“Şimşek’in Yanıtı: Somut Veri Yok, Sorumluluk Yok, Şeffaflık Yok”
Gülcan Kış, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yanıtını “bürokratik kalıp cümlelerle dolu, sorumluluğu dağıtan ama hiçbir soruya net cevap vermeyen bir metin” olarak tanımladı ve şu eleştirileri sıraladı:
“Bakan, 19 Mart’ta yaşanan olağanüstü dalgalanmada borsanın iki kez devre kesildiğini ve günün %8’i aşan kayıpla kapandığını hepimiz biliyorken, ‘somut işlem tespiti, kim yaptı, ne zaman yaptı, hangi hesaplar üzerinden gerçekleşti?’ sorularımıza tek bir rakam, tek bir isim, tek bir saat hatta tek bir dosya numarası bile vermemiştir. Bu, şeffaflık değil; örtme çabasıdır.”
“İçerden öğrenenlerin ticareti ve piyasa dolandırıcılığı gibi ağır suçlarda yetki açık: SPK, Borsa İstanbul, MASAK, BDDK… Ama yanıt, kurum isimlerini saymaktan ibaret; ‘şu tarihte şu kurum şu dosyada şu işlemi yaptı’ demiyor. 6362 sayılı Kanun’un 106 ve 107. maddeleri ortadayken, ‘inceleme başlattık mı—evet mi hayır mı?’ sorusuna bile net bir cümle yok.”
“Kamu yararı gereği asgari bilgilendirme yapılabilir. ‘Soruşturma gizliliği’ bahanesi, hiçbir veri vermemek için sığınılacak bir gölge değildir. Gizliliği ihlal etmeden işlem sayısı, büyüklük aralığı, saat dilimi, uyarı mekanizmasının tetiklenip tetiklenmediği ve SPK bültenine yansıyan işlem olup olmadığı açıklanabilirdi; açıklanmadı.”
“Denetim mekanizması işledi ise kanıtı nerede? SPK bültenlerinde idari yaptırım, suç duyurusu; MASAK’ta şüpheli işlem raporu; Borsa İstanbul’da gözetim kayıtları… Hangi birini gördük? Hiçbirini. Bu yanıt, piyasalara ‘denetimsiz kazanç mümkündür’ mesajı verir; bu da kurumlara ve hukuka güveni aşındırır.”
CHP’li Gülcan Kış, “Bakan’ın yanıtı, siyasi krizin ekonomik yansımasında kimlerin kazandığını gizliyor; halktan saklıyor” diyerek, Meclis’te konunun peşini bırakmayacağını vurguladı.
“Masada da Sokakta da Halkı Koruyan Yok”
Gülcan Kış, şeffaflık eksikliğinin yalnızca piyasa işlemleriyle sınırlı olmadığını, toplu sözleşme masasında da aynı anlayışın sürdüğünü belirtti:
“Memur-Sen, 2026 için %88, 2027 için %46 zam talebiyle masaya oturdu. Bu taleplerin içinde enflasyon farkı, refah payı ve taban aylık artışı vardı. Ancak iktidar, 2026 için %10+6, 2027 için %4+4 zam teklif ederek milyonlarca memuru ve memur emeklisini yok saydı.
Üstelik bu teklifte refah payı da, taban aylığa zam da yok. Yani memurun cebindeki para daha almadan eriyecek. Saray bütçesinde israf, yandaş ihalelerde sınırsız kaynak var ama işçiye, memura gelince kemer sıkma politikası devreye giriyor. Bu, sosyal devlet ilkesinin reddidir.”
“Merkez Bankası Bile Gerçeği Saklayamadı”
Gülcan Kış, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son Enflasyon Raporu’ndaki revizyonların, hükümetin maaş politikalarını daha da anlamsız hale getirdiğini söyledi:
“Merkez Bankası, 2026 enflasyon hedefini %12’den %16’ya, 2027 hedefini %8’den %9’a yükseltti. 2025 yılı içinse enflasyonu %25-29 aralığında bekliyorlar.
Yani hükümetin memura önerdiği zam, daha cebine girmeden eriyecek. Bu, milyonlarca çalışana ‘yoksulluğu kabul edin’ demektir. Merkez Bankası bile fiyat artışlarının süreceğini kabul ediyor ama Hazine ve Maliye Bakanı hâlâ pembe tablolar çiziyor. Halk, gerçeği mutfağında görüyor, pazarda hissediyor.”
“Acı Reçete Hep Halka, Kazanç Yandaşa”
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, üç gelişmenin de aynı gerçeği ortaya koyduğunu vurguladı:
“Spekülatif kazanç iddialarında sessizlik, memura ve emekliye kırıntı niteliğinde zam teklifi, Merkez Bankası’nın yukarı yönlü enflasyon revizyonu… Hepsi aynı fotoğrafın parçalarıdır.
İktidar, ekonomik krizin faturasını halka çıkarıyor, yandaşı ise koruma altına alıyor. Acı reçete hep halka, kazanç ise yandaşa. Bu düzen değişecek.”