Adana Kent Konseyi Yüksek İstişare Toplantısı’nda konuşan Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk, önemli, düşündürücü tespitler yapmış;
 1) Adana’mızın, Belediye Yasasının amacına ve demokrasiye ters şekilde “Vekâleten” yönetiminin yanlışlığını vurgulamış,
2) Belediyelerin mesailerinin % 80’inin, rant üretmekten ibaret olan “İmar Planı değiştirmek” oluşunu eleştirmiş.
Dileriz geçmişte AKP İktidarına, Sayın Erdoğan’a “Yerel Yönetimler” konusunda “Danışmanlık” yapmış Sayın Öztürk’ün saptamaları partisi tarafından dikkate alınır; Adanalı da bu vesileyle kazançlı çıkar.
 Azim beyin, Adana Büyükşehir Belediyesinin, seçilmiş başkan “Açıkta” tutulurken, bir yılı aşkın süredir vekâleten yönetimini eleştiri ve Belediye Meclisleri ve kendi çalışmaları için samimi ve çarpıcı görüşleri şöyle:
1- (BŞB Başkanlığını hakkında) “Bir bakkal bile (çok uzun bir süre) vekâleten yönetilemez. Adana Büyükşehir Belediyesi’nin asaleten yönetilmesi için kanun çıkarılmalıdır” Gerçekten yoruma bile gerek bırakmayan yerinde sözler; uzun süreli vekâlet yasanın da demokrasinin de ruhuna aykırı olduğu kadar; Kanun “Başkan”ı özel yetkilerle donatıp doğrudan halk tarafından seçimini öngördüğünden; Ülke uygulaması, son yasadan evvel, çok uzun süre böyle olduğundan; Adana’nın 5 yılın dörtte üçünü vekâleten yönetimle geçirmesi seçmen iradesine saygısızlıktır.
Gerçi burada esas eleştirilecek olan, kesin bir yargı kararı olmaksızın seçilmiş başkanın açığa alınıp, vekâlet sistemine yol açılmasıdır.
Adanalının beklentisi, İçişleri Bakanının Başkan Durak’ı “Açıkta” tutmaya son verip, 65 müfettişin raporlarının yargı tarafından değerlendirilmesinin sonucunu beklemesidir. Eğer bu inceleme sonuçlarından Başkan için olumsuz bir yargı kararı çıkarsa kimsenin diyeceği olamaz; ancak sırf araştırma yapılıyor diye kimsenin Adana’yı uzun süre seçilmiş başkandan mahrum etmeye hakkı olmamalı…
2- (BŞB Çalışmaları hakkında) “Büyükşehir Belediye Meclisi’ne getirilen gündem sayısının yüzde 80’i nazım imar planı revizyonu; Böyle bir cinayet olamaz arkadaşlar kusura bakmayın; Böyle bir şey olamaz. Nazım imar planı revizyonu sadece kamu yararına değiştirilebilir” (Azim bey, kendi çalışmalarının özeleştirisi olarak da) “Siz de 7 yıldır Belediye Başkanısınız. Ne yaptınız” diye sorulabileceğini ifade ederek, “Evet, hiçbir şey yapmadık. Doğru. Bir şey yapmadık. Bu sorunları çözme yönelik bir adımlar attığımızı ifade edemeyiz. Geliniz Allah aşkına 1/25.000 ve 1/5.000’liği bir kez yapalım ve asla 1/25.000’liği bozmayalım. Şehrin neresi dikey, neresi yatay büyüyor bilen var mı? Belediye Başkanıyım ama ben bilmiyorum. Her gün şehrin planı değişir mi? Artık bir şeyleri düzeltmeliyiz. Yani biz sanayi şehri miyiz, turizm şehri miyiz? Yoksa sağlık turizminin geliştiği bir şehir miyiz? Söyleyin Allah aşkına”
Öncelikle açık yüreklilikle, samimi bir öz eleştirel yaklaşımla sözlenenler için Sayın Öztürk’e teşekkür etmeliyiz. Zira konunun içinde olup ayrıca uzmanlığı da bu mevzudaki birisinin saptamaları, çözüm için bulunmaz nimet mesabesindedirler.
Ayrıca Sayın Öztürk 2 dönemdir Başkan ve bu 2 dönem de de merkezi yönetimde iktidar olan partiye mensup. Üstelik geçen dönem BŞB ile aynı partiden idi.
Ancak görüyoruz ki Belediye sistemimizde önemli eksikler var; Anlayış da, belki de kültürün ürünü, sorun üretiyor; sonuçta kentlerimizin pek çoğu sorunlu; Belediyecilik alanında istenen yerde olduğumuzu söyleyemeyiz.
Bütün bunların ortak sonucu, sistemin düzeltilmesi bir ihtiyaçtır. Bu konuda Azim bey gibi işin içinden ve ayrıca ilmini yapmış kişilerin görüşleri dikkate değer…