Geçtiğimiz Cuma günü Büyükşehir Belediye Meclisinde CHP’li Meclis Üyesi Bekir Sıtkı Özer, Ekspres Gazetesi’ni eline alarak, gazeteye yönelik ağır hakaretlerde bulundu. Özer’in Meclis kürsüsünde yaptığı konuşma, şöyle:

Sayın Başkan, değerli meclis üyesi arkadaşlarım,
Son günlerde yaşadıklarımız, beni ve arkadaşlarımı çok ciddi üzmüş, üzmeye devam etmektedir.

 Şimdi ise olay Cumhuriyet Halk Partisi’ni kamuoyunda linç etmeye dönüşmüştür. Bir yıldır bu mecliste üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalışan bizleri  kişilikleri malum kalemler takma isimler tarafından başkan vekili oylaması sonuçlarına göre bizlere olan kinlerini kusmaktadır. Şimdi bu kürsüden sormak istiyorum. Bu sorular her türlü zor koşullara rağmen kıt olanaklarıyla gerçekten gazetecilik yapan kentin sorunlarına sahip çıkan gazetecilere değildir.

Bu gün bize cephe alan kiralık kalemler, dün bu kürsüden kötü yönetilen ASKİ’yi gündeme getirdiğimizde bunları yazdılar mı, Altın Koza’yı gündeme getirdik bunları yazdılar mı, huzur hakkı ve ÇUFAŞ’ı  masaya yatırdık bunları manşetlerine taşıyabildiler mi, metroyu bu kürsüden dile getirdik, bunları yazabildiler mi?

Arıtma tesislerinin çevreye verdiği sıkıntıları açıkladık, içimizde hain arayan çanak yalayıcıları bunları yazabildi mi?

Adana’nın yok sayılan mahallelerinin sorunlarını bu kürsüden haykırdık, bugün kendinizce suçladığınız Genel Sekreterimizi arayıp Cumhuriyet Halk Partisi çok iyi temsil ediyor, çok iyi üyeler seçtiniz diye kutlayabildiniz mi?

Adana’nın kuzeyi ile güneyi arasında en az 100 yıl gelişmişlik farkı var, Adana kötü yönetiliyor, haykırışlarımızı manşetlerinize taşıyabildiniz mi?

Engellilerin sorunlarını kent gündemine taşıdık, daha ucuz sudan yararlanmalarını sağladığımızı manşetlerinize taşıyabildiniz mi?

Beş yıllık stratejik plan, 2010 performans bütçe faaliyet raporları hakkındaki çalışmalarımızı manşetlerinize taşıyabildiniz mi?

Şimdi utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan, CHP’yi kamuoyunda yaralamaya çalışıyorsunuz?

Telaşınızı anlıyoruz, gazetecilik yapmadan, yıllardır nemalandığınız belediyelerden kaynaklarınızın kesileceğinin farkındasınız. Telaşınız bundan, bu ruh halinizi anlıyorum.

Korkmayın, siz de bukelamun yüz oldukça, her başkana çabucak kaynaşırsınız. Aklınızca CHP’yi bölmeye çalışıyorsunuz. Oylamadan önce bizleri arayıp MHP’ye nasıl oy veriyorsunuz. Oy verilir mi diye bizi uyarmaya çalışan gazeteci geçinen tipler, bize diyordunuz ki Kahramanmaraş, Çorum katliamlarını unutmayın, solcuların kemiklerini sızlatmayın diyenler, şimdi utanmadan içimizde hain mi arıyorsunuz. Oylama sonuçlarına gelince, CHP 10, AKP 13, MHP 9, Bağımsız 2 temsilci ile bu mecliste yer alıyordu. İlk oylamada CHP 10, AKP 12, MHP 11, bir oy da bağımsız çıktı. İkinci oylamada sayın  başkanım oyunu açık gösterdi kime oy verdiğini. CHP 11, MHP 10, AKP 13, üçüncü oylamada, AKP 13, MHP 11, CHP 9 ve bir oy boş çıkmıştır.

Evet o oy bizimdi. Ama hiçbir partiye de oy verilmemiştir. Son oylama sonuçları bizleri günah keçisi yaptı. Şimdi soruyorum, bunları hiç araştırabildiniz mi, MHP üçüncü oylamadaki oyunun hepsini son oylamada tutabildi mi? AKP kendi oyunun dışında 2 bağımsızın oyunu alıyor, toplam 15, bir tek fazladan oyu var, bu oyun CHP’den gittiği ya da MHP’den gittiği buna kesin garanti veren var mı içinizde?

