Niğde’nin önemli bir üretim merkezi olduğunu vurgulayan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaşanan kaybın boyutlarını şu sözlerle anlattı: “Niğde önemli bir üretim merkezi. 2024 yılında 600 bin tonun üzerinde elma üretimi gerçekleşmişti. Ancak zirai don nedeniyle Niğde’de 500 bin tonun üzerinde ürün kaybı yaşandı.”
Bu kaybın yalnızca Niğde ile sınırlı olmadığını belirten Gürer, ülke genelinde meyve üretiminin ciddi biçimde etkilendiğini ifade etti.
“TARSİM ÖDEME YAPTI AMA ŞART ÜSTÜNE ŞART KOYDU”
TARSİM uygulamalarını eleştiren Ömer Fethi Gürer, sigortası olan üreticilerin bile mağdur edildiğini belirterek, “TARSİM sigortası olanların ödemeleri yapılırken çok sayıda şart getirildi. Örneğin cevizde 8 yaşından önceki ağaçların zararı karşılanmadı. Üstelik bölgeden bölgeye farklı uygulamalar yapıldı,” dedi.
Bu durumun üreticiler arasında adaletsizlik yarattığını vurguladı.
İktidarın verdiği desteklerin yetersiz olduğunu belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, şu ifadeleri kullandı: “Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olanlara dekar başına 5 liralık bir destek verildi. Ancak bu destek üreticiler için yeterli olmadı.”
ÇKS’ye kayıtlı olmayan küçük üreticilerin tamamen dışarıda bırakıldığını belirten Gürer,
“ÇKS ş olmayan, yani ÇKS’ye dahil olmayan çiftçiler destekten yararlanamadı. Oysa bunların 1 ila 5 dönüm arasında bahçeleri var. Elma, şeftali, kiraz gibi ürünler bu bahçelerde yetişiyor. Bunları yok sayamazsınız” dedi.
“MEYVEDE GERÇEK KAYIP 10 MİLYON TON”
“TÜİK verilerine göre zirai don nedeniyle meyve üretiminde 8 milyon ton kayıp var. Ancak kayıt dışı üretimi de eklediğinizde bu rakam 10 milyon tona ulaşıyor.”
Türkiye’de yaklaşık 28 milyon ton meyve üretildiğini hatırlatan Gürer, “Bu rakamlar, zirai donun ülke genelinde ne kadar büyük bir yıkıma yol açtığını açıkça gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Üreticilerin borç batağına sürüklendiğini belirten Ömer Fethi Gürer, yaşanan tabloyu şöyle özetledi:
“Çiftçilerin bankalara borcu var. Ürün olmayınca cepte para olmadı. Para olmayınca borçlar ödenemedi. Çiftçi ciddi bir sıkıntı yaşıyor.”
Bahçelerin yeniden ürün verebilmesi için acil destek gerektiğini vurgulayan Gürer,
“2026 yılında ürün alınabilmesi için bahçelerin çapalanması, gübrelenmesi, ilaçlanması ve yeni dikimlerin yapılması gerekiyor. Bu da ancak destekle olur” dedi.
“BORÇLAR EN AZ 3 YIL ERTELENMELİ”
Çözüm önerilerini de sıralayan Gürer, “Çiftçilere acilen ek kredi desteği verilmelidir. Mevcut borçlar en az üç yıl süreyle ötelenmelidir. 2025 yılında yaşanan sorunlara bu şekilde kısmi de olsa bir çözüm getirilebilir,” diye konuştu.
“TARSİM MUTLAKA YENİDEN YAPILANDIRILMALI”
İklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkilerine dikkat çeken CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sigorta sisteminin köklü biçimde değişmesi gerektiğini ifade ederek, “İklim değişikliğiyle önümüzdeki dönemde tarımda sorunlar artacak. Sigorta sistemi bu nedenle çok önemli. Ancak TARSİM’in mutlaka yeniden yapılandırılması gerekiyor.”
Mevcut yapıyı eleştiren Gürer, “Şu anda TARSİM neredeyse üreticinin ödediği primlerin yüzde 10’una varan kısmını gelir olarak yazıyor. Oysa üreticiyi destekleyen, zararı karşılayan bir sistem kurulmalı” dedi.
2025 yılında birçok üründe ciddi kayıplar yaşandığını ifade eden CHP’li Gürer,
“Kirazda, şeftalide, cevizde, zeytinde, fındıkta ve diğer bahçe ürünlerinde önemli ölçüde kayıplar oluştu. Resmi veriler de bunu açıkça gösteriyor” diye konuştu.
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımdaki sorunların gıda arzını da tehdit ettiğini belirterek,
“2026 yılında gıda arzında yaşanacak sorunlar nedeniyle ithalat artabilir. Bu geçici bir önlem olabilir ama kalıcı çözüm değildir” dedi.
21 üründe arz açığını kapatmaya yönelik çalışmaların 2025 yılında başarısız olduğunu söyleyen Ömer Fethi Gürer, “Buğday, arpa, pamuk, mercimek, nohut, fasulye başta olmak üzere çok sayıda üründe açığımız arttı” ifadelerini kullandı.
Ayçiçeği, pirinç ve bitkisel ham yağ gibi ürünlerde dışa bağımlılığın sürdüğünü hatırlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Türkiye’nin tarım politikası kapsamlı biçimde yeniden ele alınmalıdır. Bu bir tercih değil, zorunluluktur. Ülkemiz mutlak surette yeniden kendi kendine yeter hale getirilmelidir,” dedi.




