12 Haziran 2011'de yapılacak milletvekili seçimleri için listelerin açıklanmasından sonra CHP'de bir karışıklık yaşandı. 2. sıra adayı sayın Ümit Özgümüş'ün bazı açıklamaları tepki gördü. Açıklamalarında yanlışlık yoktu belki ama CHP camiasında bu açıklamaların gereksizliği vurgulandı. Bizce de -doğru olsa da- sarf edilmemesi gereken cümlelerdi. Her doğruyu her yerde söylemek ne derece doğru olabilir ki... Zira Özgümüş de biliyor ki açıklamalar tüm aday adayları arasında "Acaba beni mi kastetti" kaygısı yarattı. Gazetelere yansıdığı kadarıyla genel merkez düzeyine iletilen Adana'daki gelişmelerin 28 Nisan'a kadar farklı bir boyut ortaya çıkarabileceği iddia ediliyor. Tabi bunlar iddia boyutunda. Örneğin Rıza Mete'nin (8. sıra) yerini beğenmediği ve zaman zaman istifayı düşündüğü söyleniyor. Aday tanıtım toplantısında sitemle karışık üzüntülü olduğunu gözler önüne seren bir konuşma da yapmıştı sayın Rıza Mete. Adayların kamuoyuna açıklanmasının üzerinden bugün tam 15 gün geçti ancak CHP'deki dedikodu kazanı kaynamaya devam ediyor. Bu arada CHP'li adayların ellerini çabuk tutup özellikle ilçe gezilerine başladığını da söylemek lazım. Gönderilen bültenlerde listenin arka sıralarında yer alan adayların bile canla başla çalıştığını görüyoruz.
***
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da listelere gelen tepkilerden rahatsız olacak ki seçim vaatlerinde bu konuyu da ele aldı. Kılıçdaroğlu, “Umuyorum önümüzdeki seçimlerde bütün adaylarımız ön seçimle gelecek. 4 binin üzerinde aday var. Biz 550'sini seçeceğiz. Burukluk yaşayanlar olacak ama hep beraber yaralarımızı sarıp yolumuza devam edeceğiz” dedi. Öteden beri söylediğimiz bir konunun 4 yıl ötelemeli de olsa uygulanacak olması aday adaylarının umudunu korumasına ve demokrasinin güçlü kollarına sarılmalarına yardımcı olacaktır. Üstelik adaylar netleştikten sonra dedikodu yerine plan ve projeler tartışılacaktır. Çünkü biz biliyoruz ki hak eden de hak etmeyen de cümlesine "Ön seçim olsaydı..." diye başlamaktadır.
***
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aksine seçim vaatlerinde Adana ve Mersin'e özel bölüm ayıran Kılıçdaroğlu'nun bu tavrının Adana kamuoyuna olumlu yansıdığı söylenebilir. Bölgesel işbirliği konusunda özel çaba harcayan Adana Sanayi Odası Başkanı Sadi Sürenkök'ün girişimleriyle Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı'nın Adana'ya yaptığı ziyaret de özlenen bir tabloyu gözler önüne serdi. Sürenkök'ün Adana'daki diğer oda ve borsalarla kamuoyuna yansıttığı örnek girişimi destekleyici açıklamanın Kılıçdaroğlu cephesinden de gelmesi ayrı bir önem taşıyor.
Olumlu yansımalar bir bütün olarak ele alındığında Türkiye'nin yatırıma en elverişli ancak yine Türkiye'nin en işsiz, bölgesi konumundaki Çukurova'nın geleceğine dair umutlu olunabilir.
***
Şüphesiz iktidar kanadının ve bu kanadın Adana'daki belirleyicisi sayın Ömer Çelik'in genelde bölgemiz, özelde Adana için yapabileceği çok şey olduğunu da düşünüyoruz.
Geride kalan dönemde bu düşüncemiz hayata geçmese de sayın Çelik'in 12 Haziran 2011 seçimlerinden sonra ulusal ve uluslararası politikasından arta kalan zamanlarında Adana'yı gündemine almasını bekliyoruz.
Tabi bu gündem; atışma ve sataşmalarla değil, yatırım, planlama, işbirliği ve bölgesel ortaklık konularıyla dolu olmalıdır.
Çünkü kentin buna çok ama çok ihtiyacı var...
İyi haftalar...
Yorumlar
Trend Haberler

Yüreğir'de 2. Kent Lokantası Hizmete Başladı

Adanaspor'u Levent Pütün Mü Alıyor?

Seyhan Belediyesi’nden Küçükdikili Mahallesi’ne Asfalt Hizmeti

Adanaspor’da Altyapının Başına Savaş Bahadır Getirildi

Adana’da 47,5 Derece ile 95 Yılın Sıcaklık Rekoru Kırıldı: Tarım Ürünlerinde Güneş Yanığı Hasarı