İki boş oyun CHP’den gittiğini gösteren elinizde bir kanıt var mı elinizde? MHP’nin kendi adayına olan tepkisini neden gözardı ediyorsunuz? Kulislerde söylenenleri sizin kulaklarınız duymadı mı, bizlerle ilgili olanları duyuyorsunuz da onları neden duymamazlıktan geliyorsunuz? Bir yerlerden talimat alarak hazımsızlıklıklarını CHP’ye yüklemek isteyen o malum merkeze seslenmek istiyorum.

CHP’yi ne tutmalarınız, ve ne de hele hele ne siz satın alamazsınız. Partimize çamur attıran ve bu pis iğrenç oyuna alet medya ile adalet önünde hesaplaşacağız.

Siyasi hırs ve emellerine kimse CHP’yi alet edemez, partimin adı bu şaibelerle anılamaz. Bu konu oldukça deneyimli olan o merkezin hazırladığı planı tutmayacaktır.

Kendi içinizde bile çelişkiye düşüyorsunuz, bir gün önce gazeteye Önder Sav’ın eserleri yazıyorsunuz, bir gün sonra da eser sahiplerinizi açıklıyorsunuz diye Önder Sav ile ilgili hiç alakalı olmayan bir manşeti ortaya çıkarıyorsunuz. 1973 yılında bu partiye girdiğimde tanıma fırsatı bulduğum Önder Sav’ı utanmadan, arlanmadan, bu işlere bulaştırıyorsunuz ki, adında tek bir şaibe eseri bulunmayan Türkiye’deki ender politikacılardandır Önder Sav.

Yine kalemşör tarafından yazılan yazıda meclis üyeleri refere edilenler şeklinde belirtilmiş ve sahipleri olarak referansları yazılmıştır. Bu kentte kimlerin kimlerin sahibi olduğu, kimlerin sahiplerine kalemşörlüğünü yaptığını kamuoyu nezdinde bilinmektedir.  Bu kişilerin biz meclis üyelerini hedef olarak  göstermesi, tarafımızca çok manidar bulunmaktadır. Bizlerin bu kalemşörler tarafından canlı hedef gösterilmesi hususunda yasal yollara başvurularak gereğinin yapılacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Eğitim ve bilinç düzeyi son derece yüksek, kendilerini hayatları boyunca her alanında kanıtlamış, şaibesi bulunmayanların sahipleri  CHP’dir. Bu yazıları yazanların sahiplerinin kimler olduğu konusun kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Tuncel: Onu da açıklarsan daha faydalı olur.

Özer: Onu bilirler başkanım, kim olduğunu da bilirler. Hepsinin yüzlerinin renginin nasıl değiştiğini görüyorum. Rantçı meclis üyeleri diye bizleri suçlayanlara diyorum. Sizin yüzünüze tutmak için Varak aynalar yetmez. Bu kadar yüzsüzsünüz, arsızsınız, burdan itham ediyorum namussuzsunuz.

Sayın başkan, bir konuyu da belirteceğim. Dostum olmasından mutluluk duyduğum bir arkadaşım var burada. Levent Özveren. Levent Özveren’in oteline giderim. Levent Özveren’in otelinin önünde partime gitmek için aracımı park ederim. Bu seçim sürecinde bana bir tek  telkinde bulunmamıştır. Öyle mi arkadaşım.

Kaldı ki eğer bizi başbaşa bıraksaydınız, 34 kişi bunu kendi üst düzey yöneticilerine söylemiştir ve benle de paylaşmıştır.. Bu 34 kişiyi başbaşa bıraksaydınız bu işi biz daha rahat çözebilirdik diyebilme yürekliliğini de göstermiştir kendi genel merkezinde. Kendi arkadaşları da bunu bilmektedir. İkili ilişkileri dahi bu kadar didiklemeye çalışan, bundan mana çıkaran şerefsizlere söylüyorum. Levent Özveren’in oteline gitmeye devam edeceğim. Sizlerden de hesap soracağım. Bu alçaklıkların hesabını yargıda vereceksiniz. Hepinize saygılar sunarım.