Bundan sonra istediğini yapacağım. Ne sana, ne kendime hüznümü belli etmeden yaşayacağım. Öyle aklıma geldikçe ağlamayacağım. Olmaz ama olursa da böyle bir şey, bunu zayıflık sayacağım. Saydıklarımı bir bir yazıp, yaptıklarına çıkarılan dersler adına unutmayacağım. İşte sana söz veriyorum; öğütlerini tutacağım. Canım acısa da gözümden zerre yaşı isteyerek akıtmayacağım. Unutacaklarım olacak, zor olsa da başaracağım. Gözlerini misal, bakışlarına anlam katmasınlar diye renksiz şeffaf sanacağım. Tıpkı gözyaşı dökmeden sildiğin bana ait hikayeme, kaldığım yerden devam edip duracağım. Sensizliğin sessizliğinde, hiç kolay olmasa da yalnızlığımla mutluluğu yaşayacağım. Unutmak, yaşanan yeni anılarla üstü örtülen kor bir ateş gibi… Küllenmeye yüz tuttuğunda üfleyip canlandırmayacağım. Sönsün istiyorum… Üstü katbekat artsın, geçmişe dair ne varsa yok sayacağım.
Tüm bunlar yani söylediklerim, yaşadığım acılardan bilmeni isterim. İçim dolup taşıyor, yüküm ağır diyebilirim. Destek olman beklentim değildi. Olsan yanımda, hani illa olda demiyorum ama dediklerimi gözlerine bakarak dinletebilirdim. Bunu kendiliğinden yap isterdim. Yani bir sevgilinin dostluğuna yaklaşmanı beklerdim. Yavan, çiğ kalmış zamanların yapay sevgilerinden uzak, duyguların diyarlarında ekmeği böldüğün ellerinden öperdim.
Evet bunlar hep yalnızlıktan. Yalnızlığına alıştığımı sanıp, belki yaşadıklarımı görmezden gelmeye çalışmaktan. Yalnızlığımın karanlık sokaklarında; gidişinle tükenen duygularımın yerine yeşeren, farklı duyguları ekebilirim. Sevginin yerine nefreti koymak gibi bir şey değil bu… Özlemle ve hüzünle arkadaş olmak benim bahsettiğim. Oysa ki duygularımın adresi kalbimin verimli topraklarıydı. Onları, yüreğimde saf temiz suların akışıyla bir sarmaşık gibi büyütebilirim. Sevginin sınandığı ve sınırlandığı bir mekan değildi yüreğim…
Uzun bir yolculuk birikmişliğimi alıp götürebilir, olur ya kötü enerjilerimi de sönümleyebilir. Belki serüvenci yanım ortaya çıkar ve dünyaya bakan penceremden yeni fikirler, düşlerimle birlikte uykusundan kalkar. Bu yolculuk; unutmaya direnmeye çalışan hafızama bir ilaç olabilir.
Düşündüğüm birşeyler var, umut dolu mutlu yarınlar adına. Bir dünya turu var kafamda… Yüreğinde paylaşımı ve iyilikleri çoğaltanların yaşadığı kendi dünyam bu aslında. Hayal ettiğim bir çok yeri olsa da, gezip göremediğim, bilmediğim nice yaşamları vardır kuytularında. Gidip görmek, görüp yaşam adına umut dolmak gerek… Boş beleş kalabalıklardan uzak, yeşille iç içe, senlik benlik olmayan bir düzenin unutmaya gerek duyulmayacak olaylarının yaşandığı ortamlarında, mutlu olursun yalnızlığında.
Yokluğunun acısıyla bazen tuhaflaştığımın farkındayım. Acın inletse de bedenimi, sesimi çıkarmamakta kararlıyım. İçsel bir döngü aslında yaşadıklarım. Kendi kendime avuntularımın kıyısında, sözlerimin manasına mana katmaktayım. Kolay değilmiş, zormuş onu gördüm. Unutmak hiçte kolay değilmiş… Zorunu yaşamakta güzelmiş… Tüm güzellikleri ifadelerinde bulmak istemezdim.
Özür dilerim. Acının ve sevdanın güzelliklerinin sebebi sen bildiğim için pişman değilim ama özür dilerim. Unutmak, öylesine bir kelime demek isterdim. Ama olmadığını yaşayarak öğrendim. Unut dedin kolayı seçtin, unutmayı kendime öğretemedim…