Küresel emperyalizmin kuklası olacak bir yenidünya düzeni kurmak isteyen küreselleşme yanlısı millet suçluları, kendi kan ve emek emen düzenlerini kurabilmek için, kurulu tüm düzenleri yok etmek için, bugüne kadar denenmiş tüm zulüm örneklerini mumla aratan bir hegemon vahşeti devreye koymuşlardır. Yerküre üzerindeki tüm medeniyetlere havuzluk eden iki yüz yirmi civarındaki bağımsız devletin düzenlerini bozarak, küreselleşmeci emperyalizme yeni avlanma alanları inşa etmek istemektedirler

 

Dünyanın milletlerarası finans kapitallerinin merkezlerini kendi tekellerinde birleştirerek bir dünya devleti ve küresel bir ekonomik imparatorluk kurmak isteyen paranın baronları, sosyalist ve komünist sistemlerden sonra gözlerini şimdi ulus devletlere çevirmişlerdir. Küreselleşmenin yürüme ve gençlik evrelerinin gerçekleştiği bu asırda, küresel ekonomi tek elde toplanarak, her alanda sömürü lehindeki dönüşümler de sağlanmak suretiyle kapitalizm adeta bir atom bombası tesirinde kullanılmaya başlanmıştır.

 

Küreselleşme tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sosyal, ekonomik, kültürel ve hukuksal karmaşayı şiddetlendirmiştir. Sahibi bulunduğumuz medeniyet değerlerimizin mezara gömülmesi ve küresel hukukun tüm gereklerinin yapılması için bir süreç başlatılmıştır.

 

Medeniyet, millet ve devlet olma iksirlerimizi yok edecek bir çatışma zeminine doğru hızla sürüklenmekteyiz. Ülkemizde on yılı aşkın bir süredir devam eden bu oldubitti durumu, küresel emperyalizmin şube başkanlığına soyunmuş yerli işbirlikçilerimiz eliyle vaziyeti daha da vahimleştirmektedir.

 

Kuzey Afrika, Ortadoğu ve ülkemizi de içine alan bu coğrafyada, küresel emperyalizmin öngördüğü şekildeki bir dönüşüm, Büyük Ortadoğu Projesi adı altında faaliyetlerini hızlandırmaktadır. Tüm bölge komşu ülkelerimiz başta olmak üzere, Türkiye’ye de bu küresel dayatma ve zorlamalar, üstelik kendi yerli liderleri ve partileri tarafından inceden inceye yaptırılmaktadır.


20. asırda İngiliz senaryosunun kaleme alındığı bu coğrafyada bu kez Amerikan senaryosu yazılmakta ve küresel kararlar uygulanmaya koyulmaktadır. Bu cendereden kurtulmanın yegâne yolu, millet olarak kendi yolumuzu ve güzergâhımızı yine bizzat kendimizin tayin etmesidir. Zira bugün olduğu gibi, hep beraber içinde olduğumuz bu geminin dümenini tutanlar, kayalıklara giden yok oluş istikametine dümen kıranlar, bazen elleri emperyalistlerce küreselliğin rotasına kör düğüm edilmiş sözde efsane liderler ve onların partileri de olabilirler. İşte böyle durumlarda ölüm uykusuna yatmış milletlerin uyandıranları yine kendileri olacaktır ve ebedi tükenişin düğümünü çözen yine milletin bizatihi kendisi olacaktır.

 

Fahrettin KORKMAZ

Büyük Anadolu Kalkınma Hareketi Genel Başkanı