Kimse kusura bakmasın, edebiyatta Yaşar Kemal denilince akla Çukurova geliyorsa, spor dünyasında da duruşu, kimliği ve oluşumuyla Adana Demirspor başka bir anlam taşır...
İspanya'da Barcelona, İtalya'da Livorno, İngiltere'de Liverpool takımları ne anlam taşıyorsa, hak ettiği birinci ligde olmamasına karşın Adana Demirspor da aynı misyonu üzerinde taşır. Demiryolcuların kurduğu Adana Demirspor, tıpkı Karabük gibi emekçi takımıdır ve sırf bu yüzden kitleler 5 Ocak Stadı'nı 'Biz halkın takımıyız' diye inletir. Bilinmelidir ki kasasında milyon dolarları olan takımlar bile kentlerinde böylesine içten ve coşkuyla sahiplenilmez.
Yoksul halk kesiminin ve halkın sorunlarına duyarlı yurttaşların yüreği söz konusu Adana Demirspor olunca farklı çarpar. İnanmıyorsanız ya da hiç görmediyseniz o stada bir gidin ve ADS tezahüratlarını bir dinleyin. Karşılaştırmak için başka takımın da maçına gidin. Farkı farkettiğinizde ne demek istediğimizi daha iyi anlarsınız.
Halkın takımı dedik ya. Bu takımın her öznesi aynı Yılmaz Güney gibi efsaneleşmiştir. Adanalı ünlü sinemacılardan Arif Keskiner, Adana Demirspor'un efsane topçusu Muharrem Gülergin'i 'Demirspor’u Demirspor yapan kişi' olarak tanımlıyor. Babası da demiryolcu olan Muharrem Gülergin, her branş da önemli başarılar elde etmiş. Kulüpler tarihinde böyle bir isme başka takımlarda rastlamak mümkün değil. Onlar halkı için oynayan, yoksul kesimlerin zafer isyanı olabilen ender isimler. 
Demirspor'un tarihsel mirası ve misyonu ortada. Amaç halkın zaferi. Ama bugün Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış Adana Demirsporlular'ı bulun, takımdan ve memleketten söz edince yüreği daralır. Niye? Çünkü takım hem misyonundan hem de eski başarılı dönemlerinden çok ama çok uzak. Maalesef misyona uygun olmayan kişilerin yönettiği takım özlenen takım değil. 
Son dönemde kulübün Livorno ile oynanan dostluk maçı hariç adının kavga ve tartışmalarla anılması hoş değil. Yönetim tartışmalarının ardından kulüpte Türk sporunun önemli iki ismi göreve getirildi. Samet Aybaba ve Ünal Karaman. Sporcu kimliklerine kimsenin edecek lafı yoktur sanırım. Ama temsil ettikleri veya taşıdıkları siyasal anlayışı Adana Demirspor'un başına yerleştirmeye çalışmak son derece yanlış olur. Son dönemde kulübe sahip çıkması gerekenler geri duruyor diye kimse yanlış işlere girişmemeli. Aksi halde kulüpte telafisi mümkün olmayan yaralar açılır.
Ama yine de bilinmeli ki, halkın takımında tarihsel misyon dışında kalan maya tutmaz.
O misyona gönül verenlerin buna izin vereceğine de sanmıyorum…