlığa mahkum etmek demektir. Bu anlayış sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmamaktadır. İktidarın ‘enflasyona ezdirmedik’ söylemi hayatın gerçekleriyle örtüşmemektedir. Asgari ücretin bir kişinin değil, bir ailenin insanca yaşam koşullarını esas alması gerekmektedir. Asgari ücretin yılda bir kez belirlenen sembolik bir rakam olmaktan çıkarılarak, gerçek enflasyon karşısında düzenli olarak güncellenen bir güvence haline getirilmesi elzemdir.”
Asgari ücret belirleme sürecinin adil ve demokratik bir zeminde yürütülmediğini söyleyen Tanburoğlu, “Milyonlarca emekçinin yaşamını doğrudan etkileyen bu süreçte, emeğin ve toplumsal yaşamın gerçekleri yok sayılmıştır. Asgari ücret belirleme süreci, işçilerin gerçek anlamda temsil edilmediği bir yapı ile tamamlanmıştır” dedi.
Açıklanan 28 bin 75 TL’lik ücretin, barınma, beslenme, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu söyleyen Tanburoğlu, “Bu tablo yalnızca ekonomik bir tercih değil, emekçilerin yaşam koşullarını hedef alan siyasal bir tercihtir. Hayat pahalılığı, fahiş kira artışları ve temel tüketim giderleri karşısında bu ücret yeterli değildir, sefalet ücretine dönüşmüştür. Bu ücret, yarın sandıkta ve toplumun vicdanında mutlaka karşılığını bulacaktır. 2026 geçim yılı olamayacağına göre, 2026 seçim yılı olacaktır.”
Cumhuriyet Halk Partisi olarak emeği merkeze alan bir toplumsal düzeni savunduklarını belirten Tanburoğlu, “İktidarımızda asgari ücretlinin, dar gelirlinin, emeklinin ve tüm dezavantajlı grupların yanında olup, gelir adaletsizliğine son vereceğiz. Bütün ücretlerin insani yaşam koşullarının üstüne çıkarmak için var gücümüzle çalışacağız. Sendikalarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde emeğin Türkiye’sini hep birlikte kuracağız.” Diye konuştu.




